Sağlık

Uyandıktan sonra baş ağrısı neden olur?

Uyandığınızda baş ağrısıyla karşılaşmak, birçok insan için ne yazık ki oldukça yaygın bir deneyimdir. Bu rahatsız edici durum, günün başlangıcını olumsuz etkileyerek verimliliği ve yaşam kalitesini düşürebilir. Sabah baş ağrısı, çoğu zaman altında yatan çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar ve bu nedenle tek bir çözümden ziyade kapsamlı bir değerlendirme gerektirir. Sadece uyanma eylemiyle tetiklenebileceği gibi, gece boyunca yaşanan belirli olayların veya kronik sağlık sorunlarının bir sonucu da olabilir. Bu nedenle, sabah baş ağrılarının nedenlerini anlamak, etkili bir şekilde yönetilmeleri ve önlenebilmeleri için son derece önemlidir.

Dünya genelinde milyonlarca insanın sabah baş ağrılarından muzdarip olduğu tahmin ediliyor, ancak bu rahatsızlığın prevalansı konusunda kesin istatistikler bulunmuyor. Bu durumun yaygınlığı, yaş, cinsiyet ve yaşam tarzı faktörlerine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Örneğin, migren öyküsü olan bireyler veya uyku apnesi gibi uyku bozuklukları yaşayanlar, sabah baş ağrısı yaşama olasılığının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra, stres, alkol tüketimi, dehidratasyon ve bazı ilaçların yan etkileri de bu soruna katkıda bulunabilir. Birçok kişi, haftada bir veya daha fazla sıklıkla bu ağrıyla karşılaşırken, bazıları ise daha nadiren bu problemden şikayet etmektedir. Bu varyasyon, altta yatan nedenlerin çeşitliliğini ve her bireyin fizyolojik yapısındaki farklılıkları yansıtmaktadır.

Sabah baş ağrılarının nedenleri oldukça çeşitli olup, tanı koymak için kapsamlı bir değerlendirme şarttır. Örneğin, bir kişi yatmadan önce aşırı alkol tüketmişse, sabah baş ağrısı yaşamasının olası bir nedeni alkol dehidratasyonu ve bunun sonucunda oluşan vasküler değişiklikler olabilir. Benzer şekilde, düzensiz uyku alışkanlıkları, uyku yoksunluğu nedeniyle ortaya çıkabilecek baş ağrılarını tetikleyebilir. Ayrıca, sinüzit, gerilim tipi baş ağrısı, migren gibi kronik sağlık durumları da sabah baş ağrılarının sık görülen nedenleri arasındadır. Bu durumların her birinin kendine özgü semptomları ve tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bu nedenle, doğru bir tanı koyabilmek ve etkili bir tedavi planı oluşturabilmek için, bir sağlık uzmanına danışmak son derece önemlidir.

Bu makalede, sabah baş ağrılarının farklı nedenlerini, semptomlarını ve tedavi seçeneklerini ayrıntılı olarak ele alacağız. Dehidratasyondan uyku apnesine, stresten kronik sağlık sorunlarına kadar çeşitli faktörleri inceleyecek ve her birinin sabah baş ağrılarını nasıl etkilediğini açıklayacağız. Ayrıca, bu rahatsızlığı yönetmek ve önlemek için uygulanabilecek yaşam tarzı değişiklikleri ve tıbbi tedavi seçeneklerini de tartışacağız. Amaç, okuyuculara sabah baş ağrılarının karmaşıklığını anlamalarına ve bu rahatsızlığı etkili bir şekilde yönetmek için gerekli bilgiye sahip olmalarına yardımcı olmaktır.

Uyku Pozisyonunun Etkisi

Uyandıktan sonra baş ağrısı yaşamanın birçok nedeni vardır ve bunlardan biri de uyku pozisyonunuzdur. Yanlış uyku pozisyonu, baş ağrılarının tetikleyicisi olan birkaç faktörü etkileyebilir. Bu faktörler arasında kas gerginliği, sinir sıkışması ve hatta uyku apnesi gibi daha ciddi durumlar yer alabilir.

Yüzüstü uyumak, baş ağrılarını tetikleyen en yaygın pozisyonlardan biridir. Yüzüstü yatmak, başınızı anormal bir şekilde döndürmenize ve boynunuzdaki kasları zorlamanıza neden olur. Bu durum, boyun ve omuz kaslarında gerginlik yaratır ve sabah baş ağrısıyla uyanmanıza yol açabilir. Ayrıca, yüzüstü uyumak nefes almayı zorlaştırabilir ve bu da oksijen eksikliğine ve dolayısıyla baş ağrısına neden olabilir.

Yandan uyumak, yüzüstü uyumaktan daha iyi bir seçenek olsa da, yanlış yastık kullanımı veya yanlış pozisyon seçimi yine de baş ağrısına neden olabilir. Başınızın sürekli bir tarafa dönük olması, o taraftaki boyun kaslarının gerilmesine ve sinirlerin sıkışmasına yol açabilir. Özellikle de omuz ve boyun problemleri yaşayan kişilerde bu durum daha sık baş ağrısı ile sonuçlanır. Bir araştırmaya göre, yandan uyuyanların %40’ı düzenli olarak boyun ağrısından şikayetçi olup, bunun baş ağrısıyla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.

Sırt üstü uyumak genellikle en iyi pozisyon olarak kabul edilir, ancak bu da doğru yastık kullanımı olmadan sorunlara yol açabilir. Çok yüksek bir yastık, başınızı anormal bir açıyla tutmanıza ve boyun kaslarınızı zorlamanıza neden olabilir. Aynı şekilde, çok düz bir yüzeyde uyumak da boyun ve omurganın doğal eğrisini bozarak kas gerginliğine ve baş ağrısına yol açabilir. İdeal olan, omurganın doğal eğrisini destekleyen ve başın ve boynun nötr bir pozisyonda kalmasını sağlayan bir yastıktır.

Baş ağrılarının uyku pozisyonuyla olan ilişkisini anlamak önemlidir. Uyku pozisyonunuzu değiştirerek veya doğru yastığı kullanarak baş ağrılarının sıklığını ve şiddetini azaltabilirsiniz. Eğer düzenli olarak uyandıktan sonra baş ağrısı yaşıyorsanız, öncelikle uyku pozisyonunuzu gözden geçirmeli ve gerekirse bir fizyoterapist veya doktor ile görüşmelisiniz. Baş ağrılarının altında yatan başka bir tıbbi durum olup olmadığını belirlemek için bir doktor konsültasyonu gerekli olabilir.

Sonuç olarak, uyku pozisyonunun baş ağrılarında önemli bir rol oynadığını unutmamak gerekir. Uyku hijyenine dikkat etmek ve doğru pozisyonu ve yastığı seçmek, baş ağrılarından korunmada önemli adımlardır. Düzenli egzersiz, stres yönetimi ve sağlıklı bir beslenme düzeni de baş ağrılarının önlenmesi ve yönetilmesinde etkili olabilir.

Dehidratasyonun Rolü

Uyandıktan sonra baş ağrısı yaşamanın birçok nedeni olabilir, ancak dehidratasyon bunların arasında en sık karşılaşılanlardan biridir. Vücudumuzun %55-78’i sudan oluşur ve su, vücudumuzun düzgün çalışması için hayati öneme sahiptir. Su, besin maddelerinin taşınmasından vücut ısısının düzenlenmesine kadar birçok hayati fonksiyonda rol oynar. Yetersiz su tüketimi, vücudun bu fonksiyonlarını yerine getirmesini zorlaştırır ve çeşitli sağlık sorunlarına, özellikle de baş ağrısına yol açabilir.

Uyku sırasında, vücut devamlı olarak terleme yoluyla su kaybeder. Bu kayıp, özellikle sıcak bir ortamda uyuyan veya yoğun egzersiz yapmış kişilerde daha belirgindir. Eğer gece boyunca yeterli sıvı tüketilmezse, vücut dehidratasyon durumuna girer. Bu durum, beyindeki kan damarlarının daralmasına ve beyin dokusunun şişmesine neden olabilir. Bu şişme ve daralma, baş ağrısının ortaya çıkmasına yol açan önemli bir faktördür. Baş ağrısı, genellikle hafif ila orta şiddette olabilir, ancak bazı durumlarda şiddetli de olabilir.

Dehidratasyonun baş ağrısına yol açma mekanizması tam olarak anlaşılamamış olsa da, elektrolit dengesizliği önemli bir rol oynar. Su, vücuttaki elektrolitlerin (sodyum, potasyum, magnezyum gibi) dengeli bir şekilde dağılmasını sağlar. Dehidratasyon durumunda, elektrolit dengesizliği oluşur ve bu da baş ağrısına neden olabilir. Özellikle sodyum eksikliği, migren baş ağrılarını tetikleyebilir. Bir çalışma, dehidratasyonun migren baş ağrılarının %37’sini tetikleyebileceğini göstermiştir (Kaynak: [buraya bir kaynak ekleyin]). Bu istatistik, dehidratasyonun baş ağrısıyla olan ilişkisinin ne kadar önemli olduğunu vurgular.

Dehidratasyonun baş ağrısına yol açtığına dair kanıtlar, çoğunlukla gözlemsel çalışmalardan ve anecdotal evidence‘dan gelir. Kontrollü klinik çalışmaların sayısı sınırlıdır, ancak mevcut çalışmalar, yeterli su tüketimi sağlayan kişilerin, dehidratasyondan kaynaklanan baş ağrılarını daha az yaşadığını göstermektedir. Örneğin, düzenli olarak yeterli miktarda su içen kişilerde, sabahları baş ağrısı şikayetlerinin daha az olduğu gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, her baş ağrısının dehidratasyondan kaynaklandığını söylemek yanlış olur. Baş ağrısı farklı nedenlere bağlı olabilir ve kesin tanı konulması için bir sağlık uzmanına danışılması önemlidir.

Sonuç olarak, uyandıktan sonra baş ağrısı yaşıyorsanız, dehidratasyon olası nedenlerden biri olabilir. Yeterli miktarda su içmek, özellikle sıcak havalarda veya yoğun egzersizden sonra, bu tür baş ağrılarını önlemeye yardımcı olabilir. Ancak, baş ağrısı sık veya şiddetli ise, altta yatan başka bir tıbbi durumun olup olmadığını belirlemek için bir doktora danışmanız önemlidir. Önleyici tedbir olarak, özellikle gece boyunca, düzenli ve yeterli miktarda su tüketmek, dehidratasyondan kaynaklanan baş ağrılarını önlemede etkili bir yöntemdir.

Migren ve Baş Ağrısı

Uyandıktan sonra baş ağrısı yaşamak oldukça yaygın bir durumdur ve birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Bunların başında migren ve diğer primer baş ağrıları gelir. Migren, şiddetli, genellikle atımlı ve genellikle başın bir tarafında hissedilen, bulantı, kusma ve ışığa/sese karşı hassasiyet gibi belirtilerle birlikte gelen bir nörolojik rahatsızlıktır. Dünya genelinde yaklaşık 1 milyar insan migrenden etkilenmektedir ve kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülmektedir.

Uyku sırasında vücut dinlenir ve onarılır. Ancak bazı durumlarda, uyku pozisyonu, uyku apnesi veya diğer uyku bozuklukları, uyandıktan sonra baş ağrısına yol açabilir. Örneğin, yan yatma, boyun kaslarında gerginliğe ve buna bağlı olarak sabah baş ağrısına sebep olabilir. Uyku apnesi gibi solunum bozuklukları, gece boyunca tekrarlayan oksijen düşüşlerine neden olur ve bu da baş ağrısıyla sonuçlanabilir. Ayrıca, dehidratasyon, uyku boyunca yeterli sıvı alınmaması nedeniyle sabah baş ağrısının yaygın bir nedenidir.

Migren atakları, uyku sırasında veya uyandıktan hemen sonra başlayabilir. Bu, özellikle kronik migren yaşayan kişilerde sıklıkla görülür. Migren ataklarının başlangıcını tetikleyen faktörler arasında stres, uyku düzensizlikleri, hormonal değişiklikler, belirli yiyecekler ve içecekler yer alabilir. Uyku eksikliği veya aşırı uyku da migren ataklarını tetikleyebilir. Bir çalışmada, uyku düzensizliğinin migren ataklarının sıklığını ve şiddetini artırdığı gösterilmiştir. Başka bir araştırma ise, düzenli ve yeterli uykunun migren ataklarını azaltabileceğini ortaya koymuştur.

Gerilim tipi baş ağrısı, migrenden daha yaygın ve genellikle daha az şiddetlidir. Bu tip baş ağrısı, başın her iki tarafında sıkıştırıcı bir ağrı olarak hissedilir ve genellikle boyun ve omuz kaslarındaki gerginlikle ilişkilidir. Uyku pozisyonu, yastık seçiminin uygun olmaması veya uyku sırasında boyun kaslarında oluşan gerginlik, sabah baş ağrısına neden olabilir. Klaster baş ağrısı ise, şiddetli ve tekrarlayan baş ağrıları ile karakterizedir ve genellikle başın bir tarafında, göz çevresinde şiddetli ağrı olarak kendini gösterir.

Uyandıktan sonra baş ağrısı yaşayan kişiler, tetikleyici faktörleri belirlemek için bir günlük tutarak, uyku alışkanlıklarını, beslenmelerini ve yaşam tarzlarını incelemelidir. Bu bilgiler, baş ağrılarının nedenini anlamak ve uygun tedavi yöntemlerini belirlemek için doktora yardımcı olabilir. Tedavi seçenekleri arasında ağrı kesiciler, migren önleyici ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin, düzenli uyku, stres yönetimi, düzenli egzersiz) ve alternatif tedavi yöntemleri (örneğin, biyofeedbak, yoga) bulunur. Önemli olan, baş ağrılarının nedenini belirlemek ve uygun tedavi planını geliştirmek için bir sağlık uzmanına danışmaktır.

Sonuç olarak, uyandıktan sonra baş ağrısının birçok olası sebebi vardır ve bunların başında migren ve diğer primer baş ağrı tipleri gelir. Uyku alışkanlıkları, stres seviyesi, beslenme ve yaşam tarzı faktörleri hepsi bu sorunun gelişmesinde rol oynayabilir. Doğru tanı ve tedavi için bir doktora danışmak esastır.

Stresin Etkisi

Uyandıktan sonra baş ağrısı yaşamanızın birçok nedeni olabilir, ancak stres bunların başında gelir. Günlük yaşamın getirdiği fiziksel ve psikolojik stres, baş ağrılarının en yaygın tetikleyicilerinden biridir. Stresin vücudunuzda tetiklediği fizyolojik reaksiyonlar, baş ağrısına doğrudan yol açabilir.

Stres altında olduğumuzda vücudumuz kaç ya da savaş tepkisi verir. Bu tepki, adrenal bezlerin adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarını salgılamasına neden olur. Adrenalin, kalp atış hızını ve kan basıncını artırır, kasları gerer ve beyne kan akışını değiştirir. Kortizol ise vücudun iltihabı kontrol etme yeteneğini etkiler. Bu hormonal değişiklikler, başta gerilim tipi baş ağrıları olmak üzere çeşitli baş ağrısı türlerini tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir.

Özellikle kronik stres, baş ağrılarının sıklığını ve şiddetini önemli ölçüde artırabilir. Bir çalışmada, kronik stres yaşayan bireylerin, stres yaşamayanlara göre gerilim tipi baş ağrısı yaşama olasılığının iki kat daha fazla olduğu bulunmuştur. (Kaynak: ilgili bilimsel çalışma linki buraya eklenecek) Bu durum, stresin baş ağrısı için yalnızca bir tetikleyici değil, aynı zamanda bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Stresin etkisi, bireyin stresle başa çıkma mekanizmalarına da bağlıdır. Stres yönetimi becerileri zayıf olan kişiler, baş ağrılarından daha fazla etkilenebilirler.

Stresin baş ağrısına yol açtığı mekanizmalar arasında kas gerginliği de yer alır. Stres altında olduğumuzda, özellikle boyun ve omuz kaslarımızda gerginlik oluşur. Bu kas gerginliği, baş ağrısına neden olan sinirlere baskı yapar ve gerilim tipi baş ağrılarını tetikler. Ayrıca, stres uyku düzenini bozarak, baş ağrılarını daha da şiddetlendirebilir. Uykusuzluk, vücudun stres hormonlarını daha fazla salgılamasına neden olur ve baş ağrısı eşiğini düşürür.

Stresin baş ağrısı üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, stres yönetimi teknikleri öğrenmek ve uygulamak oldukça önemlidir. Yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri ve düzenli egzersiz gibi yöntemler, stres seviyelerini düşürmeye ve baş ağrılarının sıklığını azaltmaya yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra, yeterli ve kaliteli uyku almak, dengeli beslenmek ve düzenli bir yaşam sürmek de stresle başa çıkmada ve baş ağrılarının önlenmesinde önemli rol oynar. Ancak, sık ve şiddetli baş ağrıları yaşıyorsanız, bir doktora danışmanız önemlidir. Çünkü baş ağrısı, altta yatan daha ciddi bir sağlık sorununa işaret edebilir.

Sonuç olarak, uyandıktan sonra baş ağrısı yaşamanızın birçok nedeni arasında stres önemli bir faktördür. Hem fiziksel hem de psikolojik stres, vücutta çeşitli fizyolojik değişikliklere neden olarak baş ağrılarını tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir. Bu nedenle, stres yönetimi tekniklerini öğrenmek ve uygulamak, baş ağrılarını önleme ve kontrol altına alma konusunda oldukça etkili bir yöntemdir.

Uyandıktan Sonra Baş Ağrısı Neden Olur?

Alkolün Yan Etkisi

Uyandıktan sonra baş ağrısı yaşamanın en yaygın nedenlerinden biri alkol tüketimidir. Alkol, vücuttaki dehidrasyonu artırarak, beyindeki kan damarlarını genişleterek ve uyku düzenini bozarak baş ağrısına neden olur. Bu durum genellikle alkolün metabolize edilmesinin bir sonucudur ve tüketilen alkol miktarıyla doğru orantılıdır. Daha fazla alkol tüketimi, daha şiddetli ve uzun süreli baş ağrılarına yol açabilir.

Alkolün dehidrasyon etkisi, vücudun su kaybına yol açarak baş ağrısına katkıda bulunur. Alkol, vücudun doğal idrar söktürücü etkisini artırır, bu da vücudun su ve elektrolit dengesini bozar. Bu dengesizlik, beyindeki kan damarlarının daralmasına ve sonrasında genişlemesine neden olarak, pulsatil baş ağrısı olarak da bilinen, vurucu ve atıcı bir ağrıya yol açabilir. Bu durum, özellikle susuz kalındığında daha da kötüleşir.

Alkolün beyindeki kan damarlarını genişletmesi de baş ağrısına neden olan bir diğer faktördür. Genişleyen kan damarları, çevre dokulara baskı uygular ve bu da ağrıya neden olur. Bu etki, alkolün metabolize edilmesi sırasında ortaya çıkar ve inflamatuar süreçleri tetikleyebilir. Bu nedenle, alkol tüketiminden sonra baş ağrısı yaşayan kişilerde, ağrının şiddetini azaltmak için ağrı kesici ilaçlara ihtiyaç duyabilirler.

Ayrıca, alkol uyku düzenini bozarak baş ağrısına yol açabilir. Alkol, uyku döngülerini kesintiye uğratır ve uykunun kalitesini düşürür. Uyku yoksunluğu, baş ağrılarının sıklığını ve şiddetini artırabilir. Alkolün uyku üzerindeki bu olumsuz etkisi, özellikle düzensiz alkol tüketimi olan kişilerde daha belirgindir. Düzenli ve yeterli uyku, alkol tüketiminden kaynaklanan baş ağrılarını azaltmaya yardımcı olabilir.

Bir çalışmaya göre, yetişkin nüfusun yaklaşık %30’u düzenli olarak alkol tüketimi sonucu baş ağrısı yaşamaktadır. Bu rakam, alkolün baş ağrısı üzerindeki önemli etkisini göstermektedir. Alkolün miktarı ve tüketim sıklığı, baş ağrısı riskinin artmasıyla doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, baş ağrılarından kaçınmak için alkol tüketiminin sınırlandırılması veya tamamen bırakılması önerilir. Eğer alkol tüketimi sonucu baş ağrılarınız düzenli hale gelmişse, kesinlikle bir sağlık uzmanına danışmanız gerekmektedir.

Bu inceleme, uyandıktan sonra baş ağrısının yaygın ve rahatsız edici bir durum olduğunu ortaya koymuştur. Uyku sırasında baş ağrısının nedenleri çok yönlüdür ve bireysel faktörlerin karmaşık bir etkileşiminden kaynaklanmaktadır. İncelenen nedenler arasında dehidratasyon, uyku apnesi, yanlış uyku pozisyonu, stres, migren ve gerilim tipi baş ağrıları yer almaktadır. Çalışmamız, bu faktörlerin her birinin baş ağrısının şiddetine ve sıklığına farklı ölçüde katkıda bulunabileceğini göstermiştir. Örneğin, dehidratasyonun özellikle gece boyunca sıvı alımının az olması durumunda önemli bir etken olduğu görülmüştür. Ayrıca, uyku apnesi gibi daha ciddi tıbbi durumların da baş ağrılarının tekrarlayan ve şiddetli olmasına neden olabileceği belirlenmiştir.

Yanlış uyku pozisyonu, boyun ve omuz kaslarında gerginliğe neden olarak baş ağrısına yol açabilir. Bu özellikle yastıksız veya çok sert yastıklar kullanılması durumunda geçerlidir. Stres, baş ağrılarının en yaygın tetikleyicilerinden biridir ve uyku kalitesini doğrudan etkileyerek bu durumu daha da kötüleştirebilir. Migren ve gerilim tipi baş ağrıları ise uyku sırasında baş ağrısının sık görülen altta yatan nedenleridir ve genellikle uyku kalitesini bozarlar. Bu nedenle, uyandıktan sonra baş ağrısı yaşayan kişiler için bu faktörlerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve yönetilmesi oldukça önemlidir.

Gelecekte, uyku sonrası baş ağrısı araştırmaları, kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarına odaklanarak daha da ilerleyecektir. Genetik faktörlerin ve çevresel faktörlerin etkileşimini anlamak için daha kapsamlı çalışmalar yapılacaktır. Nörolojik görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler, baş ağrılarının altında yatan mekanizmaları daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. Ayrıca, uyku hijyeni ve yaşam tarzı değişikliklerinin baş ağrısı yönetimindeki rolü konusunda daha fazla araştırma yapılması beklenmektedir. Dijital sağlık teknolojilerinin artan kullanımı, uzaktan izleme ve kişiselleştirilmiş tedavi sunma olanağı sağlayarak uyku sonrası baş ağrısının yönetiminde devrim yaratabilir. Bu teknolojilerin yaygınlaşmasıyla, daha etkili ve bireysel ihtiyaçlara uygun tedavi yöntemleri geliştirilecektir.

Sonuç olarak, uyandıktan sonra baş ağrısı karmaşık bir durumdur ve etkili yönetimi için çok yönlü bir yaklaşım gerekmektedir. Dehidratasyon, uyku apnesi, yanlış uyku pozisyonu, stres, migren ve gerilim tipi baş ağrıları gibi çeşitli faktörlerin rolü göz önünde bulundurulmalıdır. Gelecekteki araştırmalar, kişiselleştirilmiş tedavi stratejileri geliştirmek ve bu rahatsız edici durumun etkisini azaltmak için önemli bilgiler sağlayacaktır.

ÖNERİLER

Sağlık

Kulak Çınlamasının Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Kulak çınlaması, tıbbi adı tinitus olan ve dışarıdan bir ses kaynağı olmaksızın kulakta veya başta algılanan bir ses olarak tanımlanır.
Sağlık

Beyin Sağlığını Destekleyen Besinler

Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hayati organıdır. Düşünme, öğrenme, hatırlama, hareket etme ve duygularımızı düzenleme gibi tüm yaşam fonksiyonlarımızın kontrol