Sağlık

Doğum Sonrası Saç Dökülmesini Önlemenin Doğal Yolları

Doğum, bir kadının hayatındaki en dönüştürücü deneyimlerden biridir. Bu inanılmaz yolculuğun ardından, hem fiziksel hem de duygusal olarak iyileşme süreci başlar. Ancak bu iyileşme süreci her zaman sorunsuz geçmez. Birçok kadın, doğumdan sonra saç dökülmesi ile karşı karşıya kalır; bu durum, yeni anneler için hem fiziksel hem de duygusal olarak oldukça zorlayıcı olabilir. Bu, sadece estetik bir sorun değil, aynı zamanda kendine güven eksikliğine ve depresyona yol açabilecek psikolojik bir etkiye de sahiptir. Doğum sonrası saç dökülmesi, çoğu kadının deneyimlediği geçici bir durum olsa da, şiddetini azaltmak ve sürecini hızlandırmak için alınabilecek adımlar mevcuttur.

Doğum sonrası saç dökülmesi, tıp dilinde telogen effluvium olarak bilinir. Hamilelik sırasında, kadınların vücudunda yüksek seviyelerde östrojen bulunur. Bu hormon, saç foliküllerinin büyüme fazında kalmasına yardımcı olur ve saç dökülmesini engeller. Doğumdan sonra östrojen seviyelerinde ani bir düşüş yaşanır ve bu da saç foliküllerinin dinlenme evresine (telogen fazı) geçmesine ve daha sonra dökülmesine neden olur. Araştırmalar, doğum yapan kadınların yaklaşık %40-50’sinin bu durumdan etkilendiğini göstermektedir. Bu oran, yeni annelerin önemli bir kısmının bu sorunu yaşadığını ve destekleyici çözümlere ihtiyaç duyduğunu vurgular. Bazı kadınlarda bu dökülme hafif olurken, bazılarında ise oldukça yoğun ve endişe verici boyutlara ulaşabilir, saç yoğunluğunda belirgin bir azalmaya ve görünümde değişikliğe yol açabilir.

Doğum sonrası saç dökülmesinin tedavisi için çeşitli yöntemler mevcuttur. Bunların arasında ilaç tedavileri, saç bakım ürünlerinin kullanımı ve hatta saç ekimi gibi cerrahi müdahaleler yer alır. Ancak bu yöntemlerin birçoğu, maliyetli, yan etkilere sahip veya uzun süreli kullanım gerektirebilir. Bu noktada, doğal yöntemler öne çıkmaktadır. Doğal yöntemler, genellikle daha ucuz, daha az yan etkiye sahip ve uzun vadeli kullanım için daha güvenlidir. Bu yöntemler, sağlıklı bir yaşam tarzı, dengeli beslenme, uygun saç bakımı ve stres yönetimi gibi faktörleri içerebilir. Bu yazıda, doğum sonrası saç dökülmesini önlemek ve azaltmak için kullanılabilecek çeşitli doğal ve etkili yöntemleri detaylı bir şekilde ele alacağız. Sağlıklı ve parlak saçlara sahip olmanın doğal yollarını keşfedecek, bu süreçte yeni annelerin hem fiziksel hem de duygusal sağlığını desteklemeyi amaçlayacağız.

Doğum sonrası saç dökülmesi, her kadının deneyimlediği bir durum olmasa da, oldukça yaygın bir problemdir. Bu nedenle, yeni annelerin bu konuda bilgilendirilmesi ve kendilerine uygun doğal çözümler bulmaları son derece önemlidir. Bu yazıda, doğal çözümleri ayrıntılı olarak inceleyerek, yeni annelerin bu zorlu dönemi daha rahat atlatmalarına yardımcı olmayı hedefliyoruz. Unutmayın, saç dökülmesi geçici bir durumdur ve doğru yöntemlerle bu süreci daha kolay yönetebilir, kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.

Doğum Sonrası Saç Dökülmesi Nedenleri

Doğum sonrası saç dökülmesi, yeni annelerin yaklaşık %40 ila %50’sini etkileyen yaygın bir durumdur. Telogen effluvium olarak bilinen bu durum, hamilelik sırasında yüksek seviyelerde bulunan östrojen hormonunun doğumdan sonra ani bir düşüş yaşamasıyla tetiklenir. Bu hormonal değişiklik, saç büyüme döngüsünü bozar ve normalde büyüme evresinde olan birçok saç telinin aynı anda dökülme evresine geçmesine neden olur.

Hamilelik sırasında, östrojen seviyelerindeki artış, saç foliküllerinin anagen (büyüme) evresinde daha uzun süre kalmasını sağlar. Bu, saçın daha kalın ve dolgun görünmesine yol açar. Doğumdan sonra östrojen seviyeleri hızla düştüğünde, bu durum tersine döner ve saç folikülleri telogen (dökülme) evresine geçer. Bu, genellikle doğumdan 2-4 ay sonra başlayan ve birkaç ay sürebilen yoğun bir saç dökülmesine neden olur. Dökülen saç miktarı oldukça dikkat çekicidir; tararken veya duş alırken normalden çok daha fazla saç telinin döküldüğünü görebilirsiniz.

Hormonal değişikliklerin yanı sıra, doğum sonrası saç dökülmesinde diğer faktörler de rol oynayabilir. Beslenme yetersizlikleri, özellikle demir, çinko ve protein eksikliği, saç sağlığını olumsuz etkileyebilir ve dökülmeyi artırabilir. Doğum sonrası dönemde, annelerin beslenme ihtiyaçları artar ancak aynı zamanda yorgunluk ve zaman kısıtlılığı nedeniyle sağlıklı beslenmeye dikkat etmeleri zor olabilir. Bir çalışma, doğum sonrası demir eksikliğinin saç dökülmesi riskinin artmasıyla ilişkili olduğunu göstermiştir. (Kaynak gösterilecek)

Stres de doğum sonrası saç dökülmesinde önemli bir faktördür. Yeni bir bebeğin bakımıyla gelen uykusuzluk, sürekli endişe ve fiziksel yorgunluk, vücudun strese karşı verdiği tepkiyi tetikleyebilir ve saç dökülmesine katkıda bulunabilir. Stres, vücudun saç büyümesi için gerekli olan besinleri diğer hayati fonksiyonlara yönlendirmesine neden olabilir, bu da saç foliküllerinin zayıflamasına ve dökülmesine yol açar.

Bazı durumlarda, genetik yatkınlık da doğum sonrası saç dökülmesinde rol oynar. Aile öyküsünde saç dökülmesi problemi olan kadınlarda, bu durumu yaşama olasılığı daha yüksektir. Ayrıca, bazı tıbbi durumlar da saç dökülmesini tetikleyebilir. Bunlar arasında tiroid sorunları, otoimmün hastalıklar ve anemi sayılabilir. Bu nedenle, yoğun saç dökülmesi yaşayan kadınların bir doktora danışmaları önemlidir, özellikle de dökülme aşırı veya diğer belirtilerle birlikte geliyorsa.

Sonuç olarak, doğum sonrası saç dökülmesi karmaşık bir durumdur ve genellikle birden fazla faktörün birleşimi sonucu ortaya çıkar. Hormonal değişiklikler, beslenme yetersizlikleri, stres ve genetik yatkınlık, bu durumun ana nedenleri arasındadır. Doğum sonrası saç dökülmesi genellikle geçicidir ve zamanla kendiliğinden düzelir ancak, sorunun altında yatan herhangi bir tıbbi durumu ele almak ve saç sağlığını desteklemek için sağlık uzmanıyla görüşmek önemlidir.

Saç Dökülmesini Önleyen Doğal Besinler

Doğum sonrası dönem, kadınlar için hem fiziksel hem de duygusal olarak yoğun bir süreçtir. Bu dönemde sık karşılaşılan sorunlardan biri de telöjen effluvium olarak bilinen saç dökülmesidir. Hamilelik sırasında artan östrojen seviyeleri, saçların büyüme fazında kalmasını sağlar. Doğumdan sonra ise östrojen seviyelerinde ani bir düşüş yaşanır ve bu durum, saç foliküllerinin dinlenme fazına geçmesine ve sonuç olarak da saç dökülmesine yol açar. Neyse ki, bu dökülmeyi doğal yollarla azaltmak veya önlemek için yapabileceğiniz birçok şey var. Bunlardan biri de doğru beslenmeye özen göstermektir.

Sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı, saç sağlığı için oldukça önemlidir. Saç büyümesi için gerekli olan protein, demir, çinko, biotin ve çeşitli vitaminleri içeren besinleri tüketmek, saç dökülmesini önlemeye yardımcı olabilir. Örneğin, protein, saç tellerinin temel yapı taşı olan keratini oluşturmak için gereklidir. Protein açısından zengin besinler arasında et, tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri ve baklagiller yer alır. Eksiklik durumunda saç dökülmesi gözlemlenebilir. Bir araştırmaya göre, yeterli protein almayan kadınlarda doğum sonrası saç dökülmesi riski daha yüksektir.

Demir eksikliği de saç dökülmesine neden olabilir. Demir, saç foliküllerine oksijen taşıyan hemoglobine yardımcı olur. Doğum sonrası dönemde demir eksikliği yaşayan kadınların sayısı oldukça yüksektir. Bu nedenle, demir açısından zengin besinler tüketmek önemlidir. Kırmızı et, ıspanak, mercimek ve kuru baklagiller, iyi birer demir kaynağıdır. Demir emilimini artırmak için C vitamini içeren besinlerle birlikte tüketilmelidirler.

Çinko, saç büyümesi ve onarımı için gerekli olan bir mineraldir. Çinko eksikliği, saç dökülmesine ve saçların kırılganlaşmasına neden olabilir. Çinko açısından zengin besinler arasında kabuklu deniz ürünleri, kırmızı et, tavuk, kepekli tahıllar ve baklagiller bulunur.

Biotin, saçın sağlığı için önemli bir B vitamini olan B7 vitaminidir. Biotin eksikliği saç dökülmesine yol açabilir. Yumurta, badem, avokado ve tatlı patates gibi besinler iyi birer biotin kaynağıdır. Ancak, biotin takviyesi almadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.

Omega-3 yağ asitleri de saç sağlığı için çok önemlidir. Omega-3 yağ asitleri, saç foliküllerini nemlendirir ve saçların parlamasını sağlar. Somon, ton balığı, keten tohumu ve chia tohumları gibi besinler, iyi birer omega-3 kaynağıdır.

Sonuç olarak, doğum sonrası saç dökülmesini doğal yollarla önlemek veya azaltmak için sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı benimsemek çok önemlidir. Protein, demir, çinko, biotin ve omega-3 yağ asitleri açısından zengin besinleri tüketmeye özen gösterin. Ancak, herhangi bir takviye almadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Saç dökülmeniz şiddetliyse veya başka belirtilerle birlikte geliyorsa, bir doktora görünmeniz önemlidir.

Stres ve Saç Dökülmesi İlişkisi

Doğum sonrası dönemde yaşanan hormonal değişiklikler ve stres, saç dökülmesinin en yaygın nedenlerinden ikisidir. Bu iki faktör birbirleriyle yakından ilişkilidir ve genellikle birlikte etki göstererek saç sağlığını olumsuz etkilerler. Doğum sonrası saç dökülmesi yaşayan birçok kadın, bu süreçte yaşadıkları yoğun stresi de vurgular. Ancak, stresin saç dökülmesine nasıl yol açtığına dair mekanizma daha karmaşıktır.

Stres, vücutta kortizol hormonunun salgılanmasına neden olur. Kortizol, vücudun stres tepkisinin bir parçası olarak salgılanan bir stres hormonudur ve kısa süreli olarak faydalı olabilir. Ancak, kronik stres durumunda sürekli yüksek seviyelerde kortizol, vücutta çeşitli olumsuz etkilere yol açar. Bunlardan biri de saç foliküllerinin büyüme döngüsünü bozmasıdır. Saç folikülleri, büyüme (anagen), geçiş (katagen) ve dinlenme (telogen) olmak üzere üç farklı evreden geçer. Yüksek kortizol seviyeleri, saç foliküllerini telogen fazına daha erken iterek, saçların erken dökülmesine neden olur. Bu durum, telogen effluvium olarak adlandırılan bir saç dökülmesi türüdür.

Araştırmalar, stresin saç dökülmesiyle olan ilişkisini desteklemektedir. Örneğin, bir çalışma, yoğun stres yaşayan kişilerin, stres yaşamayan kişilere göre saç dökülmesi yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Ancak, kesin istatistikler değişkendir ve stresin şiddeti, süresi ve bireyin genetik yatkınlığı gibi faktörlere bağlıdır. Bazı çalışmalar, stresin saç dökülmesine katkıda bulunan diğer faktörlerle, örneğin beslenme yetersizlikleri ve uyku bozuklukları ile birlikte etki ettiğini göstermiştir. Bu nedenle, stresin saç dökülmesi üzerindeki etkisini kesin olarak ölçmek zordur.

Doğum sonrası dönemde, yeni anneler hem hormonal değişiklikler hem de yeni sorumlulukların getirdiği psikolojik stres ile başa çıkmak zorundadır. Bu durum, doğum sonrası saç dökülmesinin daha şiddetli ve uzun süreli olmasına katkıda bulunabilir. Bu nedenle, doğum sonrası dönemde stresi yönetmek, saç dökülmesini önlemek için önemli bir adımdır. Yeterli uyku, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve meditasyon gibi stres azaltıcı teknikler, hem genel sağlık hem de saç sağlığı için faydalıdır. Ayrıca, destekleyici bir sosyal çevre ve gerekli durumlarda profesyonel yardım almak da stres yönetiminde önemli rol oynar. Doğum sonrası depresyonu da stresin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir ve saç dökülmesini daha da kötüleştirebilir, bu yüzden bu durumun da değerlendirilmesi önemlidir.

Sonuç olarak, stres ve saç dökülmesi arasında güçlü bir ilişki vardır. Stresin yol açtığı hormonal değişiklikler, saç foliküllerinin büyüme döngüsünü bozarak saç dökülmesine neden olur. Doğum sonrası dönemde yaşanan stres, saç dökülmesini daha da şiddetlendirebilir. Bu nedenle, stresi yönetmek ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını benimsemek, doğum sonrası saç dökülmesini önlemek ve saç sağlığını korumak için önemlidir.

Doğal Yağlar ve Saç Bakımı

Doğum sonrası dönemde birçok kadın saç dökülmesi sorunu yaşar. Bu durum, hormonal değişiklikler ve vücudun doğum sonrası iyileşme süreciyle yakından ilişkilidir. Telogen effluvium olarak bilinen bu geçici saç dökülmesi, genellikle doğumdan 3-6 ay sonra başlar ve birkaç ay sürer. Neyse ki, bu süreçte saç sağlığını desteklemek ve dökülmeyi azaltmak için doğal yöntemler mevcuttur. Bunların başında da doğal yağlar gelir.

Doğal yağlar, saç köklerini besleyen ve saç tellerini güçlendiren vitaminler, mineraller ve antioksidanlar açısından zengindir. Saç derisine uygulandıklarında, yağlar saç foliküllerini nemlendirir, saçın kırılmasını önler ve saç büyümesini teşvik eder. Ancak, her yağın farklı özellikleri vardır ve hangi yağın sizin için en uygun olduğunu belirlemek önemlidir.

Örneğin, Hindistan cevizi yağı, saç derisine kolayca nüfuz eden ve saçı nemlendiren orta zincirli yağ asitleri içerir. Bir çalışmada, Hindistan cevizi yağının, saçın kırılmasını azaltmada ve saçın nemini koruduğunda etkili olduğu gösterilmiştir. (Kaynak 1) Argan yağı ise, E vitamini ve antioksidanlar açısından zengindir. Bu özellikler, saçı korur, hasarı onarır ve parlaklık kazandırır. Jojoba yağı ise, saç derisinin doğal yağ üretimini dengelemeye yardımcı olabilir, böylece kuru veya yağlı saç derisi sorunlarını hafifletebilir.

Badem yağı, saçı besleyen ve parlaklık veren A, B ve E vitaminleri içerir. Lavanta yağı ise, saç derisinin sağlığını iyileştirmeye yardımcı olur ve saç dökülmesini azaltmaya katkıda bulunabilir. Ayrıca, lavanta yağı sakinleştirici bir etkiye sahiptir ve stresin saç dökülmesine yol açtığı düşünüldüğünde bu oldukça faydalıdır. Stres, saç döngüsünün telogen fazına (dinlenme fazı) erken geçişine neden olabilir ve bu da saç dökülmesini artırır. Araştırmalar, stresin saç dökülmesinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. (Kaynak 2)

Doğal yağları kullanırken, saç tipinize uygun olanı seçmek önemlidir. Örneğin, ince telli saçlar için hafif yağlar (jojoba, badem) tercih edilirken, kalın telli saçlar için daha yoğun yağlar (Hindistan cevizi, argan) kullanılabilir. Yağları saç derisine ve saç tellerine nazikçe masaj yaparak uygulayın ve en az 30 dakika bekletin. Daha sonra saçınızı şampuan ve saç kremiyle iyice yıkayın. Düzenli kullanım, saçınızın daha sağlıklı, güçlü ve parlak görünmesine yardımcı olacaktır.

Önemli Not: Herhangi bir yeni ürünü kullanmadan önce, küçük bir bölgede bir alerji testi yapmanız önerilir. Doğum sonrası saç dökülmesi ciddi bir problemse, bir dermatolog veya doktorla görüşmeniz önemlidir. Doğal yağlar destekleyici bir tedavi olarak kullanılabilir, ancak altta yatan bir tıbbi durum varsa, profesyonel tıbbi yardım almak gereklidir.

**(Kaynak 1 ve Kaynak 2 yerlerine ilgili akademik çalışmalara ait linkler eklenmelidir.)**

Evde Uygulayabileceğiniz Çözümler

Doğum sonrası saç dökülmesi, birçok yeni annenin yaşadığı yaygın bir sorundur. Hormonlardaki ani değişiklikler, hamilelik sırasında artan östrojen seviyelerinin düşmesiyle birlikte saç foliküllerinin dinlenme evresinden büyüme evresine geçişini hızlandırır. Doğumdan sonra bu etki tersine döner ve saçlar normal döngüsüne geri döner, bu da yoğun bir dökülmeyle sonuçlanır. Neyse ki, bu sorunun üstesinden gelmek için evde uygulayabileceğiniz birçok doğal yöntem mevcuttur.

Beslenmenizi düzenlemek, saç dökülmesinin önlenmesinde önemli bir adımdır. Saç büyümesi için gerekli olan protein, demir, çinko ve B vitaminleri açısından zengin bir diyet, saç köklerinin güçlenmesine ve sağlıklı saç büyümesini desteklemesine yardımcı olur. Örneğin, yüksek proteinli gıdalar (et, balık, yumurta, baklagiller), demir açısından zengin gıdalar (kırmızı et, ıspanak, kuru meyveler), çinko açısından zengin gıdalar (kabak çekirdeği, ay çekirdeği, hindistancevizi) ve B vitamini açısından zengin gıdalar (yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, tahıllar) tüketmeye özen gösterin. Araştırmalar, demir eksikliğinin saç dökülmesiyle doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir. Bir çalışmada, demir eksikliği olan kadınların %47’sinin saç dökülmesi yaşadığı tespit edilmiştir.

Saç derinizi nazikçe masaj yapmak, kan dolaşımını artırarak saç köklerine daha fazla besin ulaşmasını sağlar. Bu, saç büyümesini teşvik eder ve saç dökülmesini azaltmaya yardımcı olur. Haftada birkaç kez, birkaç dakika boyunca saç derinize nazikçe masaj yapmayı deneyin. Hindistan cevizi yağı, badem yağı veya jojoba yağı gibi doğal yağları kullanarak masajı daha etkili hale getirebilirsiniz. Bu yağlar, saç derisini nemlendirir ve saç tellerini güçlendirir.

Stres, saç dökülmesini tetikleyen önemli bir faktördür. Doğum sonrası dönem zaten stresli bir dönem olduğundan, stresi yönetmek için düzenli egzersiz yapmak, yoga veya meditasyon gibi rahatlama tekniklerini uygulamak önemlidir. Yeterli uyku almak da saç sağlığını korumak için çok önemlidir. Çünkü vücut, uyku sırasında kendini onarır ve saç büyümesini destekler. Ortalama 7-8 saat uyku, saç sağlığı için idealdir.

Soğuk suyla saçınızı yıkamak, saç derisini sıkılaştırır ve saç dökülmesini azaltmaya yardımcı olabilir. Sıcak su, saç derisini kurutarak saç dökülmesini artırabilir. Ayrıca, sülfat ve paraben içermeyen şampuanlar kullanarak saçınızı nazikçe temizlemeye özen gösterin. Bu kimyasallar saç derisini tahriş edebilir ve saç dökülmesini artırabilir.

Son olarak, sabırlı olmak önemlidir. Doğum sonrası saç dökülmesi genellikle geçici bir durumdur ve birkaç ay içinde düzelir. Ancak, durumunuzda bir iyileşme görmezseniz veya endişeleriniz varsa, bir dermatolog veya doktor ile görüşmeniz önemlidir. Onlar size daha kesin bir teşhis koyabilir ve uygun tedavi yöntemlerini önerebilirler.

Bu kapsamlı raporda, doğum sonrası saç dökülmesinin yaygın bir sorun olduğu ve birçok yeni annenin deneyimlediği bir durum olduğu vurgulandı. Telogen effluvium olarak bilinen bu durum, hamilelik hormonlarındaki ani düşüşten kaynaklanır ve genellikle doğumdan birkaç ay sonra başlar. Neyse ki, bu dökülmenin kalıcı olmadığı ve çoğu kadın aylar içinde normal saç büyüme döngüsüne döndüğü bilinmektedir. Ancak, bu zorlu süreci yönetmek ve saç dökülmesinin etkisini en aza indirmek için birçok doğal yol mevcuttur.

Araştırmamız, sağlıklı bir diyetin, saç büyümesi için gerekli olan protein, demir, çinko ve biotin gibi besin maddelerini içermesinin önemini vurguladı. Dengeli beslenme, saç dökülmesini önlemenin doğal bir yoludur. Bunun yanında, düzenli egzersiz ve yeterli su tüketimi, genel sağlık ve saç sağlığının korunmasında önemli rol oynar. Stres yönetimi teknikleri, yoga, meditasyon veya derin nefes egzersizleri gibi yöntemler, stresin saç dökülmesine katkıda bulunabileceği düşünüldüğünden, özellikle faydalıdır.

Ayrıca, çeşitli doğal bitkisel yağlar, örneğin hint yağı, argan yağı ve jojoba yağı, saç derisini besleyerek ve saç köklerini güçlendirerek saç dökülmesine karşı etkili olabilir. Saç maskeleri ve saç kremleri gibi doğal ürünlerin kullanımı da saç sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabilir. Ancak, her bireyin farklı bir fiziğe sahip olduğu ve bu nedenle hangi yöntemin en etkili olduğu kişiden kişiye değişebileceği unutulmamalıdır. Herhangi bir tedaviye başlamadan önce bir doktora danışılması önerilir.

Gelecek trendler açısından, kişiselleştirilmiş saç bakımı ve doğal çözümlere yönelik artan bir ilgi bekliyoruz. Bilim insanları, saç dökülmesini önlemek ve tedavi etmek için daha etkili doğal yöntemler keşfetmeye devam edeceklerdir. Bununla birlikte, sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının önemi her zaman vurgulanacaktır. Beslenme, egzersiz ve stres yönetimi, sağlıklı ve güçlü saçlar için temel unsurlardır. Doğum sonrası saç dökülmesiyle mücadele eden kadınlar için hem doğal çözümlerin hem de tıbbi müdahalelerin bir kombinasyonunun kullanımı, en iyi sonuçları sağlayabilir.

Sonuç olarak, doğum sonrası saç dökülmesiyle başa çıkmak için çeşitli doğal ve etkili yöntemler mevcuttur. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek ve uygun doğal ürünleri kullanarak, yeni anneler bu zorlu dönemi başarılı bir şekilde yönetebilir ve kendilerini daha iyi hissedebilirler. Önemli olan, sabırlı olmak ve saçlarının zamanla iyileşeceğine inanmaktır.

ÖNERİLER

Sağlık

Kulak Çınlamasının Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Kulak çınlaması, tıbbi adı tinitus olan ve dışarıdan bir ses kaynağı olmaksızın kulakta veya başta algılanan bir ses olarak tanımlanır.
Sağlık

Beyin Sağlığını Destekleyen Besinler

Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hayati organıdır. Düşünme, öğrenme, hatırlama, hareket etme ve duygularımızı düzenleme gibi tüm yaşam fonksiyonlarımızın kontrol