Sağlık

Diş dolgusu ve tedavi seçenekleri

Diş sağlığı, genel sağlığımızın ayrılmaz bir parçasıdır ve ağız boşluğunun bakımı, yaşam kalitemizi doğrudan etkiler. Dünya genelinde milyonlarca insan, çeşitli diş sorunlarıyla mücadele etmekte ve bu sorunların en yaygınlarından biri de diş çürümesidir. Diş çürümesinin ilerlemesi durumunda, diş yapısında oluşan hasarın onarımı için diş dolgusu işlemleri kaçınılmaz hale gelir. Bu işlem, sadece estetik kaygıları gidermekle kalmaz, aynı zamanda dişin fonksiyonelliğini korumak ve ağrıyı önlemek için de hayati önem taşır. Bu nedenle, diş dolgusu ve tedavi seçenekleri hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip olmak, hem bireyler hem de diş hekimleri için oldukça önemlidir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, diş çürümesi küresel çapta en yaygın kronik hastalıklardan biridir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, yetersiz ağız bakımı ve düzenli diş hekimi kontrollerinin eksikliği nedeniyle bu oran daha da yüksektir. Örneğin, [Ülke adı] gibi bir ülkede yapılan bir araştırma, yetişkin nüfusun %[Yüzde]% ‘ünün en az bir diş dolgusuna sahip olduğunu göstermiştir. Bu istatistik, diş çürümesinin ve dolayısıyla diş dolgusu ihtiyacının yaygınlığını açıkça ortaya koymaktadır. Ancak, diş dolgusu işlemi, tek tip bir işlem değildir; farklı malzemeler ve teknikler kullanılarak gerçekleştirilebilir ve her hastanın ihtiyacına göre özelleştirilmelidir.

Diş dolgusu işlemleri, diş çürümesinin boyutuna, konumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Küçük çürükler için amalgam dolgular (civa içeren dolgular) veya kompozit dolgular (plastik bazlı dolgular) tercih edilebilirken, daha büyük hasarlar için inley veya onley gibi daha kapsamlı restorasyon yöntemleri gerekebilir. Son yıllarda, estetik kaygılar nedeniyle porselen dolguların popülaritesi artmıştır. Bu dolgular, doğal diş rengine çok yakın oldukları için görünürlüğü azaltır ve daha doğal bir görünüm sağlar. Ayrıca, diş dolgusu işlemi öncesinde ve sonrasında yapılacak olan önlemler, ağrının azaltılması ve iyileşme sürecini hızlandırmak için oldukça önemlidir. Bu önlemler arasında, doğru ağız bakımı, antibiyotik kullanımı ve doğru beslenme alışkanlıkları yer alır.

Bu yazıda, diş dolgusu işlemlerinin farklı türlerini, avantajlarını ve dezavantajlarını detaylı olarak ele alacağız. Hangi diş dolgusu türünün hangi durumlarda uygun olduğunu, işlemin nasıl yapıldığını ve sonrasında neler yapılması gerektiğini açıklayacağız. Ayrıca, diş dolgusu önleme stratejileri, olası komplikasyonlar ve uzun vadeli bakım hakkında da bilgi vereceğiz. Amaç, okuyuculara diş dolgusu ve tedavi seçenekleri hakkında kapsamlı bir anlayış kazandırmak ve bilinçli kararlar almalarına yardımcı olmaktır.

Diş Dolgusu ve Tedavi Seçenekleri

Diş Dolgu Türleri

Diş çürüğü veya hasar görmüş dişlerin onarımı için çeşitli diş dolgu türleri mevcuttur. Malzeme seçimi, çürüğün büyüklüğü, dişin konumu ve hastanın bireysel ihtiyaçları gibi faktörlere bağlıdır. Her bir dolgu malzemesinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır, bu nedenle diş hekiminizle en uygun seçeneği belirlemek önemlidir.

En yaygın kullanılan dolgu malzemelerinden biri amalgamdır. Amalgam, gümüş, bakır, kalay ve cıvadan oluşan bir karışımdır. Uzun ömürlü ve dayanıklı olması nedeniyle geçmişte yaygın olarak tercih ediliyordu. Ancak estetik görünümü nedeniyle günümüzde daha az kullanılmaktadır. Ayrıca, bazı kişilerde cıvaya karşı alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan araştırmalar, amalgam dolguların kullanımı son yıllarda önemli ölçüde azaldığını göstermektedir. Örneğin, 2000 yılında yapılan bir çalışmada yetişkinlerin %70’inin amalgam dolgusu varken, 2020’de bu oran %30’un altına düşmüştür. (Bu istatistik varsayımsaldır ve gerçek bir araştırmaya dayanmamaktadır).

Kompozit dolgular, diş renginde olan ve estetik açıdan daha çekici bir seçenektir. Bu dolgular, plastik reçine ve seramik parçacıklarının bir karışımından yapılır ve dişin doğal görünümüne uyacak şekilde renklendirilebilir. Kompozit dolgular amalgam dolgulardan daha az dayanıklıdır, ancak küçük ve orta büyüklükteki çürükler için etkili bir çözümdür. Ayrıca, kompozit dolguların hazırlanması ve uygulanması daha fazla zaman almaktadır.

Porselen dolgular (Inley/Onley), daha dayanıklı ve estetik bir seçenek sunmaktadır. Özellikle büyük çürükler veya kırık dişler için tercih edilirler. Porselen dolgular laboratuvarda hazırlanır ve diş hekimi tarafından yerleştirilir. Diğer dolgu türlerine göre daha pahalıdırlar ancak uzun ömürlü ve doğal diş görünümüne en yakın sonuçları sağlarlar. Özellikle ön dişlerde estetik kaygılar yüksek olduğunda tercih edilmektedir.

Altın dolgular, en dayanıklı dolgu türlerinden biridir. Yüksek maliyetleri ve estetik açıdan uygun olmamaları nedeniyle nadiren kullanılırlar. Ancak, özellikle arka dişlerde, uzun ömür ve dayanıklılık gerektiren durumlarda tercih edilebilirler.

Hangi diş dolgusunun sizin için en uygun olduğunu belirlemek için diş hekiminizle görüşmeniz önemlidir. Diş hekiminiz, dişlerinizin durumunu değerlendirerek, ihtiyaçlarınıza ve bütçenize en uygun dolgu türünü önerecektir. Ayrıca, dolgu işlemi öncesi ve sonrası bakım hakkında detaylı bilgi alacaksınız. Diş sağlığınız için düzenli diş kontrolü ve profesyonel temizlik yaptırmanız da büyük önem taşımaktadır.

Dolgu Uygulaması Süreci

Diş dolgusu, çürük veya hasarlı diş yapısını onarmak için kullanılan yaygın bir diş hekimliği işlemidir. İşlem, dişin çürük veya hasarlı kısmının temizlenmesi ve yerine dolgu malzemesi yerleştirilmesiyle gerçekleştirilir. Dolgu uygulamasının süreci, hastanın durumuna ve diş hekiminin tercih ettiği yönteme bağlı olarak değişmekle birlikte, genel olarak birkaç aşamadan oluşur.

İlk aşama, dişin muayenesi ve teşhisidir. Diş hekimi, dişlerinizi dikkatlice inceleyerek çürüğün veya hasarın derecesini belirler. Röntgen filmleri, çürüğün dişin iç kısımlarına kadar yayılıp yayılmadığını tespit etmek için kullanılabilir. Bu aşamada, hastanın ağrı veya hassasiyet gibi şikayetleri de değerlendirilir. Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya çapında yetişkinlerin %60’ından fazlası diş çürüğünden etkilenmektedir, bu da dolgu ihtiyacının ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir.

Teşhisin ardından, dişin hazırlanması aşamasına geçilir. Diş hekimi, çürük veya hasarlı bölgeyi özel bir alet kullanarak temizler. Bu işlem, genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir, böylece hasta işlem sırasında herhangi bir ağrı hissetmez. Dişin temizlenmesi, sağlıklı diş dokusunun korunması ve dolgu malzemesinin daha iyi yapışması için oldukça önemlidir. Bu aşamada, dişin şekli ve yapısı, dolgu malzemesinin doğru şekilde yerleştirilebilmesi için dikkatlice hazırlanır.

Diş hazırlandıktan sonra, dolgu malzemesi yerleştirilir. Günümüzde çeşitli dolgu malzemeleri mevcuttur. Amalgam dolgular (civa içeren), kompozit dolgular (plastik reçine bazlı) ve porselen dolgular en yaygın seçenekler arasındadır. Diş hekimi, hastanın ihtiyaçlarına ve tercihlerine, ayrıca dişin konumuna bağlı olarak en uygun dolgu malzemesini seçer. Örneğin, ön dişlerde estetik görünüm önemli olduğu için genellikle kompozit veya porselen dolgular tercih edilirken, arka dişlerde dayanıklılık açısından amalgam dolgular da kullanılabilir.

Son aşamada, dolgu malzemesi şekillendirilir ve cilalanır. Diş hekimi, dolguyu dişin doğal şekline ve rengine uyacak şekilde dikkatlice şekillendirir ve cilalar. Bu işlem, dolgunun pürüzsüz ve estetik bir görünüm kazanmasını sağlar ve ayrıca plak birikimini önler. İşlem tamamlandıktan sonra, diş hekimi dolgunun yerleşmesini ve iyileşmeyi kontrol etmek için bir takip randevusu planlayabilir.

Dolgu uygulaması, genellikle kısa sürede tamamlanan ve nispeten basit bir işlemdir. Ancak, işlem öncesi ve sonrası bakımın doğru şekilde yapılması, dolgunun uzun ömürlülüğü ve diş sağlığı için son derece önemlidir. Düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanımı ve düzenli diş hekimi kontrolleri, dolgunun ömrünü uzatmaya ve diş sağlığınızı korumaya yardımcı olur.

Dolgu Sonrası Bakım

Diş dolgusu tedavisi, diş çürüğünün veya hasarın onarılması için yaygın bir prosedürdür. Ancak, dolgu işleminin başarısı ve uzun ömrü, dolgu sonrası bakım uygulamalarına büyük ölçüde bağlıdır. Tedavi sonrası dikkatli bir bakım, dolgunun ömrünü uzatır, komplikasyonları önler ve genel ağız sağlığınızı korur. İşte dolgu sonrası dikkat etmeniz gereken önemli noktalar:

İlk 24 Saat: Dolgu yapılan bölgeye ilk 24 saat boyunca aşırı sıcak veya soğuk yiyecek ve içeceklerden kaçının. Sıcak ve soğuk yiyeceklerin ani sıcaklık değişimleri, dolgu malzemesinin hassasiyetine neden olabilir ve rahatsızlığa yol açabilir. Bu süre zarfında yumuşak gıdalar tüketmeye özen gösterin (örneğin, yoğurt, püresi çorba, elma püresi). Ağzınızı sertçe çalkalamayın ve dolgu bölgesini diş fırçası ile sertçe ovmaktan kaçının. Dolgu yeni yerleştirildiği için bu bölge hassastır ve bu işlemler dolguyu yerinden oynatabilir veya hasar verebilir. Ayrıca, bu ilk 24 saatte, dolgu bölgesine baskı uygulayabilecek sert yiyeceklerden (fındık, şekerleme, sert kraker vb.) uzak durmalısınız.

Diş Fırçalama ve Diş İpi Kullanımı: Dolgu sonrası düzenli olarak dişlerinizi fırçalamak ve diş ipi kullanmak son derece önemlidir. Günde en az iki kez, florürlü bir diş macunu ile yumuşak bir diş fırçası kullanarak dişlerinizi fırçalayın. Diş ipi kullanımı, dolgunun çevresindeki plak ve yemek artıklarının temizlenmesinde oldukça etkilidir. Ancak, dolgu bölgesini diş ipi ile sertçe ovmaktan kaçının. Yumuşak ve nazik hareketlerle diş ipinizi kullanın. Amerikan Diş Hekimleri Birliği (ADA) verilerine göre, düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı, diş çürüğü riskini %60 oranında azaltmaktadır.

Düzenli Diş Hekimi Kontrolleri: Dolgu sonrası düzenli diş hekimi kontrolleri, dolgunun durumunun izlenmesi ve olası sorunların erken teşhis edilmesi açısından hayati önem taşır. En az yılda bir kez diş hekiminizi ziyaret etmeli ve ağız sağlığınızı kontrol ettirmelisiniz. Bu kontroller, dolguda oluşabilecek çatlaklar, kırılmalar veya diğer problemleri erken aşamada tespit etmeye yardımcı olur ve gerektiğinde onarım veya yeniden dolgu işlemlerinin yapılabilmesini sağlar. Erken müdahale, daha büyük ve daha pahalı tedavi ihtiyaçlarını önlemeye yardımcı olur.

Zararlı Alışkanlıklar: Tütün kullanımı ve aşırı alkol tüketimi ağız sağlığını olumsuz etkiler ve dolgu ömrünü kısaltabilir. Bu zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, dolgunuzun daha uzun süre dayanmasını ve genel ağız sağlığınızı korumanızı sağlar. Ayrıca, dişlerinizi gıcırdatıyorsanız veya sıkıyorsanız, diş hekiminizle konuşarak bir ağız koruyucusu kullanmayı düşünebilirsiniz. Bu, dolgunuzun hasar görmesini önlemeye yardımcı olacaktır.

Sonuç olarak, diş dolgusu sonrası bakım, dolgunun uzun ömürlülüğü ve genel ağız sağlığı için hayati önem taşır. Yukarıda belirtilen önerilere uyarak, dolgunuzun ömrünü uzatabilir ve ağız sağlığınızı koruyabilirsiniz. Unutmayın, düzenli diş bakımı ve diş hekimi kontrolleri, sağlıklı bir gülümseme için en iyi yoldur.

Maliyet ve Sigorta

Diş dolgusu maliyetleri, çeşitli faktörlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Dolgu malzemesi, en önemli belirleyicilerden biridir. Amalgam dolgular (gümüş dolgular), genellikle en ucuz seçenektir, ancak estetik açıdan daha az çekicidir ve bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Kompozit dolgular (beyaz dolgular), doğal diş rengiyle uyumlu oldukları ve daha estetik oldukları için daha pahalıdır, ancak amalgam dolgulara göre daha uzun ömürlü olabilirler. Porselen dolgular ise en dayanıklı ve estetik seçeneklerden biridir ancak en yüksek maliyete sahiptirler.

Dolgunun büyüklüğü ve konumu da maliyeti etkiler. Daha büyük dolgular veya zor erişilebilir bölgelerdeki dolgular daha fazla zaman ve malzeme gerektirdiğinden daha pahalı olabilir. Örneğin, arka dişlerde yapılan dolgular, ön dişlere göre genellikle daha büyük ve daha karmaşık oldukları için daha pahalıdır. Ayrıca, dişin çürüğünün derecesi de maliyeti etkiler. Geniş çaplı bir çürüğün tedavisi, daha küçük bir çürüğün tedavisinden daha maliyetli olacaktır.

Diş hekiminin ücreti ve klinik masrafları da toplam maliyeti etkileyen önemli faktörlerdir. Diş hekiminin deneyimi, uzmanlığı ve konumu, ücretlerini etkiler. Daha deneyimli ve uzman diş hekimleri, genellikle daha yüksek ücretler talep ederler. Büyük şehirlerde bulunan kliniklerin masrafları, daha küçük şehirlerdeki kliniklere göre daha yüksek olabilir. Ek olarak, bazı klinikler, röntgen çekimi, anestezi gibi ek hizmetler için ayrı ücretler talep edebilir.

Diş sigortası, diş dolgusu maliyetlerini önemli ölçüde azaltabilir. Ancak, sigorta kapsamı, poliçeden poliçeye değişir. Bazı sigorta şirketleri, belirli bir miktarı karşılamayı taahhüt ederken, diğerleri yalnızca belirli dolgu türlerini veya belirli bir sayıda dolguyu karşılar. Örneğin, bazı sigortalar amalgam dolguları tamamen karşılayabilirken, kompozit dolgular için sadece kısmi ödeme yapabilirler. Sigorta kapsamınızı önceden diş hekiminizle ve sigorta şirketinizle görüşmeniz, beklenmedik maliyetlerden kaçınmak için çok önemlidir.

Ortalama bir diş dolgusunun maliyeti, Türkiye’de 2023 yılı itibariyle 200 TL ile 1500 TL arasında değişmektedir. Bu fiyat aralığı, yukarıda bahsedilen faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak, bu rakamlar sadece bir tahmindir ve gerçek maliyet, diş hekiminiz tarafından yapılan muayene ve teşhis sonrasında belirlenir. Bu nedenle, tedaviye başlamadan önce diş hekiminizden detaylı bir maliyet analizi istemeniz önemlidir. Ayrıca, sigorta kapsamınızı öğrenmek ve ödeme planları hakkında bilgi almak da maliyet yönetimi açısından faydalı olacaktır.

Sonuç olarak, diş dolgusu maliyeti karmaşık bir konudur ve birçok faktöre bağlıdır. Maliyetinizi etkileyebilecek tüm faktörleri anlamak ve sigorta kapsamınızı değerlendirmek, tedaviye başlamadan önce bilinçli bir karar vermenizi sağlayacaktır. Diş hekiminizle açık ve dürüst bir iletişim kurarak, tedavi planınızı ve maliyetini en iyi şekilde yönetebilirsiniz.

Diş Dolgusu Ömrü

Diş dolgusunun ömrü, birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Malzeme seçimi, dişin genel sağlığı, dolgu işleminin kalitesi ve hastanın ağız bakımı alışkanlıkları, dolgunun ne kadar süre dayanacağını belirleyen en önemli etkenlerdir. Bazı dolgular birkaç yıl, bazıları ise on yıllarca dayanabilir. Bu nedenle, dolgu ömrü konusunda kesin bir rakam vermek mümkün değildir.

En yaygın kullanılan dolgu malzemeleri arasında amalgam (gümüş dolgu), kompozit (beyaz dolgu) ve porselen dolgu bulunur. Amalgam dolgular, genellikle 10-15 yıl veya daha uzun süre dayanabilirler. Bunların dayanıklılığı yüksektir, ancak estetik açıdan beyaz dolgulara göre dezavantajlıdırlar. Kompozit dolgular ise 5-7 yıl arasında bir ömre sahiptir, ancak bazı durumlarda daha kısa veya daha uzun süre de dayanabilirler. Bu dolguların estetik görünümü daha iyidir ve diş rengine uyumlu olarak seçilebilirler. Porselen dolgular ise en uzun ömre sahip dolgu türlerinden biridir ve 15 yıl ve üzeri dayanabilirler. Ancak, daha pahalı bir seçenektirler ve genellikle daha büyük dolgu ihtiyaçları için tercih edilirler.

Dişin genel sağlığı da dolgu ömrünü etkiler. Çürüklerin tekrarlaması, diş gıcırdatma veya diş sıkma gibi alışkanlıklar, dolgunun daha hızlı aşınmasına veya kırılmasına neden olabilir. Örneğin, derin bir çürüğün tedavi edilmesi için yapılan bir dolgu, yüzeysel bir çürüğün tedavi edilmesi için yapılan bir dolguya göre daha kısa ömürlü olabilir. Ayrıca, diş travması da dolgunun kırılmasına veya hasar görmesine yol açabilir.

Dolgu işleminin kalitesi de önemli bir faktördür. Deneyimli bir diş hekimi tarafından yapılan bir dolgu, daha uzun süre dayanacaktır. Dolgunun doğru şekilde yerleştirilmesi ve dişle iyi bir şekilde birleşmesi, dolgunun ömrünü uzatır. Aksine, kötü yapılmış bir dolgu, kısa sürede dökülebilir veya çürümeye neden olabilir.

Son olarak, hastanın ağız bakımı alışkanlıkları da dolgu ömrünü etkiler. Düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanımı ve düzenli diş hekimi kontrolleri, dolgunun daha uzun süre dayanmasını sağlar. İyi bir ağız hijyeni, diş çürüğünün tekrarlamasını önleyerek dolgunun korunmasına yardımcı olur. Araştırmalar, düzenli ağız bakımı yapan kişilerin dolgularının daha uzun süre dayanma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Örneğin, bir çalışmada, düzenli diş hekimi kontrollerine giden kişilerin dolgularının, kontrollerine gitmeyenlere göre ortalama %25 daha uzun süre dayanmış olduğu bulunmuştur.

Özetle, diş dolgusunun ömrü, birçok faktörün birleşimiyle belirlenir. Malzeme seçimi, diş sağlığı, dolgu işleminin kalitesi ve ağız bakımı alışkanlıkları, dolgunun ne kadar süre dayanacağını etkiler. Düzenli diş hekimi kontrolleri ve iyi bir ağız hijyeni, dolgunun ömrünü uzatmak için en önemli adımlardır.

Bu kapsamlı inceleme, diş dolgusu ve çeşitli tedavi seçeneklerini ele alarak, diş hekimliğinde önemli bir konuyu aydınlatmayı amaçlamıştır. Çalışmamız, çürüklerin oluşumundan, farklı dolgu malzemelerinin özelliklerine ve tedavi protokollerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsamıştır. Amalgam dolguların geçmişten gelen kullanımından, günümüzde giderek daha popüler hale gelen kompozit dolgulara ve seramik dolgulara kadar çeşitli seçenekler incelenmiştir. Her malzemenin avantajları ve dezavantajları, dayanıklılıkları, estetik görünümleri ve maliyetleri dikkate alınarak değerlendirilmiştir.

İnceleme ayrıca, diş dolgusu işleminin farklı aşamalarını, anestezi kullanımını, hastaya özel bakım talimatlarını ve olası komplikasyonları da ele almıştır. Diş çürüğünün önlenmesinin önemi vurgulanmış, diyet, ağız hijyeni ve düzenli diş hekimi kontrollerinin rolü üzerinde durulmuştur. Erken teşhis ve müdahalenin, daha ciddi sorunları önlemedeki etkinliği açıkça ortaya konmuştur.

Geleceğe yönelik olarak, diş dolgusu alanında birkaç önemli trend öngörülmektedir. Biyo-uyumlu ve öz-onarım özelliklerine sahip yeni dolgu malzemelerinin geliştirilmesi beklenmektedir. Dijital diş hekimliği teknolojilerinin, daha hassas ve kişiselleştirilmiş dolgu uygulamalarına olanak sağlamasıyla birlikte, CAD/CAM sistemlerinin kullanımı artacaktır. Ayrıca, yapay zeka destekli teşhis ve tedavi planlama sistemlerinin yaygınlaşması, diş dolgusu işlemlerinin daha etkin ve güvenilir hale gelmesine katkıda bulunacaktır. Minimal invaziv tedavi tekniklerine olan talep artmaya devam edecek ve bu da diş dokusunun korunmasına odaklı yaklaşımların daha fazla benimsenmesine yol açacaktır.

Sonuç olarak, diş dolgusu, diş sağlığının korunması ve iyileştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu inceleme, diş hekimleri ve hastalar için, bilinçli kararlar almalarına yardımcı olacak kapsamlı bir bilgi kaynağı sağlamayı amaçlamıştır. Gelecekteki araştırmaların, yeni malzemelerin geliştirilmesi ve tedavi tekniklerinin iyileştirilmesi üzerine odaklanması, diş dolguları alanında daha iyi sonuçlara ulaşılmasını sağlayacaktır. Diş sağlığının korunması için düzenli diş hekimi kontrolleri ve ağız hijyenine dikkat edilmesi büyük önem taşımaktadır.

ÖNERİLER

Sağlık

Kulak Çınlamasının Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Kulak çınlaması, tıbbi adı tinitus olan ve dışarıdan bir ses kaynağı olmaksızın kulakta veya başta algılanan bir ses olarak tanımlanır.
Sağlık

Beyin Sağlığını Destekleyen Besinler

Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hayati organıdır. Düşünme, öğrenme, hatırlama, hareket etme ve duygularımızı düzenleme gibi tüm yaşam fonksiyonlarımızın kontrol