Sağlık

İntermittent Fasting (Aralıklı Oruç) Nedir?

Çağımızda, sağlıklı yaşam arayışında hızla artan bir trend dikkat çekiyor: Aralıklı Oruç (İntermittent Fasting – IF). Kilolarından kurtulmak isteyenlerden, genel sağlığını iyileştirmeyi amaçlayanlara kadar geniş bir yelpazede insanı cezbeden bu yöntem, aslında yüzyıllardır farklı kültürlerde uygulanan, ancak son yıllarda bilimsel araştırmaların da desteğiyle popülaritesini katlayan bir beslenme stratejisidir. IF, sürekli yemek yeme alışkanlığının aksine, belirli zaman dilimlerinde yemek yeme ve oruç tutmayı içeren bir beslenme planıdır. Bu plan, kişinin metabolizmasını yeniden düzenlemesine, vücudunun doğal onarım mekanizmalarını harekete geçirmesine ve çeşitli sağlık yararları elde etmesine yardımcı olmayı hedefler. Ancak, bu popülerliğin ardında yatan gerçekler, yanlış anlaşılmalar ve potansiyel riskler de mevcuttur. Bu nedenle, Aralıklı Oruç‘un ne olduğunu, nasıl uygulandığını, faydalarını, risklerini ve kimler için uygun olduğunu detaylı bir şekilde ele almak son derece önemlidir.

Aralıklı Oruç‘un yaygınlaşması, özellikle obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların artışıyla paralellik göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde yetişkin nüfusun %39’undan fazlası obezite veya aşırı kilolu kategorisinde yer almaktadır. Bu rakamlar, sağlıklı bir yaşam tarzı arayışının ne kadar önemli olduğunu ve Aralıklı Oruç gibi alternatif beslenme stratejilerinin ilgi görmesinin sebeplerini açıklamaktadır. Örneğin, ABD’de yapılan bir araştırma, Aralıklı Oruç uygulayan bireylerin önemli ölçüde kilo verdiğini, kan şekerini kontrol altına aldığını ve kalp sağlığını iyileştirdiğini göstermiştir. Ancak, bu tür araştırmaların sonuçları genellikle katılımcıların özelliklerine, uygulanan Aralıklı Oruç yöntemine ve diğer yaşam tarzı faktörlerine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle, Aralıklı Oruç‘un herkes için uygun olmadığını ve bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilmesi gerektiğini vurgulamak gerekir.

Bu yazıda, Aralıklı Oruç‘un farklı yöntemlerini (örneğin, 16/8 yöntemi, 5:2 diyeti, alternatif gün orucu), her bir yöntemin nasıl uygulandığını, Aralıklı Oruç‘un potansiyel faydalarını (kilo kaybı, kan şekeri kontrolü, kalp sağlığı iyileşmesi, beyin fonksiyonu iyileşmesi gibi) ve risklerini (baş dönmesi, baş ağrısı, halsizlik, besin eksikliği gibi) ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Ayrıca, Aralıklı Oruç‘un kimler için uygun olup olmadığını, kimlerin bu yöntemi uygulamadan önce doktoruna danışması gerektiğini ve nasıl sağlıklı ve güvenli bir şekilde uygulanabileceğini ele alacağız. Amacımız, Aralıklı Oruç hakkında doğru ve kapsamlı bilgi sağlayarak, okuyucuların bu beslenme stratejisini bilinçli bir şekilde değerlendirmelerine ve karar vermelerine yardımcı olmaktır.

Aralıklı Oruç Türleri

Aralıklı oruç (İO), besin alımını zaman sınırlamalarıyla düzenleyen bir beslenme yaklaşımıdır. Popülaritesi hızla artan İO’nun, kilo yönetimi, metabolik sağlık ve hatta ömrü uzatmaya yardımcı olabileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Ancak, herkes için uygun olmayabilir ve uygulamaya başlamadan önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışılmalıdır. İO’nun birçok farklı türü vardır ve her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Bu çeşitlilik, bireylerin yaşam tarzlarına ve tercihlerine en uygun yöntemi seçmelerine olanak tanır.

En yaygın İO yöntemlerinden biri 16/8 yöntemidir. Bu yöntemde, 16 saat boyunca oruç tutulur ve kalan 8 saatlik pencerede tüm günlük kalori alımı yapılır. Örneğin, akşam 8’de son yemeği yiyip ertesi gün öğlen 12’de kahvaltı yapmak bu yöntemi takip etmenin bir yoludur. Bu yöntem, uygulanması nispeten kolay olduğu için yeni başlayanlar için popüler bir seçenektir. Bir çalışmada, 16/8 yöntemini uygulayan kişilerin ortalama olarak 3 ayda %3-8 oranında kilo verdikleri gözlemlenmiştir. Ancak bu sonuçlar bireysel farklılıklara göre değişkenlik gösterebilir.

Alternatif Gün Orucu (AGO), bir diğer yaygın yöntemdir. Bu yöntemde, bir gün normal şekilde yemek yenirken, diğer gün minimal kalori alımı yapılır veya tamamen oruç tutulur. AGO, daha fazla kilo kaybı sağlayabileceği düşünülse de, uygulanması daha zor olabilir ve bazı kişilerde baş dönmesi, halsizlik gibi yan etkilere neden olabilir. AGO’nun uzun vadeli etkileri hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

5:2 Diyeti, haftada iki gün (örneğin Pazartesi ve Perşembe) 500-600 kalori ile beslenmeyi ve diğer beş günde normal beslenmeyi içeren bir yöntemdir. Bu yöntem, AGO’ya göre daha esnektir ve uygulanması daha kolay bulunabilir. Araştırmalar, 5:2 diyetinin kilo kaybına, kan basıncında düşüşe ve insülin direncinde iyileşmeye yol açabileceğini göstermektedir. Ancak, bazı kişilerde yetersiz kalori alımından kaynaklanan besin eksikliği riski taşıyabilir.

Ye-Dur-Ye (Eat Stop Eat) yöntemi, belirli günlerde 24 saat boyunca tamamen oruç tutmayı içerir. Bu yöntem, diğerlerine göre daha zorlayıcıdır ve deneyimli İO uygulayıcıları için daha uygundur. Sporcular, yoğun antrenmanlar öncesinde ve sonrasında bu yöntemi kullanmaktan kaçınmalıdırlar.

Son olarak, Saat Sınırlı Beslenme (Time-Restricted Feeding), belirli bir zaman dilimi içinde yemek yenmesini öngören bir yöntemdir. Bu süre, bireyin yaşam tarzına ve tercihlerine göre ayarlanabilir. Örneğin, günde sadece 4-6 saatlik bir pencerede yemek yemek bu yönteme örnektir. Bu yöntem, uygulanması kolay ve esnek olması nedeniyle giderek daha fazla popülerlik kazanmaktadır. Her İO yönteminin bireysel ihtiyaçlara uygulanabilirliğini değerlendirmek için bir diyetisyen veya doktorla görüşmek önemlidir.

Aralıklı Orucun Faydaları

Aralıklı oruç (İngilizce: Intermittent Fasting – IF), belirli zaman dilimlerinde yemek yemenizi ve diğer zaman dilimlerinde oruç tutmanızı içeren bir beslenme düzenidir. Kalori kısıtlaması değil, ne zaman yediğinizle ilgili bir yaklaşımdır. Popülerliği artan bu yöntem, sadece kilo vermekle kalmayıp, birçok sağlık faydasıyla da ilişkilendirilmektedir. Ancak, her bireyin vücut yapısı farklı olduğu için, aralıklı orucun herkes için uygun olmadığını unutmamak önemlidir. Herhangi bir yeni beslenme düzenine başlamadan önce bir sağlık uzmanına danışmanız önerilir.

Aralıklı orucun en belirgin faydalarından biri kilo kaybıdır. Vücudunuzdaki enerji deposu olan glikojeni tükettiğinde, vücut depolanmış yağları enerji için yakmaya başlar. Bir çalışmada, aralıklı oruç uygulayan kişilerin, kalori kısıtlamasına dayalı diyetlere göre daha fazla kilo verdikleri gözlemlenmiştir. Örneğin, The American Journal of Clinical Nutrition‘da yayınlanan bir araştırma, aralıklı orucun, düşük kalorili diyetlere göre daha etkili bir kilo verme yöntemi olduğunu göstermiştir. Bu, kısmen aralıklı orucun metabolizmayı hızlandırması ve yağ yakımını artırması ile açıklanabilir.

Kilo kaybının yanı sıra, aralıklı oruç insülin direncini azaltabilir. İnsülin direnci, vücudunuzun insüline yeterince yanıt verememesi durumudur ve tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. Aralıklı oruç, insülin duyarlılığını artırarak bu riski azaltabilir. Araştırmalar, aralıklı orucun açlık kan şekeri ve insülin seviyelerini düşürdüğünü göstermektedir. Bu da özellikle tip 2 diyabet riski taşıyan kişiler için önemli bir faydadır.

Bununla birlikte, aralıklı oruç hücre onarımını da destekleyebilir. Vücut, oruç dönemlerinde otofaji adı verilen bir süreç başlatır. Otofaji, hasarlı veya işlevsiz hücreleri temizleme ve yeni hücrelerin oluşumunu destekleme sürecidir. Bu süreç, yaşlanmanın etkilerini azaltmaya ve çeşitli hastalıklara karşı korumaya yardımcı olabilir. Örneğin, bazı araştırmalar aralıklı orucun Alzheimer hastalığı ve Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı koruyucu etkilerinin olabileceğini öne sürmektedir.

Son olarak, aralıklı oruç, iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir. Kronik inflamasyon, birçok hastalığın temel nedenidir. Aralıklı oruç, vücuttaki iltihabı azaltarak bu hastalıkların riskini azaltabilir. Ancak, bu faydaların tümü daha fazla araştırma gerektirir ve aralıklı orucun herkes için uygun olmadığını unutmamak önemlidir. Hamilelik, emzirme, bazı sağlık sorunları veya ilaç kullanan kişilerin aralıklı oruca başlamadan önce mutlaka bir doktora danışmaları gerekir. Sağlıklı bir yaşam tarzının parçası olarak düşünülmeli ve diğer sağlıklı alışkanlıklarla birlikte uygulanmalıdır.

Aralıklı Oruç Uygulama Rehberi

Aralıklı oruç (İO), belirli zaman dilimlerinde yemek yiyerek ve diğer zaman dilimlerinde oruç tutarak yemek alımını düzenleyen bir beslenme yöntemidir. Kalori kısıtlaması yerine, yemek zamanlamasını düzenleyerek çalışır. Popülerliği hızla artan İO, kilo yönetimi, metabolik sağlık ve hatta bazı kronik hastalıkların yönetiminde potansiyel faydalar sunmaktadır. Ancak, herkes için uygun olmayabileceğini unutmamak önemlidir.

İO’nun birçok farklı yöntemi vardır. En yaygın olanları arasında 16/8 yöntemi (16 saat oruç, 8 saatlik bir pencerede yemek yemek), 5:2 diyeti (haftanın 5 günü normal yemek, 2 günü düşük kalori alımı) ve Eat Stop Eat (24 saatlik periyodik oruç) bulunur. Hangisinin sizin için uygun olduğunu belirlemek için sağlık durumunuzu ve yaşam tarzınızı değerlendirmeniz önemlidir. Örneğin, 16/8 yöntemi, yeni başlayanlar için nispeten kolay bir başlangıç noktası olarak kabul edilirken, 24 saatlik oruç daha deneyimli kişiler için daha uygundur.

16/8 yöntemine bir örnek olarak, akşam 8’de son yemeğinizi yediğinizi ve ertesi gün öğlen 12’de ilk yemeğinizi yediğinizi düşünelim. Bu, 16 saatlik bir oruç ve 8 saatlik bir yemek penceresi anlamına gelir. Bu süre zarfında su, kahve ve şekersiz çay tüketebilirsiniz. Ancak, kalori alımınızı 8 saatlik pencereye sıkıştırmanız önemlidir; bu nedenle, besleyici yoğun yiyecekler tercih etmeniz ve porsiyon kontrolüne dikkat etmeniz gerekir. Bir çalışmada, 16/8 yöntemini uygulayan kişilerin ortalama 3-4 kg kilo kaybettiği gözlemlenmiştir (Kaynak: [Burada ilgili çalışmanın linki eklenebilir]).

5:2 diyetinde ise, 5 gün boyunca normal kalori alımınızı korurken, 2 gün boyunca kalori alımınızı önemli ölçüde azaltırsınız (genellikle kadınlar için 500 kalori, erkekler için 600 kalori). Bu iki gün aralıklı olabilir veya birbiri ardına gelebilir. Bu yöntem, bazı kişiler için zorlayıcı olabilir, bu nedenle dikkatli bir planlama ve hazırlık gerektirir.

Eat Stop Eat yöntemi ise, haftada bir veya iki gün 24 saat boyunca tamamen oruç tutmayı içerir. Bu yöntem, daha deneyimli kişiler için daha uygundur ve başlamadan önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışılmalıdır. Yanlış uygulandığında baş dönmesi, halsizlik ve diğer olumsuz etkiler oluşabilir.

Aralıklı oruç, herkes için uygun olmayabilir. Hamileler, emziren anneler, diyabet hastaları, düşük kan şekeri yaşayan kişiler ve bazı ilaç kullanan kişiler İO’ya başlamadan önce doktorlarına danışmalıdır. Ayrıca, İO’nun uzun vadeli etkileri hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. İO’ya başlamadan önce, hedeflerinizi belirleyin, doğru yöntemi seçin ve vücudunuzu dinleyin. Yavaş yavaş başlayın ve vücudunuzun nasıl tepki verdiğini gözlemleyin. Gerektiğinde beslenme uzmanından veya doktorunuzdan destek alın.

Aralıklı Orucun Yan Etkileri

Aralıklı oruç (İO), popüler bir kilo verme ve sağlık iyileştirme yöntemi olsa da, herkes için uygun değildir ve bazı yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkiler, kişinin metabolizması, sağlık durumu ve uygulanan oruç yöntemine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. IO’nun potansiyel olumsuz etkilerini anlamak, güvenli ve etkili bir şekilde uygulamak için çok önemlidir.

En sık görülen yan etkilerden biri açlık ve baş dönmesidir. Özellikle oruç sürecinin başlangıcında, vücut glikoz seviyelerindeki düşüşe uyum sağlamaya çalışırken, bu hisler daha belirgin olabilir. Bu durum, özellikle düzenli olarak şekerli içecekler veya işlenmiş gıdalar tüketen kişilerde daha şiddetli olabilir. Bir çalışma, katılımcıların %20’sinin oruç sürecinde şiddetli açlık hissi yaşadığını göstermiştir. Bu nedenle, oruca başlamadan önce kademeli bir geçiş yapmak ve bol su tüketmek önemlidir.

Baş ağrısı da sık karşılaşılan bir yan etkidir. Dehidrasyon, elektrolit dengesizliği ve kan şekeri seviyelerindeki düşüş, baş ağrılarının başlıca nedenleri arasında yer almaktadır. Bol su içmek, elektrolit takviyeleri almak ve yavaş yavaş oruca başlamak, baş ağrılarının önlenmesine yardımcı olabilir. Ancak, şiddetli veya sürekli baş ağrıları yaşayan kişilerin bir sağlık uzmanına danışmaları önemlidir.

Bazı kişiler, yorgunluk ve halsizlik hissedebilirler. Vücut, enerji için yağ yakmaya başladığında, başlangıçta bir enerji düşüşü yaşanabilir. Bu durum, özellikle yoğun fiziksel aktivitelerde bulunan kişilerde daha belirgin olabilir. Yeterli uyku, dengeli beslenme ve hafif egzersizler, yorgunluğun azaltılmasına yardımcı olabilir. Ancak, aşırı yorgunluk veya halsizlik devam ederse, bir doktora danışmak gereklidir.

Kabızlık, bazı kişilerde görülebilen bir diğer yan etkidir. Lif alımının azalması, bağırsak hareketlerinin yavaşlamasına neden olabilir. Bu sorunu önlemek için, oruç dönemi dışında lif açısından zengin gıdalar tüketmek ve bol su içmek önemlidir. Ayrıca, düzenli egzersiz yapmak da bağırsak hareketlerini düzenlemeye yardımcı olabilir.

Konsantrasyon güçlüğü ve sinirlilik de aralıklı oruç sırasında yaşanabilir. Kan şekeri seviyelerindeki dalgalanmalar, beyin fonksiyonlarını etkileyebilir ve konsantrasyon güçlüğüne, sinirliliğe ve ruh hali değişimlerine neden olabilir. Bu nedenle, oruç yöntemini dikkatlice seçmek ve kişisel ihtiyaçlara uygun bir plan oluşturmak önemlidir. Aşırı stres, uykusuzluk ve yetersiz beslenme de bu yan etkileri şiddetlendirebilir.

Önemli Not: Hamilelik, emzirme, diyabet, kalp rahatsızlıkları veya diğer kronik hastalıkları olan kişilerin aralıklı oruca başlamadan önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışmaları gerekmektedir. Aralıklı oruç, tüm bireyler için güvenli bir yöntem değildir ve bazı sağlık durumlarında ciddi riskler taşıyabilir. Yukarıda listelenen yan etkilerden herhangi birini şiddetli bir şekilde yaşıyorsanız, derhal bir doktora başvurmanız önemlidir.

Kimler Aralıklı Oruç Yapmamalı?

Aralıklı oruç (intermittent fasting veya IF), popüler bir kilo verme ve sağlık iyileştirme yöntemi olsa da, herkes için uygun değildir. Bazı bireyler için ciddi sağlık riskleri taşıyabilir. Bu nedenle, aralıklı oruç yapmaya başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız kritik öneme sahiptir. Bu bölümde, aralıklı oruç yapmaktan kaçınması gereken bazı risk gruplarını detaylı olarak ele alacağız.

Hamile ve Emziren Kadınlar: Hamilelik ve emzirme dönemlerinde vücudun besin ve enerjiye olan ihtiyacı artar. Aralıklı oruç, bu kritik dönemde fetüs veya bebeğin yeterli besin alımını engelleyeceğinden, bu dönemde kesinlikle uygulanmamalıdır. Yetersiz beslenme, bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir ve annede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. (Bu konuda uzman görüşleri için bağlantı)

18 Yaş Altındaki Gençler: Gençlerin vücutları hala gelişme aşamasındadır ve yeterli besin alımına ihtiyaç duyarlar. Aralıklı oruç, büyüme ve gelişme için gerekli olan besin maddelerinin yetersiz alınmasına yol açabilir. Beslenme yetersizliği, kemik gelişimi, hormonal dengesizlikler ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle, gençlerin aralıklı oruç uygulaması kesinlikle önerilmemektedir.

Kronik Hastalıkları Olanlar: Diyabet, kalp hastalığı, böbrek hastalığı, yeme bozuklukları (anoreksiya, bulimiya) gibi kronik hastalıkları olan kişiler, aralıklı oruç yapmadan önce mutlaka doktorlarına danışmalıdır. Bu hastalıklar, aralıklı orucun olumsuz etkilerine karşı daha duyarlı hale getirebilir. Örneğin, diyabet hastalarında kan şekeri seviyelerinde tehlikeli düşüşlere yol açabilir. Bazı araştırmalar, aralıklı orucun bazı kronik hastalıklarda olumlu etkiler gösterdiğini öne sürse de, bu durum her birey için geçerli değildir ve riskler göz önünde bulundurulmalıdır.

Düşük Kan Şekeri (Hipoglisemi) Olanlar: Aralıklı oruç, kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalara neden olabilir. Zaten düşük kan şekeri problemi yaşayan kişilerde bu dalgalanmalar ciddi hipoglisemik krizlere yol açabilir. Bu durum baygınlık, şuur kaybı ve hatta komaya bile neden olabilir. Bu nedenle, hipoglisemisi olan kişilerin aralıklı oruç uygulaması kesinlikle önerilmez.

Belirli İlaç Kullananlar: Bazı ilaçlar, vücudun besinleri emme şeklini etkileyebilir. Aralıklı oruç, ilaçların etkisini azaltabilir veya yan etkilerini artırabilir. Kan sulandırıcılar, şeker hastalığı ilaçları ve diğer bazı ilaçlar aralıklı oruç ile etkileşime girebilir. İlaç kullanan kişilerin, aralıklı oruç uygulamadan önce doktorlarına danışmaları hayati önem taşır.

Sonuç olarak, aralıklı oruç, bazı kişiler için faydalı olsa da, herkes için uygun değildir. Yukarıda belirtilen risk gruplarındaki kişilerin aralıklı oruç uygulamadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları ve sağlık durumlarını değerlendirmeleri gerekmektedir. Sağlıklı bir yaşam tarzı için doğru beslenme ve düzenli egzersiz, aralıklı oruçtan daha güvenli ve etkili yöntemler olabilir.

Bu araştırma, Aralıklı Oruç (İntermittent Fasting – IF)‘un çeşitli yaklaşımlarını, faydalarını, risklerini ve uygulamasını kapsamlı bir şekilde ele almıştır. IF, belirli zaman dilimlerinde yemek yeme ve oruç tutma arasında dönüşümlü bir beslenme modelidir ve 16/8 yöntemi, 5:2 diyeti ve alternatif gün orucu gibi farklı protokollere sahiptir. Her bir yöntemin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır ve bireylerin kendi yaşam tarzlarına, sağlık durumlarına ve hedeflerine en uygun olanı seçmeleri önemlidir.

Araştırmamız, IF‘ın kilo kaybı, insülin duyarlılığının artması, kan basıncının düşmesi ve kalp sağlığının iyileşmesi gibi pek çok potansiyel sağlık faydasını ortaya koymuştur. Ayrıca, bazı çalışmalar yaşlanma sürecini yavaşlatma, beyin fonksiyonlarını iyileştirme ve bazı kronik hastalıkların riskini azaltma gibi ek faydalar göstermektedir. Ancak, IF‘ın herkes için uygun olmadığını vurgulamak önemlidir. Hamilelik, emzirme, bazı sağlık sorunları olan bireyler (örneğin, diyabet, yeme bozuklukları) ve gençler için IF’a başlamadan önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.

IF‘ın uzun vadeli etkileri hala tam olarak anlaşılmamıştır ve daha fazla araştırma gereklidir. Ancak, mevcut kanıtlar IF‘ın sağlıklı bireyler için güvenli ve etkili bir beslenme yaklaşımı olabileceğini göstermektedir. Uygulamada dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar ise yeterli su tüketimi, dengeli beslenme ve düzenli egzersizdir. IF‘ın sadece bir kilo verme yöntemi olarak değil, genel sağlık ve yaşam kalitesini iyileştirmek için kapsamlı bir yaşam tarzı değişikliğinin parçası olarak ele alınması gerekmektedir.

Gelecek trendler açısından, IF‘ın popülaritesinin artmaya devam etmesi beklenmektedir. Kişiselleştirilmiş IF yaklaşımları, teknoloji destekli izleme cihazları ve daha kapsamlı klinik çalışmalar, bu alandaki gelişmeleri hızlandıracaktır. Ayrıca, IF’ın diğer beslenme yaklaşımlarıyla (örneğin, Akdeniz diyeti) birleştirilmesi ve kronik hastalıkların tedavisinde kullanımı üzerine daha fazla araştırma yapılması muhtemeldir. Sonuç olarak, IF, sağlıklı yaşam ve hastalık yönetimi alanında gelecek vaat eden bir beslenme stratejisidir, ancak bireysel ihtiyaçlar ve risk faktörleri göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır.

ÖNERİLER

Sağlık

Kulak Çınlamasının Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Kulak çınlaması, tıbbi adı tinitus olan ve dışarıdan bir ses kaynağı olmaksızın kulakta veya başta algılanan bir ses olarak tanımlanır.
Sağlık

Beyin Sağlığını Destekleyen Besinler

Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hayati organıdır. Düşünme, öğrenme, hatırlama, hareket etme ve duygularımızı düzenleme gibi tüm yaşam fonksiyonlarımızın kontrol