Sağlık

Sağlıklı Bağırsaklar İçin Yapılması Gerekenler

Son yıllarda, bağırsak sağlığının genel sağlık ve refahımız üzerindeki derin etkisi giderek daha fazla anlaşılmaktadır. Eskiden sadece sindirim sistemiyle ilişkilendirilen bağırsaklarımız, artık karmaşık bir mikroorganizma ekosistemi olan bağırsak mikrobiyotasının merkezi olarak kabul edilmekte ve bağışıklık sistemimizden ruh halimize kadar vücudumuzun hemen her fonksiyonunu etkilediği bilinmektedir. Bu karmaşık ekosistemin dengesinin bozulması, obezite, tip 2 diyabet, otoimmün hastalıklar, depresyon ve hatta kanser gibi çeşitli kronik hastalıklarla bağlantılıdır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünya nüfusunun büyük bir kısmı kronik hastalıklarla mücadele etmektedir. Örneğin, 2021 verilerine göre dünya genelinde obezite oranı endişe verici bir şekilde artmaktadır. Bu artışın altında yatan nedenlerden biri de, modern yaşam tarzının getirdiği dengesiz beslenme alışkanlıkları ve sedanter yaşamdır. Bu faktörler, bağırsak mikrobiyotasının dengesini bozarak, inflamasyonu artırır ve kronik hastalık riskini yükseltir. Örneğin, işlenmiş gıdalarla beslenen bir bireyin bağırsak florasında, çeşitlilik ve faydalı bakteri sayısında azalma gözlemlenirken, zararlı bakterilerin sayısı artmaktadır. Bu durum, bağırsak geçirgenliğinin artmasına ve vücutta kronik iltihaplanmaya yol açabilir.

Sağlıklı bir bağırsak, çeşitli ve dengeli bir mikrobiyotaya sahip olmak anlamına gelir. Bu, çeşitli besin kaynaklarından alınan lif, vitamin ve minerallerle desteklenir. Probiyotikler (yaşayan mikroorganizmalar) ve prebiyotikler (probiyotiklerin besin kaynağı olan lifli besinler) bu dengeyi korumada önemli rol oynar. Ancak, günümüzün hızlı yaşam temposu ve kolay ulaşılabilir işlenmiş gıdalar, bu dengeyi korumayı zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, bilinçli bir beslenme planı ve sağlıklı yaşam tarzı benimsemek, bağırsak sağlığımızı korumak için hayati önem taşır. Bu rehberde, bağırsak sağlığınızı iyileştirmek ve çeşitli sağlık sorunlarından korunmak için uygulayabileceğiniz pratik adımları ele alacağız.

Bu kapsamlı rehberde, bağırsak sağlığınızı optimize etmek için, beslenme alışkanlıklarınızdan egzersiz rutininize, stres yönetiminden uyku düzeninize kadar birçok faktörü ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz. Ayrıca, probiyotik ve prebiyotik takviyelerinin kullanımı, bağırsak sağlığını etkileyen diğer faktörler ve olası sağlık sorunlarının erken teşhisi konularına da değineceğiz. Bu bilgiler, sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmenize yardımcı olacak, size daha sağlıklı ve mutlu bir bağırsak sağlayacaktır.

Sağlıklı Beslenme Önerileri

Sağlıklı bir bağırsak florasına sahip olmak, genel sağlığınız için oldukça önemlidir. Bağırsaklarınız, bağışıklık sisteminizin büyük bir bölümünü barındırır ve sindirim, besin emilimi ve hatta ruh haliniz üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Sağlıklı beslenme, bu karmaşık ekosistemi dengede tutmanın ve optimal bağırsak sağlığını desteklemenin en önemli yollarından biridir. Yanlış beslenme alışkanlıkları, bağırsak disbiyozuna (bağırsak florasında dengesizlik) yol açabilir, bu da şişkinlik, kabızlık, ishal, sindirim sorunları ve hatta kronik hastalık riskini artırabilir.

Örneğin, yüksek oranda işlenmiş gıdalar, şeker ve doymuş yağlar içeren bir diyet, bağırsaktaki zararlı bakterilerin çoğalmasına ve faydalı bakterilerin azalmasına neden olabilir. Bir çalışma, yüksek şeker tüketiminin Clostridium difficile gibi zararlı bakterilerin büyümesini desteklediğini göstermiştir. (Kaynak eklenebilir) Bu durum, tekrarlayan enfeksiyonlar ve ağır sağlık sorunlarına yol açabilir. Bunun aksine, lif açısından zengin bir diyet, bağırsak sağlığını destekleyen yararlı bakterilerin büyümesini teşvik eder.

Lif, vücudunuzun sindiremediği ancak bağırsak bakterileri tarafından besin olarak kullanılan bir tür karbonhidrattır. Lif, bağırsak hareketlerini düzenler, kabızlığı önler ve dışkı hacmini artırarak toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Günlük lif alımınızı artırmanın en iyi yollarından biri, bol miktarda meyve, sebze, tam tahıllar ve baklagiller tüketmektir. Örneğin, bir elma yaklaşık 4 gram, bir fincan pişmiş brokoli yaklaşık 5 gram ve bir dilim tam buğday ekmeği yaklaşık 2 gram lif içerir. Hedefiniz, günde en az 25-30 gram lif tüketmek olmalıdır.

Probiyotikler, bağırsak florasını iyileştirmeye yardımcı olan canlı mikroorganizmalardır. Yoğurt, kefir, turşu ve kombucha gibi fermente gıdalarda doğal olarak bulunur. Ayrıca probiyotik takviyeleri de alabilirsiniz, ancak bunları kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir. Prebiyotikler ise probiyotiklerin besin kaynağı olan lif türleridir. Prebiyotikler, bağırsaktaki faydalı bakterilerin büyümesini ve çoğalmasını destekler. Soğan, sarımsak, muz ve enginar gibi gıdalarda bulunur.

Su tüketimi de bağırsak sağlığı için hayati önem taşır. Yetersiz su alımı, kabızlığa ve diğer sindirim sorunlarına yol açabilir. Günlük yeterince su içtiğinizden emin olun. İşlenmiş gıdalar, şekerli içecekler ve aşırı alkol tüketiminden kaçının. Bu tür gıdalar bağırsak florasını olumsuz etkileyebilir ve iltihaplanmaya yol açabilir. Beslenme düzeninize düzenli olarak çeşitli meyve ve sebzeleri ekleyerek, bağırsaklarınız için gerekli olan vitamin ve mineralleri alabilirsiniz.

Sonuç olarak, sağlıklı bir bağırsağa sahip olmak için dengeli ve lif açısından zengin bir diyet uygulamak esastır. Probiyotik ve prebiyotik açısından zengin gıdaları tüketmek, yeterli su içmek ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak, bağırsak floranızın dengede kalmasına ve genel sağlığınızın iyileşmesine yardımcı olacaktır. Herhangi bir özel diyet değişikliğinden önce doktorunuzla veya bir diyetisyenle görüşmeniz önerilir.

Probiyotik ve Prebiyotikler

Sağlıklı bir bağırsak sistemi, genel sağlığımız için olmazsa olmazdır. Bağırsaklarımız sadece sindirimden sorumlu değil, aynı zamanda bağışıklık sistemimizin büyük bir bölümünü barındırır ve ruh halimizi, hatta beyin fonksiyonlarımızı bile etkiler. Bu nedenle, bağırsak sağlığımızı desteklemek için yapabileceğimiz birçok şey vardır ve bunların başında probiyotikler ve prebiyotikler gelir.

Probiyotikler, canlı mikroorganizmalardır; bunlar yeterli miktarda alındığında, konakçı için sağlık yararları sağlarlar. En yaygın probiyotik türleri Lactobacillus ve Bifidobacterium cinslerine ait bakterilerdir. Bu yararlı bakteriler, bağırsak florasını dengeleyerek zararlı bakterilerin büyümesini engeller ve sindirim sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olurlar. Birçok çalışma, probiyotiklerin ishal, kabızlık, irritabl bağırsak sendromu (IBS) ve diğer sindirim sorunlarının tedavisinde etkili olduğunu göstermiştir. Örneğin, bir çalışmada, Lactobacillus GG‘nin rotavirüs enfeksiyonundan kaynaklanan ishali azalttığı bulunmuştur. Ancak, probiyotiklerin etkisi kişiden kişiye değişebilir ve her probiyotik türünün farklı etkileri olabilir.

Prebiyotikler ise, bağırsaktaki yararlı bakterilerin büyümesini destekleyen, sindirilemeyen besin maddeleridir. Prebiyotikler, probiyotikler için bir besin kaynağı görevi görür ve sayılarının artmasına yardımcı olur. Bunlar, inülin, frukto-oligosakkaritler (FOS) ve galakto-oligosakkaritler (GOS) gibi çeşitli bitki liflerini içerir. Prebiyotikler, birçok meyve, sebze ve tahılda doğal olarak bulunur. Örneğin, muz, enginar ve soğan, prebiyotik açısından zengin besinlerdir. Düzenli prebiyotik tüketiminin, bağırsak sağlığını iyileştirmeye, bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve genel sağlığı desteklemeye yardımcı olduğu gösterilmiştir. Bir araştırmaya göre, günlük prebiyotik tüketimi, bağırsaktaki yararlı bakteri sayısını %10-20 oranında artırabilir.

Probiyotik ve prebiyotiklerin birlikte kullanımı, sinbiyotik olarak adlandırılır. Sinbiyotiklerin, bağırsak sağlığını iyileştirmede probiyotik veya prebiyotiklerin tek başına kullanımından daha etkili olabileceği düşünülmektedir. Çünkü prebiyotikler, probiyotiklerin büyümesini ve etkinliğini destekleyerek sinerjik bir etki yaratır. Örneğin, yoğurt gibi fermente süt ürünleri, hem probiyotikler hem de prebiyotikler içerir ve iyi bir sinbiyotik örnektir.

Sonuç olarak, probiyotikler ve prebiyotikler, bağırsak sağlığını desteklemek ve genel sağlığı iyileştirmek için önemlidir. Sağlıklı bir bağırsak florası için yeterli miktarda probiyotik ve prebiyotik içeren besinler tüketmek veya takviyeler kullanmak, birçok sağlık sorununu önlemeye ve mevcut sorunların tedavisine yardımcı olabilir. Ancak, herhangi bir takviyeye başlamadan önce bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Bağırsak Dostu Yaşam Tarzı

Sağlıklı bir yaşam sürmenin temeli, genellikle göz ardı edilen ancak vücudumuzun genel sağlığı için hayati önem taşıyan bir organ olan bağırsaklarımızın sağlığını korumaktan geçer. Bağırsak florası, yani bağırsaklarımızda yaşayan trilyonlarca bakteri, virüs ve mantarın oluşturduğu ekosistem, bağışıklık sistemimizden sindirim sistemimize kadar birçok vücut fonksiyonunu etkiler. Bu nedenle, bağırsak dostu bir yaşam tarzı benimsemek, genel sağlığımızı önemli ölçüde iyileştirebilir.

Öncelikle, beslenmemiz bağırsak sağlığımızın temel taşıdır. İşlenmiş gıdalar, şeker, trans yağlar ve rafine karbonhidratlardan zengin bir diyet, bağırsak florasını olumsuz etkileyerek disbiyoz adı verilen bir dengesizliğe yol açabilir. Disbiyoz, şişkinlik, kabızlık, ishal gibi sindirim sorunlarının yanı sıra obezite, diyabet ve hatta bazı otoimmün hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Örneğin, bir araştırma, yüksek miktarda işlenmiş gıda tüketen kişilerin, probiyotik bakımından zengin gıdalar tüketenlere göre bağırsaklarında daha az çeşitliliğe sahip olduğunu göstermiştir.

Bunun yerine, lif açısından zengin bir diyet benimsemek oldukça önemlidir. Lif, bağırsak hareketlerini düzenler, sindirimi kolaylaştırır ve yararlı bakterilerin büyümesini destekler. Meyve, sebze, tam tahıllar ve baklagiller gibi lif açısından zengin gıdalar tüketmek, bağırsak sağlığını iyileştirmenin en etkili yollarından biridir. Örneğin, günlük 25-30 gram lif tüketmek hedeflenmelidir. Bu miktarı karşılamak için her öğünde bol miktarda sebze ve meyve tüketmek, tam tahıllı ekmek ve makarna tercih etmek ve düzenli olarak baklagil tüketmek önemlidir.

Probiyotikler ve prebiyotikler de bağırsak sağlığı için hayati öneme sahiptir. Probiyotikler, yararlı bakteriler içeren gıdalar ve takviyelerdir (yoğurt, kefir, turşu gibi). Prebiyotikler ise probiyotiklerin beslenmesini ve çoğalmasını sağlayan lif türleridir (soğan, sarımsak, muz gibi). Düzenli olarak probiyotik ve prebiyotik tüketmek, bağırsak florasını dengelemeye ve sindirim sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olur. Birçok çalışma, probiyotiklerin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve bazı hastalık riskini azalttığını göstermiştir.

Son olarak, stres yönetimi de bağırsak sağlığı için önemlidir. Stres, bağırsak florasını olumsuz etkileyebilir ve çeşitli sindirim sorunlarına yol açabilir. Yoga, meditasyon, düzenli egzersiz ve yeterli uyku gibi stres yönetimi teknikleri, bağırsak sağlığını korumak için oldukça önemlidir. Düzenli egzersiz, bağırsak hareketlerini düzenlemeye ve bağırsak geçişini iyileştirmeye yardımcı olurken, yeterli uyku ise vücudun kendini onarmasına ve bağışıklık sistemini güçlendirmesine olanak tanır. Yeterince uyumayan kişilerde bağırsak sorunları daha sık görülebilmektedir.

Sonuç olarak, bağırsak dostu bir yaşam tarzı, sağlıklı bir vücut ve zihin için olmazsa olmazdır. Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmek, probiyotik ve prebiyotik alımını artırmak ve stres yönetimi tekniklerini uygulamaya koymak, bağırsak sağlığımızı iyileştirmenin ve genel sağlığımızı korumamızın anahtarıdır. Unutmayın, bağırsak sağlığı, genel sağlığın temel taşlarından biridir!

Stres Yönetimi ve Uyku

Sağlıklı bir bağırsak sistemi, genel sağlığımız için son derece önemlidir. Ancak, bağırsak sağlığının karmaşık bir denge üzerinde kurulu olduğunu ve birçok faktörün onu etkilediğini unutmamak gerekir. Bu faktörlerden ikisi, sıklıkla göz ardı edilen ama aslında bağırsak sağlığı üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahip olan stres yönetimi ve uykudur.

Stres, vücudumuzda bir dizi fizyolojik reaksiyon başlatan bir tepkidir. Bu reaksiyonlar, sindirim sistemimizi doğrudan etkileyerek bağırsak geçirgenliğini (sızdıran bağırsak sendromu) artırabilir. Araştırmalar, kronik stresin bağırsak florasını olumsuz etkileyerek, yararlı bakterilerin azalmasına ve zararlı bakterilerin çoğalmasına yol açabileceğini göstermektedir. Örneğin, Amerikan Psikoloji Birliği’nin (APA) araştırmalarına göre, kronik stresin %77’si sindirim problemlerine yol açmaktadır. Bu problemler arasında kabızlık, ishal, şişkinlik ve karın ağrısı sayılabilir.

Uyku eksikliği de bağırsak sağlığı için zararlıdır. Yetersiz uyku, bağışıklık sistemini zayıflatır ve iltihabı artırır. Bu da bağırsaktaki mikroorganizmaların dengesini bozarak çeşitli sindirim problemlerine yol açabilir. Bir çalışmada, düzensiz uyku düzeni olan kişilerin, sağlıklı uyku düzeni olanlara göre daha yüksek oranda inflamatuar bağırsak hastalığına (İBH) sahip olduğu bulunmuştur. Ortalama 7-8 saatlik uyku, bağırsak sağlığımızı korumak için gereklidir. Uyku yoksunluğu, bağırsak hareketlerini düzenleyen hormonların dengesini bozarak kabızlık veya ishale neden olabilir.

Stres yönetimi ve yeterli uyku, sağlıklı bir bağırsak sistemi için elzemdir. Stresle başa çıkmak için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Bunlar arasında düzenli egzersiz, yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri ve yeterli zaman ayırıp hobilerle ilgilenmek yer alır. Ayrıca, stres kaynaklarını belirlemek ve bunlarla başa çıkmak için stratejiler geliştirmek de önemlidir. Profesyonel destek almak da faydalı olabilir.

Uyku kalitenizi artırmak için ise düzenli bir uyku programı oluşturmak, yatmadan önce kafein ve alkol tüketiminden kaçınmak, rahatlatıcı bir uyku ortamı yaratmak ve uyku öncesi ekranlardan uzak durmak önemli adımlardır. Yeterli miktarda güneş ışığı almak ve düzenli egzersiz yapmak da uyku kalitesini artırabilir. Uyku sorunlarınız devam ediyorsa, bir uzmana danışmanız önerilir.

Sonuç olarak, sağlıklı bir bağırsak sistemi için stres yönetimi ve yeterli uyku olmazsa olmazdır. Bu iki faktörün dengede tutulması, bağırsak florasını korumaya, sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlamaya ve genel sağlığımızı iyileştirmeye yardımcı olur. Bu nedenle, stres yönetimi ve uyku hijyenine dikkat etmek, sağlıklı bir yaşam tarzının önemli bir parçasıdır.

Düzenli Egzersiz ve Hareket

Sağlıklı bir bağırsak sistemi için beslenmenin önemi kadar, düzenli egzersiz ve hareketin de büyük bir etkisi vardır. Fiziksel aktivite, bağırsak sağlığını çeşitli yollarla destekleyerek sindirim sisteminin verimli çalışmasına katkıda bulunur. Araştırmalar, düzenli egzersizin bağırsak hareketlerini düzenlemeye, kabızlığı azaltmaya ve genel bağırsak sağlığını iyileştirmeye yardımcı olduğunu göstermektedir.

Egzersiz, bağırsak hareketliliğini artıran kas kasılmalarını uyarır. Hareketsiz yaşam tarzı, bağırsakların yavaş çalışmasına ve kabızlığa yol açabilir. Aksine, düzenli egzersiz, bağırsak içeriğinin daha hızlı hareket etmesini ve dışkılama sıklığının artmasını sağlar. Örneğin, yürüyüş, koşu, yüzme gibi orta şiddetteki kardiyo egzersizleri, bağırsak hareketlerini düzenlemede oldukça etkilidir. Bir çalışmada, düzenli egzersiz yapan kişilerin, yapmayanlara göre kabızlık şikayetlerinin %30 daha az olduğu gözlemlenmiştir.

Egzersizin bağırsak sağlığı üzerindeki etkisi sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik faktörleri de içerir. Stres, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik durumlar, bağırsak florasını olumsuz etkileyebilir ve sindirim problemlerine yol açabilir. Düzenli egzersiz, stres hormonlarının seviyesini düşürerek, bu psikolojik faktörlerin bağırsak sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır. Endorfin salınımını artırarak, ruh halini iyileştirir ve genel refahı destekler. Bu da dolaylı olarak bağırsak sağlığını olumlu yönde etkiler.

Bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliği, sağlıklı bir bağırsak için oldukça önemlidir. Araştırmalar, düzenli egzersizin bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini artırdığını ve faydalı bakterilerin sayısını çoğalttığını göstermektedir. Bu da sindirim sisteminin daha verimli çalışmasına ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkıda bulunur. Örneğin, düzenli egzersiz yapan kişilerin, Bifidobacteria ve Lactobacillus gibi faydalı bakteri türlerinin sayısının daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.

Hangi tür egzersizler daha etkili? Herhangi bir fiziksel aktivite, hareketsiz kalmaktan daha iyidir. Ancak, orta şiddetteki kardiyo egzersizleri (yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet sürme) ve düzenli egzersiz programları, bağırsak sağlığı üzerinde daha belirgin etkiler göstermektedir. Haftada en az 150 dakika orta şiddette kardiyo egzersizi yapılması önerilir. Bunun yanı sıra, haftada en az iki gün kas güçlendirme egzersizleri de yapılmalıdır. Önemli olan, düzenli ve sürekliliktir. Yavaş başlayıp, zamanla egzersiz yoğunluğunu artırmak, vücudu bu değişime kademeli olarak alıştırmak önemlidir.

Sonuç olarak, düzenli egzersiz ve hareket, sağlıklı bir bağırsak sistemi için olmazsa olmazlardan biridir. Bağırsak hareketliliğini düzenler, kabızlığı azaltır, bağırsak mikrobiyotasını iyileştirir ve psikolojik stresi azaltarak genel bağırsak sağlığını destekler. Sağlıklı bir yaşam tarzı için dengeli beslenmenin yanı sıra düzenli egzersize de önem vermek, uzun vadede sağlık ve refah açısından büyük faydalar sağlar.

Bu raporda, sağlıklı bağırsaklar için atılabilecek adımlar kapsamlı bir şekilde ele alındı. Bağırsak mikrobiyotasının sağlığımız üzerindeki derin etkisini anlamak, genel refahımızı iyileştirmek için hayati önem taşımaktadır. Beslenme, yaşam tarzı ve probiyotikler gibi faktörlerin bağırsak sağlığını nasıl etkilediği detaylı olarak incelendi.

Araştırmamız, lif açısından zengin bir diyet tüketmenin, işlenmiş gıdalardan, şekerden ve doymuş yağlardan kaçınmanın ve yeterince su içmenin bağırsak florasının çeşitliliğini ve sağlığını desteklediğini ortaya koydu. Düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stres yönetimi gibi yaşam tarzı değişiklikleri de bağırsak sağlığını olumlu yönde etkileyen önemli faktörlerdir. Probiyotik takviyeleri ve prebiyotik açısından zengin gıdaların tüketilmesi de bağırsak mikrobiyotasını dengelemeye yardımcı olabilir, ancak bireysel ihtiyaçlar ve uzman önerileri dikkate alınmalıdır.

Bağırsak mikrobiyotasının karmaşıklığı ve etkisi göz önüne alındığında, gelecekteki araştırmalar bu alanda büyük önem taşımaktadır. Kişiselleştirilmiş bağırsak sağlığı yaklaşımları, bireylerin genetik yapısı ve yaşam tarzına göre özelleştirilmiş tedavi ve beslenme önerileri sunarak giderek daha fazla önem kazanacaktır. Bağırsak mikrobiyotasının diğer hastalıklar, özellikle otoimmün hastalıklar ve ruh sağlığı bozuklukları ile olan bağlantısının daha detaylı incelenmesi de önemli bir araştırma alanıdır. Ayrıca, yeni probiyotik türlerinin keşfi ve prebiyotiklerin daha etkili kullanımı üzerine çalışmalar devam edecektir.

Sonuç olarak, sağlıklı bir bağırsak, genel sağlığımız için temel bir unsurdur. Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmek, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve gerektiğinde uzmanlardan yardım almak, sağlıklı bir bağırsak florasına sahip olmamızı sağlar. Bu sayede, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek, sindirim sorunlarını önlemek ve genel sağlığımızı iyileştirmek mümkün olacaktır. Gelecekteki araştırmalar ve teknolojik gelişmeler, bağırsak sağlığını daha iyi anlamamızı ve yönetmemizi sağlayarak, daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmemize katkıda bulunacaktır.

ÖNERİLER

Sağlık

Kulak Çınlamasının Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Kulak çınlaması, tıbbi adı tinitus olan ve dışarıdan bir ses kaynağı olmaksızın kulakta veya başta algılanan bir ses olarak tanımlanır.
Sağlık

Beyin Sağlığını Destekleyen Besinler

Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hayati organıdır. Düşünme, öğrenme, hatırlama, hareket etme ve duygularımızı düzenleme gibi tüm yaşam fonksiyonlarımızın kontrol