Çocukluk çağı hastalıkları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, çocuk sağlığı için önemli bir endişe kaynağıdır. Bu hastalıkların yaygınlığı ve potansiyel komplikasyonları nedeniyle, ebeveynler ve sağlık çalışanları çocukları korumak için etkili önlemler almalıdır. Bu hastalıkların en yaygın olanlarından üçü ise kızamık, kabakulak ve suçiçeği‘dir. Bu üç hastalık da oldukça bulaşıcı viral enfeksiyonlardır ve benzer semptomlara sahip olabilirler, ancak farklı virüsler tarafından neden olurlar ve farklı komplikasyonlara yol açabilirler. Bu nedenle, bu üç hastalığın birbirinden ayırt edilebilmesi ve uygun tedavi ve önleme stratejilerinin uygulanabilmesi son derece önemlidir. Bu belge, kızamık, kabakulak ve suçiçeği arasındaki temel farkları, semptomlarını, komplikasyonlarını ve önleme yöntemlerini ayrıntılı olarak inceleyecektir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, kızamık hala dünyanın birçok bölgesinde önemli bir halk sağlığı sorunudur. 2019 yılında yaklaşık 140.000 kızamık vakası bildirilmiştir, ancak bu sayı gerçek sayının çok altında olabilir, çünkü birçok vakada doğru teşhis ve raporlama yapılmamaktadır. Bu yüksek sayı, özellikle aşılama oranlarının düşük olduğu ülkelerde, kızamığın kolaylıkla yayılabildiğini göstermektedir. Örneğin, Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkelerde, kızamık salgınları hala düzenli olarak yaşanmakta ve ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Bu salgınlar, genellikle yetersiz sağlık altyapısı ve düşük aşılama oranları ile ilişkilidir. Bu durum, kızamık gibi önlenebilir hastalıkların ortadan kaldırılması için küresel çapta daha büyük bir çabaya ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadır.
Kabakulak ise, çoğunlukla çocukları etkileyen bir başka bulaşıcı hastalıktır. Kabakulak vakaları, kızamık kadar yaygın olmasa da, özellikle aşılama oranlarının düşük olduğu topluluklarda yine de önemli bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Kabakulağın en tehlikeli komplikasyonu ise ensefalittir (beyin iltihabı), nadir durumlarda ölüme veya kalıcı nörolojik hasara yol açabilir. Özellikle erkek çocuklarda, kabakulak daha ileri yaşlarda testis iltihabına (orşit) neden olabilir ve bu durum ileride kısırlığa yol açabilir. Bu nedenle, kabakulağın önlenmesi ve erken teşhisi hayati önem taşımaktadır.
Suçiçeği, genellikle hafif bir hastalık olarak kabul edilse de, ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, suçiçeği pnömoni, ensefalit ve bakteriyel cilt enfeksiyonlarına yol açabilir. Geçmişte, suçiçeği yaygın bir çocukluk çağı hastalığıydı, ancak aşılama programlarının yaygınlaşmasıyla vakaların sayısında önemli bir düşüş yaşanmıştır. Ancak aşılanmamış bireyler hala risk altında olup, suçiçeği salgınları hala zaman zaman ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle, suçiçeği aşısının önemi, özellikle risk altında olan bireyler için, vurgulanmalıdır.
Sonuç olarak, kızamık, kabakulak ve suçiçeği, benzer semptomlara sahip olsalar da, farklı virüsler tarafından neden olunan ve farklı komplikasyonlara yol açabilen farklı hastalıklardır. Bu üç hastalığın doğru teşhisi ve uygun tedavisi ve önlenmesi için bu hastalıklar arasındaki farkları anlamak son derece önemlidir. Bu belge, bu önemli farklılıkları ayrıntılı olarak ele alarak, hem sağlık çalışanlarına hem de ebeveynlere bu hastalıklar hakkında daha kapsamlı bir anlayış kazandırmayı amaçlamaktadır.
Kızamık Belirtileri ve Tedavisi
Kızamık, paramyxovirüs ailesine ait bir virüs tarafından bulaşan son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Kızamık, kabakulak ve suçiçeği gibi diğer çocukluk çağı hastalıklarından farklıdır ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle, kızamığın belirtilerini tanımak ve uygun tedaviyi almak son derece önemlidir.
Kızamık belirtileri genellikle enfeksiyondan 10-14 gün sonra ortaya çıkar. Hastalık, ateş, öksürük, burun akıntısı ve konjunktivit (gözlerin kızarması ve sulanması) ile başlar. Bu ilk belirtiler genellikle birkaç gün sürer ve daha sonra karakteristik kırmızı, döküntülü bir döküntü ortaya çıkar. Döküntü genellikle yüz ve boyunda başlar ve vücuda doğru yayılır. Döküntü, küçük, düz, kırmızı lekeler halinde başlar ve daha sonra birleşerek geniş alanları kaplayabilir. Döküntü kaşıntılı olabilir ve birkaç gün içinde kaybolur.
Kızamığın diğer belirtileri arasında Koplik lekeleri bulunur. Bunlar, ağzın iç yüzeyinde küçük, beyaz lekelerdir ve kızamık teşhisi için önemli bir belirtidir. Ayrıca, ışığa karşı hassasiyet, halsizlik, iştahsızlık ve ateşin yükselmesi de görülebilir. Belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve bazı kişilerde daha hafif veya daha şiddetli olabilir.
Kızamık teşhisi genellikle fizik muayene ve semptomlara dayanarak konur. Doktorunuz Koplik lekelerini kontrol edebilir ve döküntüyü inceleyebilir. Kan testi, kızamık virüsüne karşı antikorları tespit etmek için yapılabilir. Erken teşhis ve tedavi, komplikasyon riskini azaltmada önemlidir.
Ne yazık ki, kızamık için spesifik bir tedavi yoktur. Tedavi, semptomları hafifletmeye ve komplikasyonları önlemeye odaklanır. Dinlenme, bol sıvı tüketimi ve ateş düşürücü ilaçlar (örneğin, parasetamol veya ibuprofen) semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Şiddetli vakalarda, hastanede tedavi gerekebilir. Dehidratasyon ve pnömoni gibi komplikasyonlar gelişirse, intravenöz sıvı ve antibiyotikler gerekebilir.
Kızamık son derece bulaşıcıdır ve aşılama en etkili önlemdir. Aşı, kızamık, kabakulak ve kızamıkçık (KKK) hastalıklarına karşı koruma sağlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, kızamık aşısı, bu hastalığın önlenmesinde %97’ye kadar etkilidir. Aşılanmamış bireyler, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanlar, kızamık için yüksek risk altındadırlar. Bu nedenle, düzenli aşı takvimine uymak ve kızamık salgınlarından haberdar olmak çok önemlidir.
Sonuç olarak, kızamık ciddi bir hastalıktır ve önlenebilir. Belirtileri fark ederseniz, hemen bir doktora başvurun. Aşılanmak ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemek, bu bulaşıcı hastalıktan korunmanın en iyi yoludur. Dünya çapında kızamık vakalarındaki artış, aşılama oranlarının düşmesiyle ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle, aşılama konusunda farkındalık yaratmak ve aşı karşıtlığı ile mücadele etmek son derece önemlidir.
Kabakulak Belirtileri ve Tedavisi
Kabakulak, paramixovirüs ailesinden mumps virüsü tarafından neden olunan son derece bulaşıcı bir viral enfeksiyondur. Çocukluk çağında sık görülen bu hastalık, genellikle tükürük bezlerinde şişmeye yol açar. Ancak, kabakulağın diğer organları da etkileyebileceği unutulmamalıdır. Dünya çapında, özellikle aşılama oranlarının düşük olduğu bölgelerde, hala önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, kabakulak vakalarının büyük bir kısmı aşılanmamış çocuklarda görülmektedir. Aşılama programlarının yaygınlaşması ile birlikte gelişmiş ülkelerde kabakulak vakalarında önemli bir düşüş yaşanmıştır, ancak yine de tamamen ortadan kalkmamıştır.
Kabakulağın en belirgin belirtisi, tükürük bezlerinin şişmesidir. Bu şişlik genellikle kulağın önünde ve altında yer alan bezlerde başlar ve birkaç gün içinde maksimum seviyeye ulaşır. Şişlik, ağrı, hassasiyet ve kulağın ön tarafında basınç hissi eşlik edebilir. Bu şişlik genellikle iki taraflı olsa da tek taraflı da olabilir. Bazı kişilerde hafif ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, iştahsızlık ve genel halsizlik gibi grip benzeri semptomlar da görülebilir. Bu semptomlar genellikle şişlikten önce veya eş zamanlı olarak ortaya çıkar ve birkaç gün sürebilir. Daha nadir görülen ancak ciddi komplikasyonlar arasında menenjit (beyin zarlarının iltihabı), ensefalit (beyin iltihabı), pankreatit (pankreas iltihabı) ve erkeklerde orşit (testis iltihabı) yer alır. Orşit, özellikle ergenlik çağındaki erkeklerde görülebilir ve kısırlığa yol açabilir, ancak nadiren görülür.
Kabakulağın tedavisi genellikle semptomatiktir, yani hastalığın belirtilerini hafifletmeye odaklanır. Yatmadan önce sıcak kompres veya buz uygulaması şişliği ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Bol sıvı tüketimi, ateş düşürücü ilaçlar (parasetamol gibi) ve ağrı kesiciler (ibuprofen gibi) semptomların kontrol altına alınmasında etkilidir. Viral bir enfeksiyon olduğu için, kabakulak için spesifik bir antiviral tedavi yoktur. Dinlenme ve yeterli sıvı alımı iyileşmeyi hızlandırır. Şişlik ve ağrı birkaç gün içinde azalır, ancak tamamen iyileşme birkaç hafta sürebilir. Komplikasyon riski taşıyan kişiler, özellikle ateş, şiddetli baş ağrısı, kusma veya bilinç bulanıklığı gibi belirtiler gösterenler, hemen bir doktora başvurmalıdır.
Kabakulak’ın en etkili önlenmesi aşılamadır. Kızamık, kabakulak ve kızamıkçık (KKK) aşısı, bu üç hastalığa karşı koruma sağlar ve çocukluk çağı aşılama programlarının önemli bir parçasıdır. Aşılama oranlarının yüksek olması, topluluk bağışıklığı sağlayarak hastalığın yayılmasını önler ve komplikasyon riskini azaltır. Eğer kabakulak şüphesi varsa, vakayı doğrulamak ve gerekli tedavileri uygulamak için bir sağlık uzmanına danışmak son derece önemlidir. Erken teşhis ve uygun tedavi, ciddi komplikasyonların önlenmesinde büyük rol oynar.
Sonuç olarak, kabakulak bulaşıcı bir hastalık olsa da, aşılama sayesinde önlenebilir ve semptomatik tedavi ile genellikle hafif bir hastalık seyri gösterir. Ancak, potansiyel komplikasyonlar göz önünde bulundurularak, her türlü şüphe durumunda bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. Düzenli aşı takvimi izlemek, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından büyük önem taşır.
Suçiçeği Belirtileri ve Tedavisi
Suçiçeği, varicella-zoster virüsü (VZV) tarafından neden olunan son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle çocukları etkiler, ancak yetişkinlerde de görülebilir. Hastalık, karakteristik kaşıntılı döküntü ile belirgindir. Bu döküntü, vücudun çeşitli bölgelerinde küçük, kırmızı şişlikler şeklinde başlar ve daha sonra sıvı dolu kabarcıklara dönüşür. Bu kabarcıklar kuruyup kabuk bağlamadan önce birkaç gün boyunca şiş ve kaşıntılı kalır.
Suçiçeğinin ilk belirtileri genellikle hastalıktan 1-2 gün önce ortaya çıkar ve ateş, halsizlik, baş ağrısı ve iştahsızlık gibi hafif belirtiler içerir. Döküntü genellikle gövdede başlar ve daha sonra yüz, saç derisi, ve uzuvlara yayılır. Döküntünün evreleri aynı anda görülebilir; bazı kabarcıklar hala sıvı doluyken, diğerleri kuruyup kabuk bağlamış olabilir. Bu kaşıntı oldukça şiddetli olabilir ve çocuklarda uyku ve günlük aktivitelerini olumsuz yönde etkileyebilir.
Suçiçeği teşhisi genellikle klinik muayene ile konulur. Döküntünün karakteristik görünümü ve hastanın semptomları doktorun teşhisi koyması için yeterlidir. Bazı durumlarda, teşhisi doğrulamak için VZV virüsünü tespit eden testler yapılabilir. Bu testler genellikle gerekli değildir, ancak immün yetmezliği olan kişilerde veya teşhis belirsiz olduğunda kullanılabilir.
Suçiçeği tedavisinde genellikle destekleyici bakım ön plandadır. Bu, bol sıvı tüketimi, ateş düşürücü ilaçlar (örneğin, parasetamol) ve kaşıntıyı azaltmak için antihistaminikler içerir. Kaşıntıyı gidermek için ılık banyo yapmak ve gevşek, pamuklu giysiler giymek de önerilir. Tırnakları kısa kesmek, kabarcıkları kaşımayı önlemek ve enfeksiyon riskini azaltmak için önemlidir. Kabarcıkları sıkmak veya kaşımak kesinlikle önerilmez çünkü bu, enfeksiyon riskini artırır ve iz bırakabilir.
Ciddi komplikasyonları önlemek için, özellikle bebekler, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde, antiviral ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar virüsün çoğalmasını engellemeye yardımcı olur ve hastalığın süresini ve şiddetini azaltabilir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, yıllık olarak milyonlarca suçiçeği vakası bildirilmektedir ve çoğu durumda hastalık hafif seyirlidir. Ancak, nadir durumlarda, suçiçeği pnömoni, ensefalit ve bakteriyel deri enfeksiyonları gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, semptomların şiddetlenmesi veya komplikasyon belirtileri görülmesi durumunda derhal tıbbi yardım almak önemlidir.
Aşılama, suçiçeğinin en etkili önleme yöntemidir. Suçiçeği aşısı, hastalığı önlemede %90’dan fazla etkilidir ve ciddi komplikasyonları önlemeye yardımcı olur. Aşılama programı genellikle çocukluk döneminde yapılır, ancak yetişkinlerde de aşılanabilir. Suçiçeği geçirmiş kişiler genellikle yaşam boyu bağışıklık kazanırlar, ancak nadir durumlarda hastalık tekrarlayabilir.
Hastalıkların Karşılaştırılması
Kızamık, kabakulak ve suçiçeği, çocukluk çağı hastalıkları olarak bilinen ve genellikle çocukları etkileyen viral enfeksiyonlardır. Bu üç hastalık da oldukça bulaşıcı olmakla birlikte, semptomları, komplikasyonları ve tedavileri açısından önemli farklılıklar gösterirler. Bu karşılaştırma, bu üç hastalığı daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.
Kızamık, paramyxovirüs ailesinden bir virüs tarafından neden olur. Oldukça bulaşıcıdır ve öksürme, hapşırma veya konuşma yoluyla yayılır. Karakteristik semptomları arasında yüksek ateş, burun akıntısı, öksürük, konjonktivit (gözlerde kızarıklık ve sulanma) ve karakteristik Koplik lekeleri (ağız içinde küçük, beyaz lekeler) bulunur. Daha ciddi vakalarda, kızamık pnömoni ve ensefalit gibi komplikasyonlara yol açabilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, aşılama programlarına rağmen, her yıl hala binlerce kızamık vakası görülmektedir. Aşılama, kızamık enfeksiyonunun en etkili önleme yoludur.
Kabakulak, paramyxovirüs ailesinden başka bir virüs tarafından neden olan bir enfeksiyondur. Kızamık gibi, kabakulak da oldukça bulaşıcıdır ve solunum yolu salgılarıyla yayılır. En belirgin belirtisi, kulakların önünde ve altında bulunan salya bezlerinin şişmesidir. Bunun yanı sıra ateş, baş ağrısı ve halsizlik de görülebilir. Nadir durumlarda, kabakulak menenjit, ensefalit veya yumurtalık iltihabı gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Kabakulak aşısı, bu hastalığın önlenmesinde oldukça etkilidir.
Suçiçeği, varicella-zoster virüsü tarafından neden olur. Bu virüs, hava yoluyla veya doğrudan temas yoluyla yayılabilir. Suçiçeğinin en belirgin özelliği, vücutta oluşan kaşıntılı, su dolu kabarcıkların ortaya çıkmasıdır. Ayrıca ateş, baş ağrısı ve halsizlik de görülebilir. Çoğu durumda suçiçeği hafif seyirlidir ve kendiliğinden geçer. Ancak, nadir durumlarda pnömoni, ensefalit veya bakteriyel enfeksiyonlar gibi komplikasyonlar gelişebilir. Suçiçeği aşısı, bu hastalığın önlenmesinde oldukça etkilidir ve komplikasyon riskini azaltır.
Özetle, kızamık, kabakulak ve suçiçeği, farklı virüsler tarafından neden olunan, belirgin semptomlara sahip ve farklı komplikasyon riskleri taşıyan bulaşıcı hastalıklardır. Aşılama, bu üç hastalığın önlenmesinde en etkili yöntemdir ve ciddi komplikasyonların gelişmesini önlemeye yardımcı olur. Bu nedenle, aşı takvimine uymak ve çocukları bu hastalıklardan korumak son derece önemlidir.
Komplikasyonlar ve Önleme
Kızamık, kabakulak ve suçiçeği, çocukluk çağı hastalıkları olarak bilinse de, ciddi komplikasyonlara yol açabilirler. Bu nedenle, hastalıkların önlenmesi büyük önem taşır. Her üç hastalık da yüksek derecede bulaşıcıdır ve aşılama yoluyla önlenebilir.
Kızamık, pnömoni (zatürre), ensefalit (beyin iltihabı) ve hatta ölüme yol açabilen ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, kızamık hala dünya çapında milyonlarca çocuğu etkilemekte ve her yıl binlerce ölüme neden olmaktadır. Örneğin, bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, kızamık daha şiddetli seyredebilir ve ölüm riski artabilir. Pnömoni, kızamık komplikasyonları arasında en yaygın olanıdır ve özellikle küçük çocuklar için tehlikelidir. Ensefalit ise, kalıcı nörolojik hasara yol açabilir.
Kabakulak, çoğunlukla hafif bir hastalık olarak geçse de, nadir durumlarda menenjit (beyin zarlarının iltihabı), beyin hasarı ve işitme kaybına neden olabilir. Erkek çocuklarda, kabakulak testisleri etkileyerek orkit (testis iltihabı) gelişmesine ve ilerleyen yıllarda kısırlığa yol açabilir. Bu komplikasyonun görülme sıklığı, her 1000 kabakulak vakasından yaklaşık 20-30’unda gözlenmektedir.
Suçiçeği genellikle hafif bir hastalık olsa da, bakteriyel cilt enfeksiyonları, pnömoni ve nadiren de olsa beyin iltihabı gibi komplikasyonlara yol açabilir. Özellikle, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler için suçiçeği ciddi riskler taşır. Hamile kadınlarda suçiçeği, fetüste ciddi sorunlara ve hatta ölüme neden olabilir. Ayrıca, suçiçeği geçiren kişilerde, yıllar sonra herpes zoster (kuduz) olarak bilinen ağrılı bir deri hastalığı gelişebilir.
Bu üç hastalığın önlenmesinde en etkili yöntem, aşılamadır. Kızamık, kabakulak ve suçiçeği aşısı (KKK aşısı) genellikle çocuklara iki doz halinde uygulanır ve bu hastalıklara karşı yüksek düzeyde koruma sağlar. Aşılama programları, bu hastalıkların yayılmasını önemli ölçüde azaltmış ve komplikasyon riskini büyük ölçüde düşürmüştür. Ancak, aşılama oranlarının düşük olduğu toplumlarda, bu hastalıklar hala yaygın olarak görülmekte ve ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Aşı yaptırmak, hem bireysel hem de toplumsal sağlık için son derece önemlidir.
Sonuç olarak, kızamık, kabakulak ve suçiçeği, hafif seyredebildiği kadar ciddi komplikasyonlara da yol açabilen bulaşıcı hastalıklardır. Aşılama, bu hastalıkların önlenmesinde en etkili ve güvenli yöntemdir. Ebeveynlerin ve sağlık çalışanlarının, aşılama konusunda bilinçli olmaları ve çocukların zamanında aşılarını yaptırmalarını sağlamaları büyük önem taşımaktadır.
Bu çalışma, kızamık, kabakulak ve suçiçeği arasındaki önemli farklılıkları kapsamlı bir şekilde incelemeyi amaçlamıştır. Üç hastalığın da çocukluk çağında görülen ve viral enfeksiyonlara bağlı olan bulaşıcı hastalıklar olduğu belirlenmiştir, ancak belirtileri, bulaşma şekilleri ve olası komplikasyonları bakımından önemli farklılıklar göstermektedirler. Kızamık, yüksek ateş, öksürük ve karakteristik döküntü ile kendini gösteren oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Kabakulak ise parotis bezlerinin şişmesiyle karakterizedir ve menenjit gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Suçiçeği ise kaşıntılı, içi sıvı dolu kabarıklıklar ile kendini gösterir ve genellikle hafif seyirlidir, ancak nadiren ciddi komplikasyonlara da neden olabilir.
Çalışmamız, her bir hastalığın teşhis ve tedavi yöntemlerini de ele almıştır. Kızamık için etkili bir aşı mevcuttur ve erken teşhis, destekleyici tedavi ile iyileşmeyi sağlar. Kabakulak için de aşı mevcuttur ve genellikle destekleyici tedavi yeterlidir. Suçiçeği için antiviral ilaçlar kullanılabilir, ancak çoğu durumda hastalık kendiliğinden iyileşir. Ancak, her üç hastalıkta da komplikasyon riskini azaltmak için erken teşhis ve uygun tedavi son derece önemlidir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde bu hastalıklar daha ciddi seyir gösterebilir.
Gelecek trendler ve öngörüler açısından baktığımızda, aşılama programlarının devamlılığı ve etkinliğinin artırılması, bu üç hastalığın önlenmesinde kritik rol oynayacaktır. Yeni aşı teknolojilerinin geliştirilmesi, mevcut aşıların etkinliğini artırabilir ve daha geniş bir koruma sağlayabilir. Ayrıca, küresel salgın izleme sistemlerinin geliştirilmesi, bulaşma olaylarının erken tespit edilmesini ve hızlı müdahaleyi sağlayarak hastalığın yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir. Dijital sağlık teknolojilerinin kullanımı, hastalık izleme ve erken teşhis konusunda önemli bir rol oynayabilir. Bu teknolojiler, hastalıkların izlenmesini, risk gruplarının belirlenmesini ve kişilerin aşılama durumlarının takibini kolaylaştırabilir.
Sonuç olarak, kızamık, kabakulak ve suçiçeği, birbirinden farklı klinik tablolar sergileyen ve farklı tedavi yaklaşımları gerektiren bulaşıcı hastalıklardır. Bu hastalıkların önlenmesi ve etkili bir şekilde yönetimi için, aşılama programlarının güçlendirilmesi, erken teşhis ve uygun tedavi yöntemlerinin kullanımı ile birlikte, dijital sağlık teknolojilerinden yararlanılması büyük önem taşımaktadır. Gelecekte, bu çalışmanın sonuçlarının, sağlık politikalarının geliştirilmesi ve kamu sağlığının iyileştirilmesi için değerli bilgiler sağlayacağına inanıyoruz.