Dünya genelinde milyonlarca çocuğu etkileyen yetersiz beslenme, küresel bir sağlık sorunudur. Sadece fiziksel gelişimi engellemekle kalmaz, bilişsel yetenekleri, bağışıklık sistemini ve genel yaşam kalitesini de olumsuz etkiler. Yetersiz beslenme, çocukların geleceğini tehdit eden, uzun vadeli sonuçları olan ciddi bir durumdur. Bu sorun, gelişmekte olan ülkelerde daha yaygın olsa da, gelişmiş ülkelerde de önemli bir halk sağlığı problemidir. Gelişmiş ülkelerde bile, özellikle dezavantajlı topluluklardaki çocuklarda beslenme yetersizliği görülme oranı endişe vericidir. Örneğin, ABD’de, çocukların belirli vitamin ve minerallerden yeterince alamaması yaygın bir durumdur ve bu durum, sağlık sorunları riskini artırmaktadır. Bu durumun altındaki faktörler karmaşıktır ve sosyoekonomik faktörlerden, beslenme alışkanlıklarına ve sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizliklere kadar uzanır.
Yetersiz beslenmenin farklı biçimleri vardır. Enerji yetersizliği, vücudun yeterli kalori alamaması sonucu ortaya çıkar ve kuruşukluk veya kwashiorkor gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Mikronutrient yetersizliği ise, vücudun gerekli vitamin ve mineralleri (örneğin, demir, iyot, A vitamini) yeterince alamaması durumudur. Bu eksiklikler, anemi, zeka geriliği, körlük ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 5 yaşın altındaki her dört çocuktan biri yetersiz besleniyor ve bu durum her yıl milyonlarca çocuğun ölümüne veya engelli kalmasına neden oluyor. Bu istatistikler, çocuklarda yetersiz beslenmenin acil bir sorun olduğunu ve etkili önlemler alınması gerektiğini açıkça göstermektedir.
Bu çalışmada, çocuklarda yetersiz beslenmenin önlenmesi için alınabilecek önlemler detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Beslenme alışkanlıklarının iyileştirilmesinden, sağlık hizmetlerine erişimin artırılmasına, eğitim programlarından, sosyoekonomik koşulların iyileştirilmesine kadar çok çeşitli stratejiler incelenecektir. Ayrıca, farklı toplulukların özel ihtiyaçlarına göre uyarlanabilecek pratik ve sürdürülebilir çözümler önerilecektir. Yetersiz beslenmenin önlenmesi, sadece çocukların sağlığını korumakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal gelişme ve ekonomik büyüme için de hayati önem taşır. Sağlıklı ve iyi beslenmiş çocuklar, daha iyi öğrenir, daha üretken olur ve daha sağlıklı bir yaşam sürerler. Bu nedenle, çocuklarda yetersiz beslenmenin önlenmesi, küresel topluluğun öncelikli hedeflerinden biri olmalıdır.
Çocuklarda Beslenme Takibi
Çocukların sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi için dengeli ve yeterli beslenme son derece önemlidir. Yetersiz beslenme, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyerek, bağışıklık sistemlerini zayıflatarak ve uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açarak ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, çocuklarda beslenme takibi, yetersiz beslenmenin önlenmesi ve sağlıklı bir yaşamın sağlanması açısından hayati önem taşır.
Çocuklarda beslenme takibinin ilk adımı, düzenli ve detaylı bir beslenme değerlendirmesidir. Bu değerlendirme, çocuğun yaşına, cinsiyetine, aktivite düzeyine ve genel sağlık durumuna göre özelleştirilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde 150 milyondan fazla 5 yaş altı çocuk kronik yetersiz beslenmeden muzdariptir. Bu rakamlar, beslenme takibinin önemini vurgular. Değerlendirme sürecinde, çocuğun günlük tükettiği besinlerin türü, miktarı ve sıklığı detaylı bir şekilde incelenmelidir. Aileye, çocuğun beslenme alışkanlıkları hakkında sorular sorularak ve günlük beslenme kayıtlarının tutulması sağlanarak yardımcı olunmalıdır.
Beslenme takibinde, çocuğun boyu, kilosu ve vücut kitle indeksi (VKİ) düzenli olarak ölçülmelidir. Bu ölçümler, çocuğun büyüme eğrisinin takip edilmesini ve olası beslenme sorunlarının erken teşhisini sağlar. Örneğin, VKİ değerinin yaş ortalamasının altında olması, yetersiz beslenmenin bir göstergesi olabilir. Bununla birlikte, sadece VKİ değerine bakmak yeterli değildir. Çocuğun genel sağlık durumu, enerji seviyesi ve gelişimi de değerlendirilmelidir.
Çocuğun beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için, çeşitli ve dengeli bir beslenme programı oluşturmak oldukça önemlidir. Bu program, süt ve süt ürünleri, meyve ve sebzeler, tahıllar, protein kaynakları (et, balık, yumurta, kuru baklagiller) gibi besin gruplarını dengeli bir şekilde içermelidir. Her besin grubunun, çocuğun büyüme ve gelişimi için gerekli olan farklı vitaminler, mineraller ve diğer besin öğelerini sağladığını unutmamak gerekir. Örneğin, demir eksikliği anemisi, çocuklarda sık görülen bir yetersiz beslenme sorunudur ve bu durum, çocuğun gelişimini ve bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Bu nedenle, demir açısından zengin besinlerin tüketimi önemlidir.
Beslenme takibinde, aile eğitimi de büyük önem taşır. Ailelere, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve çocuklarına nasıl besleyici yemekler hazırlayacakları konusunda bilgi verilmelidir. Ailelerin, çocuklarının beslenme ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmak için pratik öneriler ve destek sağlanmalıdır. Örneğin, sağlıklı atıştırmalıklar sunmak, yemek saatlerini düzenli hale getirmek, çocukları yemek pişirme süreçlerine dahil etmek gibi stratejiler etkili olabilir. Ayrıca, çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıklarını benimsemelerini teşvik etmek için olumlu bir ortam oluşturmak da önemlidir.
Sonuç olarak, çocuklarda beslenme takibi, yetersiz beslenmenin önlenmesi ve sağlıklı bir yaşamın sağlanması için son derece önemli bir adımdır. Düzenli takip, erken teşhis ve gerekli müdahaleler sayesinde, çocukların sağlıklı bir şekilde büyümeleri ve gelişmeleri sağlanabilir. Bu süreçte, ailelerin aktif katılımı ve sağlık profesyonellerinin desteği büyük önem taşır.
Sağlıklı Beslenme Listesi
Çocukların sağlıklı gelişimi ve büyümesi için dengeli ve yeterli beslenme son derece önemlidir. Yetersiz beslenme, çocuklarda fiziksel ve bilişsel gelişim geriliği, bağışıklık sisteminin zayıflaması, enfeksiyonlara karşı direncin azalması ve uzun vadede kronik hastalıklara yakalanma riskini artırır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada 5 yaş altındaki çocukların yaklaşık %22’si yetersiz beslenmeden etkilenmektedir. Bu oran, gelişmekte olan ülkelerde daha yüksektir. Yetersiz beslenmenin önlenmesi için düzenli ve çeşitli bir beslenme programı hayati önem taşır.
Çocuklara sunulacak sağlıklı beslenme listesi, her yaş grubunun ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır. Örneğin, 1-3 yaş arası çocuklar için süt ve süt ürünleri, yumurta, meyve ve sebzeler, tahıllar ve küçük porsiyonlarda et veya et alternatifi öne çıkmalıdır. Bu yaş grubunda aşırı tuz ve şeker kullanımından kaçınılmalıdır. 4-6 yaş arası çocuklar için ise porsiyon büyüklükleri artırılabilir ve besin çeşitliliği daha da genişletilebilir. Bu dönemde kalsiyum, demir ve çinko gibi minerallerin yeterli alımı oldukça önemlidir.
Örnek bir günlük beslenme listesi şu şekilde olabilir (miktarlar çocuğun yaşına ve aktivite düzeyine göre ayarlanmalıdır):
- Kahvaltı: Tam buğday ekmeği ile hazırlanmış peynirli ve domatesli tost, bir bardak süt.
- Ara Öğün: Bir elma veya birkaç kuru üzüm.
- Öğle Yemeği: Tavuk veya mercimek çorbası, bulgur pilavı, haşlanmış brokoli ve küçük bir parça tavuk veya balık.
- Ara Öğün: Bir avuç badem veya ceviz.
- Akşam Yemeği: Sebze çorbası, fırında patates, haşlanmış yeşil fasulye ve az yağlı yoğurt.
Bu örnek liste sadece bir rehber niteliğindedir. Çocuğun beslenme ihtiyaçları, yaşına, cinsiyetine, aktivite düzeyine ve sağlık durumuna göre değişir. Bu nedenle, bir diyetisyen veya çocuk doktoruyla görüşerek kişiselleştirilmiş bir beslenme planı oluşturmak önemlidir. Aşırı işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler, fast food ve doymuş yağ oranı yüksek yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Su tüketimi de günde yeterli miktarda sağlanmalıdır.
Sağlıklı beslenmenin yanı sıra, düzenli fiziksel aktivite de çocukların sağlıklı gelişimi için oldukça önemlidir. Çocuklar günde en az 60 dakika orta veya yüksek yoğunluklu fiziksel aktivite yapmalıdır. Bu aktiviteler, oyun oynama, koşma, yüzme veya bisiklet sürme gibi çeşitli şekillerde olabilir.
Sonuç olarak, çocuklarda yetersiz beslenmenin önlenmesi için dengeli ve çeşitli bir beslenme programı, düzenli fiziksel aktivite ve profesyonel destek alınması esastır. Ebeveynlerin, çocuklarının beslenme alışkanlıklarını dikkatlice takip etmeleri ve gerektiğinde uzmanlardan yardım almaları büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları, çocukların gelecekteki sağlık ve refahı için temel bir yapı taşıdır.
Yetersiz Beslenmenin Belirtileri
Yetersiz beslenme, vücudun sağlıklı büyüme ve gelişme için gerekli olan yeterli besin öğelerini almaması durumudur. Bu durum, çocuklarda ciddi sağlık sorunlarına ve gelişimsel geriliklere yol açabilir. Belirtiler, yaş, besin öğesi eksikliğinin türü ve eksikliğin şiddetine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Erken teşhis ve müdahale, uzun vadeli sağlık sorunlarının önlenmesi için son derece önemlidir.
Fiziksel Belirtiler: Yetersiz beslenmenin en belirgin belirtileri arasında aşırı zayıflık (emaciation), düşük boy ve kilo yer alır. Çocuklar yaşıtlarına göre daha küçük ve zayıf olabilirler. Kas kaybı (kas atrofisi) ve kemiklerin zayıflaması (osteoporoz) da yaygın görülen belirtiler arasındadır. Sık hastalanma, yavaş iyileşme ve yorgunluk da beslenme yetersizliğinin işaretleri olabilir. Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde 150 milyondan fazla 5 yaş altı çocuk kronik yetersiz beslenmeden muzdariptir. Bu durum, bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale getirir.
Gelişimsel Belirtiler: Yetersiz beslenme, sadece fiziksel gelişimi değil, zihinsel gelişimi de olumsuz etkiler. Konsantrasyon güçlüğü, öğrenme güçlüğü ve düşük akademik performans, yetersiz beslenmenin yaygın sonuçları arasındadır. Motor becerilerde gecikme ve sosyal etkileşim sorunları da gözlemlenebilir. Örneğin, demir eksikliği anemisi, çocuklarda dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğüne yol açabilir. Çinko eksikliği ise bağışıklık sistemini zayıflatarak sık enfeksiyonlara neden olur ve çocukların okul performansını düşürür.
Diğer Belirtiler: Yetersiz beslenmenin daha az belirgin ancak önemli belirtileri de vardır. Bunlar arasında cilt problemleri (kuruluk, döküntü), saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma ve solgunluk yer alabilir. Sık kabızlık veya ishal de beslenme yetersizliğine işaret edebilir. Aşırı kilo kaybı veya iştahsızlık da ciddi bir uyarı işaretidir ve mutlaka bir sağlık uzmanına danışılmalıdır. Bazı vitamin ve mineral eksiklikleri spesifik belirtiler gösterir; örneğin, A vitamini eksikliği gece körlüğüne, C vitamini eksikliği ise iskorbüt hastalığına yol açabilir.
Önemli Not: Bu belirtiler, yetersiz beslenmenin tek başına göstergeleri olmayabilir ve başka sağlık sorunlarının da belirtisi olabilir. Çocuğunuzda bu belirtilerden herhangi birini gözlemliyorsanız, mutlaka bir doktora danışmalısınız. Doğru teşhis ve uygun tedavi planı, çocuğunuzun sağlığını korumak ve gelişimi için son derece önemlidir. Erken müdahale, uzun vadeli sağlık sorunlarının önlenmesine yardımcı olur.
Beslenme Desteği Yöntemleri
Çocuklarda yetersiz beslenme, fiziksel ve bilişsel gelişimlerini ciddi şekilde etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya çapında 5 yaşın altındaki yaklaşık 149 milyon çocuk kronik yetersiz beslenmeden muzdariptir. Bu durum, çocuk ölümlerinin önemli bir nedeni olup, uzun vadede eğitim, verimlilik ve ekonomik büyüme üzerinde de olumsuz etkiler yaratır. Yetersiz beslenmenin önlenmesi ve tedavisi için çeşitli beslenme desteği yöntemleri uygulanmaktadır. Bu yöntemler, çocuğun yaşına, beslenme durumunun şiddetine ve altta yatan nedenlere göre değişir.
Beslenme desteğinin temel amacı, çocuğun ihtiyaç duyduğu enerji, protein, vitamin ve mineralleri sağlamaktır. Bu, çeşitli yollarla gerçekleştirilebilir. Emzirme, özellikle ilk altı ay boyunca, bebekler için en iyi beslenme yöntemidir. Anne sütü, bebeğin bağışıklık sistemini güçlendiren ve hastalıklara karşı koruyan antikorlar ve diğer besleyici maddeler içerir. Ancak, anne sütü tek başına yeterli olmayabilir veya anne sütü yetersiz ise, ek besinlere ihtiyaç duyulabilir. 6 aydan itibaren, anne sütüne ek olarak uygun besinler verilmelidir.
Ek besinler, çocuğun yaşına ve beslenme ihtiyaçlarına uygun olarak seçilmelidir. Bu besinler, çeşitli besin gruplarından (tahıllar, bakliyat, meyve, sebze, et, süt ürünleri) oluşmalı ve çocuğun enerji ve besin maddeleri gereksinimlerini karşılamalıdır. Örneğin, 6-8 aylık bebekler için püre haline getirilmiş sebze ve meyveler, tahıllar ve et püresi uygun olabilir. 9-12 aylık bebekler ise daha büyük parçalar halinde yiyecekleri tüketebilirler. Besin çeşitliliği sağlamak önemlidir, çünkü farklı besinler farklı vitamin ve mineraller içerir.
Yetersiz beslenen çocuklar için, tedavi amaçlı beslenme destekleri gerekebilir. Bu destekler, özel olarak formüle edilmiş besleyici takviyeler veya tıbbi besinler içerebilir. Bu takviyeler, çocuğun ihtiyaç duyduğu enerji, protein, vitamin ve mineralleri hızlı ve etkili bir şekilde sağlamak için kullanılır. Örneğin, şiddetli yetersiz beslenen çocuklar için hastanede yatarak tedavi gerekebilir ve damar yoluyla beslenme (parenteral beslenme) uygulanabilir. Bu yöntemler, çocuğun genel sağlık durumunun iyileştirilmesine ve normal büyüme ve gelişmenin sağlanmasına yardımcı olur.
Eğitim ve danışmanlık, beslenme desteği yöntemlerinin etkinliği için çok önemlidir. Aileler, çocuklarına uygun beslenme alışkanlıkları kazandırmak ve sağlıklı beslenme hakkında bilgi edinmek için eğitim almalıdır. Sağlık çalışanları, ailelere çocuklarının beslenme ihtiyaçları, uygun besinler ve beslenme desteği yöntemleri hakkında rehberlik edebilir. Toplum bazlı programlar, yetersiz beslenmenin önlenmesi ve tedavisi için önemli bir rol oynar. Bu programlar, anneleri ve aileleri eğitmeyi, besleyici gıdalara erişimi artırmayı ve sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaştırmayı hedefler.
Sonuç olarak, çocuklarda yetersiz beslenmenin önlenmesi ve tedavisi için çok yönlü bir yaklaşım gereklidir. Emzirme, uygun ek besinler, tedavi amaçlı beslenme destekleri, eğitim ve danışmanlık ve toplum bazlı programlar, çocukların sağlıklı büyüme ve gelişmelerini sağlamak için önemli unsurlardır. Bu yöntemlerin etkin bir şekilde uygulanması, çocukların sağlığını ve geleceğini korumak için hayati önem taşır.
Ailelere Öneriler
Çocuklarda yetersiz beslenme, fiziksel ve zihinsel gelişimlerini ciddi şekilde etkileyen yaygın bir sorundur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya çapında 150 milyondan fazla 5 yaş altı çocuk kronik yetersiz beslenmeden muzdariptir. Bu durum, bağışıklık sistemlerinin zayıflamasına, enfeksiyonlara karşı daha savunmasız olmalarına ve okul başarısızlıklarına yol açar. Aileler, çocuklarının sağlıklı ve dengeli beslenmesini sağlamak için aktif rol oynamalıdır. Bu süreçte bilinçli bir yaklaşım ve bazı pratik adımlar atmak son derece önemlidir.
Öncelikle, çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarını dikkatlice gözlemleyin. Yemek yemeyi reddediyor mu? Belirli besin gruplarından kaçınıyor mu? Örneğin, sebze ve meyve tüketimini yetersiz buluyorsanız, bu durumun altındaki nedenleri araştırmanız gerekir. Çocuklar bazen yeni tatları denemekten çekinebilirler veya belirli yiyeceklere karşı alerjik reaksiyonlar gösterebilirler. Bu gibi durumlarda, bir diyetisyen veya doktorla görüşmek faydalı olacaktır.
Çeşitli ve dengeli bir beslenme programı oluşturmak, yetersiz beslenmenin önlenmesinde en önemli adımdır. Her öğünde farklı besin gruplarından yiyecekler sunmaya özen gösterin. Örneğin; kahvaltıda tam tahıllı ekmek, peynir, meyve ve süt; öğle yemeğinde sebze çorbası, tavuk veya balık, salata ve tam buğday ekmeği; akşam yemeğinde ise kepekli pilav, et veya mercimek ve bol sebze sunabilirsiniz. Porsiyon kontrolüne dikkat edin ve çocuğunuzun yaşına ve aktivite düzeyine uygun miktarlarda yemek yemesini sağlayın. Aşırı yemek yedirmemek kadar, yetersiz beslenmeden de kaçınmalısınız.
Öğün düzenine dikkat etmek de oldukça önemlidir. Düzenli ve sık aralıklarla yemek yemek, kan şekerinin dengeli kalmasına ve çocuğun enerjik olmasına yardımcı olur. Ara öğünleri ihmal etmeyin. Meyve, yoğurt, kuru yemiş gibi sağlıklı atıştırmalıklar sunabilirsiniz. Şekerli içecekler, işlenmiş gıdalar ve fast food’lardan uzak durun. Bu tür yiyecekler, çocuğunuzun besin ihtiyaçlarını karşılamaz ve obezite riskini artırır.
Çocuğunuzu yemek yapmaya dahil edin. Market alışverişine götürün ve sebze-meyve seçimlerinde ona danışın. Yemek hazırlığında görev vererek yemek yapma sürecine katılımını sağlayabilirsiniz. Bu, çocuğunuzun farklı yiyecekleri deneme olasılığını artıracak ve yemeklere karşı daha olumlu bir tutum geliştirmesine yardımcı olacaktır. Örnek olun ve siz de sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Çocuklar, ebeveynlerinin davranışlarını taklit etme eğilimindedir.
Son olarak, çocuğunuzun beslenme ihtiyaçları hakkında bir diyetisyen veya doktorla görüşmekten çekinmeyin. Profesyonel bir görüş, çocuğunuzun özel ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş bir beslenme planı oluşturmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın ki, çocuğunuzun sağlıklı bir yaşam sürmesi için sağlıklı bir beslenme düzeni olmazsa olmazdır. Erken müdahale, uzun vadeli sağlık sorunlarının önlenmesinde hayati önem taşır.
Bu çalışma, çocuklarda yetersiz beslenmenin yaygınlığını, nedenlerini ve sonuçlarını ele alarak, bu küresel sağlık sorunuyla mücadele etmek için alınması gereken önlemleri kapsamlı bir şekilde incelemiştir. Yetersiz beslenme, çocukların fiziksel ve bilişsel gelişimini ciddi şekilde etkileyen, uzun vadeli sonuçları olan ciddi bir sorundur. Çalışmamız, yetersiz beslenmenin temel nedenlerinin yoksulluk, gıda güvensizliği, eğitim eksikliği, hijyen ve sanitasyon eksikliği gibi sosyoekonomik faktörler ile yakından ilişkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca, anne sağlığı, emzirme uygulamaları ve çocuk bakımı gibi faktörlerin de önemli rol oynadığını tespit ettik.
Araştırmamız, gıda takviyeleri, beslenme eğitimi ve sosyal destek programları gibi etkili müdahalelerin yetersiz beslenmenin azaltılmasında önemli rol oynadığını ortaya koymuştur. Ancak, bu programların etkinliği, yerel koşullara ve kültürel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, uygun, sürdürülebilir ve kültürlere duyarlı stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması son derece önemlidir. Toplum tabanlı yaklaşımlar, yerel toplulukların katılımını sağlayarak, daha kalıcı ve etkili sonuçlar elde edilmesine yardımcı olabilir.
Geleceğe yönelik olarak, teknolojik gelişmelerin yetersiz beslenmenin izlenmesi ve yönetimi için büyük bir potansiyel sunduğunu görüyoruz. Mobil uygulamalar, dijital sağlık platformları ve yapay zeka tabanlı analizler, beslenme durumunun izlenmesini kolaylaştırabilir ve kişiselleştirilmiş müdahalelerin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, iklim değişikliği ve gıda güvensizliği arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, gelecekteki stratejilerin geliştirilmesinde önemli rol oynayacaktır. Sürdürülebilir tarım uygulamaları ve gıda israfının azaltılması, gelecek nesiller için gıda güvenliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir.
Sonuç olarak, çocuklarda yetersiz beslenmenin önlenmesi için çok yönlü ve kapsamlı bir yaklaşım gereklidir. Bu yaklaşım, bireysel, toplumsal ve ulusal düzeyde alınacak önlemleri içermelidir. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının teşvik edilmesi, gıda güvenliğinin sağlanması ve sosyoekonomik eşitsizliklerin azaltılması, gelecek nesillerin sağlıklı ve gelişmiş bir şekilde büyümesi için elzemdir. Bu çalışmanın, politika yapıcılar, sağlık çalışanları ve topluluk liderleri için çocuklarda yetersiz beslenmenin azaltılması konusunda yol gösterici olacağını umuyoruz.