Sağlık

Bel Fıtığı: Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Bel fıtığı, modern yaşamın getirdiği hareketsizliğin ve yanlış kullanımın en yaygın sağlık sorunlarından biridir. Omurganın alt kısmında yer alan bel bölgesindeki omur disklerinin, dışarı doğru çıkması veya yırtılması sonucu oluşan bu rahatsızlık, milyonlarca insanı etkileyen ciddi bir sağlık problemidir. Dünya genelinde yaşanan oturarak çalışmanın artması, aşırı kilo, yanlış vücut mekaniği ve yaşlanmanın etkisiyle bel fıtığı vakalarında önemli bir artış gözlemlenmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan araştırmalar, yetişkin nüfusun önemli bir bölümünün hayatlarının bir döneminde bel fıtığı şikayetiyle karşılaştığını göstermektedir. Örneğin, bazı çalışmalar 80 yaş altındaki yetişkinlerin %80’inin hayatlarının bir noktasında bel ağrısı yaşadığını, bu ağrıların önemli bir kısmının da bel fıtığına bağlı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu rakamlar, bel fıtığının sadece bir ağrı problemi olarak değil, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir sağlık sorunu olarak ele alınması gerektiğini vurgular.

Bel fıtığı, omurganın yapısı ve işlevi hakkında temel bir anlayış gerektirir. Omurga, birbirine eklemlenmiş omurlardan ve aralarındaki disklerden oluşur. Bu diskler, omurlar arasında amortisör görevi görerek darbeyi emer ve omurganın esnekliğini sağlar. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı bu diskler zamanla yıpranabilir, içlerindeki jelatinimsi madde dışarı doğru fıtıklaşabilir ve sinirlere baskı yapabilir. Bu baskı, şiddetli ağrı, uyuşma, karıncalanma ve kas güçsüzlüğü gibi çeşitli belirtilere yol açar. Belirtiler, fıtığın yeri ve şiddetine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bazı kişilerde hafif rahatsızlıklar görülürken, bazıları günlük yaşamlarını sürdürmeyi bile zorlaştıran şiddetli ağrı ve fonksiyon kaybıyla karşılaşabilir. Bu nedenle, erken teşhis ve uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesi büyük önem taşır.

Bu kapsamlı yazıda, bel fıtığının belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Konservatif tedavi yöntemleri (ilaçlar, fizik tedavi, egzersiz) ve cerrahi müdahaleler hakkında kapsamlı bilgiler sunulacak ve her tedavi yönteminin avantajları ve dezavantajları tartışılacaktır. Ayrıca, bel fıtığından korunmak için alınabilecek önlemler ve yaşam tarzı değişiklikleri de bu yazıda yer alacaktır. Amaç, okurlara bel fıtığı hakkında kapsamlı bilgi vermek ve kendi sağlık durumlarını daha iyi anlamalarına yardımcı olmaktır. Yazıda verilen bilgiler, tıbbi tavsiye niteliğinde değildir ve herhangi bir sağlık problemi yaşayan kişilerin mutlaka bir uzmana danışmaları gerekmektedir.

Bel Fıtığı Belirtileri

Bel fıtığı, omurganın alt kısmındaki lumbar bölgede bulunan disklerin yırtılması veya çıkıntıyla karakterize yaygın bir sağlık sorunudur. Bu durum, sinir köklerine baskı yaparak ağrı, uyuşma ve güçsüzlüğe neden olur. Belirtiler kişiden kişiye değişmekle birlikte, bazı ortak semptomlar mevcuttur. Bel fıtığının şiddeti ve semptomlarının yoğunluğu, fıtığın boyutuna, sinirlere olan baskı derecesine ve bireyin genel sağlığına bağlı olarak değişir.

En yaygın belirti, bel ağrısıdır. Bu ağrı, hafif bir rahatsızlıktan şiddetli, dayanılmaz bir ağrıya kadar değişebilir. Ağrı, genellikle kalçaya, bacağa ve hatta ayağa yayılabilir. Bu yayılan ağrıya siyatik denir ve bel fıtığının karakteristik bir belirtisidir. Ağrı, öksürme, hapşırma veya eğilme gibi hareketlerle kötüleşebilir. Bazı kişilerde ağrı sürekli olabilirken, bazılarında ise ara ara ortaya çıkabilir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun %80’inin hayatının bir döneminde bel ağrısı yaşadığı tahmin edilmektedir, bunun önemli bir kısmı da bel fıtığı ile ilişkilidir. Ancak, bel ağrısının tek başına bel fıtığını göstermediğini unutmamak önemlidir.

Ağrıya ek olarak, uyuşma ve karıncalanma hissi de sık görülen belirtiler arasındadır. Bu hisler, genellikle bacaklarda ve ayaklarda görülür ve fıtığın baskı yaptığı sinirlerin dağılımına bağlı olarak değişir. Örneğin, L5 sinir kökünde bir fıtık, ayak başparmağında ve ayak dış yan tarafında uyuşma ve karıncalanmaya neden olabilirken, S1 sinir kökünde bir fıtık, ayak dış kenarında ve topukta benzer belirtilere yol açabilir. Bu uyuşma ve karıncalanma, hafif bir rahatsızlıktan şiddetli bir ağrıya kadar değişebilir ve günlük aktiviteleri önemli ölçüde etkileyebilir.

Kas güçsüzlüğü de bel fıtığının bir başka belirtisidir. Baskıya maruz kalan sinirlerin kontrol ettiği kaslar zayıflayabilir ve bu da yürüyüşte zorluk, merdiven çıkmada güçlük veya nesneleri kaldırmada problem gibi sorunlara yol açabilir. Bu güçsüzlük, genellikle bacaklarda ve ayaklarda görülür ve fıtığın şiddetine bağlı olarak değişir. Ciddi durumlarda, bağırsak veya mesane kontrolünün kaybı da görülebilir, bu durum acil tıbbi müdahale gerektirir. Bu belirtilerin ortaya çıkması, fıtığın oldukça ilerlemiş ve sinirlere ciddi baskı yaptığını gösterir.

Sonuç olarak, bel fıtığının belirtileri oldukça çeşitlidir ve kişiden kişiye değişebilir. Ağrı, uyuşma, karıncalanma ve kas güçsüzlüğü en yaygın belirtilerdir. Eğer bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, semptomların yönetilmesine ve uzun süreli komplikasyonların önlenmesine yardımcı olabilir.

Bel Fıtığı Teşhisi

Bel fıtığı teşhisi, hastanın şikayetlerinin dikkatlice değerlendirilmesi ve çeşitli tıbbi incelemelerin bir kombinasyonunu gerektirir. Fizik muayene, teşhis sürecinin ilk ve en önemli adımıdır. Doktor, hastanın ağrıyı tarif etmesini ister, hareket kısıtlılığını değerlendirir ve sinir sisteminin fonksiyonunu kontrol eder. Bu, reflekslerin kontrol edilmesi, duyu kaybının veya güçsüzlüğün değerlendirilmesi ve ağrılı bölgelerin hassasiyetinin belirlenmesi gibi işlemleri içerir. Örneğin, ayak bileğinde düşmüş refleks, sinirin sıkıştığını gösterebilir.

Fizik muayene sonuçlarına ek olarak, görüntüleme teknikleri bel fıtığının teşhisinde hayati bir rol oynar. En yaygın kullanılan yöntemlerden biri MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme)‘dir. MRG, omurganın detaylı görüntülerini sağlayarak fıtıklaşmış diski, sinir sıkışmasını ve omurganın diğer yapılarındaki anormallikleri açıkça gösterir. MRG’nin yüksek çözünürlüğü, küçük fıtıkları bile tespit etmeyi mümkün kılar. Bir başka görüntüleme yöntemi ise BT (Bilgisayarlı Tomografi)‘dir. BT, kemik yapılarını daha iyi gösterirken, MRG yumuşak dokuları daha iyi gösterir. Bu nedenle, bazı durumlarda her iki yöntem de kullanılabilir.

Elektrodiagnostik testler, sinirlerin fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılır. EMG (Elektromyografi) ve NCS (Sinir İletim Hızı) testleri, sinirlerde hasar olup olmadığını ve sinir ileti hızının etkilenip etkilenmediğini belirlemek için kullanılır. Bu testler, özellikle sinir sıkışmasının şiddetini ve yerini belirlemede yardımcı olur. Örneğin, EMG, kasların elektriksel aktivitesini ölçerek, sinir hasarının varlığını ve derecesini gösterebilir. NCS ise sinir boyunca elektriksel uyarıların ileti hızını ölçer.

Teşhis sürecinde, hastanın tıbbi geçmişi de önemli bir rol oynar. Önceki yaralanmalar, ameliyatlar ve aile öyküsü gibi bilgiler, teşhisi doğrulamada yardımcı olabilir. Ayrıca, hastanın yaşam tarzı, mesleği ve fiziksel aktivite seviyesi de değerlendirilir, çünkü bunların bel fıtığı gelişimi üzerinde etkisi olabilir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, bel ağrısı dünya çapında yetişkinlerin %80’ini etkileyen yaygın bir sorundur ve bunun önemli bir kısmı bel fıtığıyla ilişkili olabilir. Ancak, bel ağrısının her zaman bel fıtığı anlamına gelmediğini unutmamak önemlidir. Diğer birçok durum bel ağrısına neden olabilir.

Sonuç olarak, bel fıtığı teşhisi, kapsamlı bir değerlendirme gerektirir. Fizik muayene, görüntüleme teknikleri ve elektrodiagnostik testler, doktorun doğru teşhisi koymasına ve en uygun tedavi planını belirlemesine yardımcı olur. Erken teşhis ve uygun tedavi, ağrının azaltılmasında ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde büyük önem taşır.

Bel Fıtığı Tedavi Yöntemleri

Bel fıtığı, omurganın alt kısmındaki disklerin yırtılması veya çıkıntısı sonucu ortaya çıkan yaygın bir sağlık sorunudur. Bu durum, sinirlere baskı yaparak ağrı, uyuşma ve güçsüzlüğe neden olur. Bel fıtığı tedavisi, hastanın semptomlarının şiddetine, yaşına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri konservatif yöntemlerden cerrahi müdahalelere kadar geniş bir yelpazede sunulmaktadır.

Konservatif tedavi yöntemleri genellikle ilk tercih edilen yaklaşımdır. Bu yöntemler, ağrıyı kontrol altına almak ve fonksiyonel iyileşmeyi sağlamak amacıyla uygulanır. Bunlar arasında şunlar yer alır: dinlenme, buz uygulaması, sıcak uygulama, fizik tedavi, ilaç tedavisi ve epidural steroid enjeksiyonları. Fizik tedavi, kas gücünü artırmak, esnekliği iyileştirmek ve doğru vücut mekaniğini öğrenmek için önemlidir. Araştırmalar, fizik tedavinin bel fıtığı hastalarının %80’inde ağrıyı önemli ölçüde azalttığını göstermektedir. İlaç tedavisinde ise ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve anti-inflamatuar ilaçlar kullanılır.

İlaç tedavisi, ağrıyı kontrol altına almak ve iltihabı azaltmak için kullanılır. Ağrı kesiciler, kısa süreli ağrı yönetimi için etkilidir, ancak uzun süreli kullanımda yan etkileri olabilir. Kas gevşeticiler, kas spazmlarını azaltmaya yardımcı olurken, anti-inflamatuar ilaçlar iltihabı azaltır. Ancak, bu ilaçların uzun süreli kullanımı mide rahatsızlığı, böbrek sorunları gibi yan etkilere yol açabilir. Epidural steroid enjeksiyonları ise, sinirlere baskı yapan iltihabı azaltmak için kullanılır. Bu yöntem, ağrıyı geçici olarak hafifletmeye yardımcı olsa da, uzun süreli bir çözüm değildir.

Konservatif tedavi yöntemlerinin başarısız olması durumunda veya şiddetli semptomların varlığında cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi seçenekler arasında mikrodiskektomi, laminertomi ve spinal füzyon yer alır. Mikrodiskektomi, hasarlı diskin küçük bir kısmının çıkarılmasını içerirken, laminertomi, sinir köklerine baskı yapan kemik parçalarının çıkarılmasını içerir. Spinal füzyon ise, omurların birbirine kaynaştırılması işlemidir. Cerrahi müdahale, ciddi komplikasyon riskleri taşıdığı için son çare olarak düşünülmelidir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada, bel fıtığı ameliyatlarının yaklaşık %5’inde ciddi komplikasyonlar yaşandığı tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, bel fıtığı tedavisi, hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmelidir. Konservatif tedavi yöntemleri genellikle ilk tercih edilirken, şiddetli semptomlar veya başarısız konservatif tedavi durumunda cerrahi müdahale düşünülebilir. Doktorunuzla birlikte en uygun tedavi planını belirlemek önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, uzun vadeli komplikasyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Bel Fıtığına İyi Gelen Egzersizler

Bel fıtığı, omurganın alt kısmındaki disklerin yırtılması veya çıkıntısı sonucu oluşan ağrılı bir durumdur. Bu durum, sinirleri sıkıştırarak ağrı, uyuşma ve güçsüzlük gibi semptomlara yol açar. Dünya çapında milyonlarca insan bel fıtığı sorunu yaşıyor ve istatistiklere göre, yaşamın belirli bir döneminde nüfusun %80’ine yakını bel ağrısı çekiyor. Bunun önemli bir kısmı da bel fıtığı ile ilişkilidir. Ancak, uygun egzersizler ile bel fıtığının semptomları hafifletilebilir ve yaşam kalitesi artırılabilir.

Önemli Not: Bu yazıda verilen bilgiler tıbbi tavsiye yerine geçmez. Bel fıtığınız varsa, mutlaka bir doktora veya fizyoterapiste danışmalısınız. Onlar size uygun egzersiz programını belirleyecek ve mevcut durumunuza göre egzersizleri düzenleyecektir. Yanlış egzersizler durumu daha da kötüleştirebilir.

Bel fıtığı için önerilen egzersizler genellikle kasları güçlendirmeye ve omurganın stabilizesini artırmaya odaklanır. Bu egzersizler, karın kasları, sırt kasları ve kalça kaslarını hedef alır. Güçlü karın ve sırt kasları, omurgayı destekler ve disklere binen yükü azaltır. Aşağıda, bel fıtığına iyi gelen bazı egzersiz örnekleri verilmiştir:

1. Sırt Uzatma Egzersizi: Yüzüstü yatın, kollarınızı başınızın yanına koyun. Nefes alırken yavaşça başınızı ve göğsünüzü yerden kaldırın. Nefes verirken yavaşça başlangıç pozisyonuna dönün. Bu egzersizi 10-15 tekrar yapın.

2. Köprü Egzersizi: Sırt üstü yatın, dizlerinizi bükün ve ayaklarınız yere bassın. Kalçalarınızı yerden kaldırın ve vücudunuzun üst kısmından dizlerinize kadar düz bir çizgi oluşturun. Birkaç saniye bu pozisyonda tutun ve ardından yavaşça başlangıç pozisyonuna dönün. Bu egzersizi 10-15 tekrar yapın.

3. Karın Kası Egzersizleri (Plank): Dirseklerinizin ve ayak parmaklarınızın üzerinde düz bir çizgi oluşturarak vücudunuzu destekleyin. Karın kaslarınızı sıkın ve vücudunuzu düz bir çizgide tutun. Bu pozisyonu 30 saniye veya daha fazla tutun. Bu egzersizi günde birkaç kez tekrarlayın.

4. Pelvik Tilt: Sırt üstü yatın, dizlerinizi bükün ve ayaklarınızı yere düz bir şekilde koyun. Nefes alırken kalçalarınızı yere doğru bastırın ve belinizi yere doğru bastırın. Nefes verirken normal pozisyonunuza geri dönün. Bu egzersizi 10-15 tekrarlayın.

Bu egzersizler, bel fıtığının semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir, ancak düzenli ve doğru şekilde yapılmaları önemlidir. Egzersizlere başlamadan önce bir uzmana danışmanız, size özel bir program oluşturmanız ve olası riskleri en aza indirmeniz için oldukça önemlidir. Ayrıca, egzersizlerin yanı sıra, duruşunuza dikkat etmek, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve stresten uzak durmak da bel fıtığının önlenmesi ve tedavisi için önemli faktörlerdir.

Bel Fıtığı Önleme Yöntemleri

Bel fıtığı, omurganın alt kısmındaki disklerin yırtılması veya çıkıntılanması sonucu ortaya çıkan ağrılı bir durumdur. Yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen bel fıtığı, dünyada yaygın bir sağlık sorunudur. ABD’deki Ulusal Sağlık Enstitüsü verilerine göre, yaşamın bir döneminde yetişkin nüfusun yaklaşık %80’inde bel ağrısı görülmekte ve bunun önemli bir kısmı bel fıtığı ile ilişkilidir. Ancak, doğru önlemler alınarak bu rakamın düşürülmesi mümkündür. Bel fıtığının önlenmesi, aktif bir yaşam tarzı, doğru duruş ve kas gücünün güçlendirilmesi gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.

Doğru Postür ve Vücut Mekaniği: Günlük yaşamda doğru duruşu benimsemek, bel fıtığı riskini azaltmada kritik öneme sahiptir. Uzun süre oturmaktan kaçınılmalı, oturma pozisyonunda belin doğal eğrisini koruyacak şekilde bir destek kullanılmalıdır. Ağır eşyalar kaldırılırken, eğilmek yerine çömelerek ve bacak kaslarını kullanarak kaldırma işlemi gerçekleştirilmelidir. Ağır yükleri taşımaktan kaçınılmalı veya taşıma sırasında vücut ağırlığını eşit dağıtmalıdır. Örneğin, bir market poşetini tek elde taşımak yerine, iki elde taşımak belinizin daha az yüklenmesini sağlar.

Kas Güçlendirme ve Esneme Egzersizleri: Karın kasları, sırt kasları ve kalça kasları, omurgayı destekleyen önemli kas gruplarıdır. Bu kas gruplarını düzenli olarak güçlendirmek, omurgayı stabilize eder ve diskler üzerindeki baskıyı azaltır. Pilates, yoga ve yüzme gibi aktiviteler, bu kas gruplarını güçlendirmeye yardımcı olur. Ayrıca, düzenli olarak esneme egzersizleri yapmak, kasların esnekliğini artırır ve bel bölgesindeki gerginliği azaltır. Örneğin, sabah ve akşam yapılan 15 dakikalık esneme hareketleri bel sağlığınız için oldukça faydalıdır.

Sağlıklı Yaşam Tarzı: Sağlıklı bir kiloyu korumak, bel fıtığı riskini azaltmada önemli bir faktördür. Fazla kilo, omurgadaki diskler üzerindeki baskıyı artırır. Dengeli beslenme ve düzenli egzersiz ile sağlıklı bir kilo korunmalıdır. Sigara içmek, disklerin beslenmesini olumsuz etkileyerek fıtıklaşma riskini artırır. Sigarayı bırakmak, bel fıtığı riskini azaltmak için önemli bir adımdır. Yeterli ve kaliteli uyku da kasların iyileşmesi ve yenilenmesi için gereklidir, bu yüzden uyku düzenine dikkat etmek önemlidir.

Ergonomi: İş yerinde veya evde, ergonomik bir çalışma ortamı oluşturmak çok önemlidir. Masa ve sandalye yüksekliğinin vücut ölçülerine uygun olması, monitörün doğru pozisyonda olması ve sürekli aynı pozisyonda kalmaktan kaçınılması, bel fıtığı riskini azaltmaya yardımcı olur. Ergonomik bir fare ve klavye kullanmak da el ve bilek ağrılarını önleyerek dolaylı olarak bel sağlığını koruyabilir. Düzenli aralıklarla ara vererek, vücut pozisyonunu değiştirmek de önemlidir.

Sonuç olarak, bel fıtığı önlenebilir bir durumdur. Yukarıda belirtilen önlemleri alarak, bel fıtığı riskini önemli ölçüde azaltabilirsiniz. Ancak, şiddetli bel ağrısı veya diğer belirtiler yaşarsanız, vakit kaybetmeden bir doktora danışmanız önemlidir.

Bu raporda, bel fıtığının yaygın bir sağlık sorunu olduğunu ve çeşitli belirtilere ve tedavi seçeneklerine sahip olduğunu ele aldık. Bel fıtığı, omurganın alt kısmındaki intervertebral disklerin yırtılması veya çıkıntısı sonucu ortaya çıkar ve bu durum sinirlere baskı yaparak ağrı, uyuşma ve güçsüzlüğe neden olur. Belirtiler, hafif ağrıdan şiddetli, sakatlayıcı ağrıya kadar değişebilir ve bireyden bireye farklılık gösterebilir.

Teşhis, genellikle ayrıntılı bir tıbbi öykü, fizik muayene ve görüntüleme teknikleri (örneğin, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) veya bilgisayarlı tomografi (BT)) kullanılarak yapılır. Tedavi yaklaşımları, ağrı yönetiminden cerrahi müdahalelere kadar geniş bir yelpazede değişmektedir. Konservatif tedavi yöntemleri, ilaçlar (ağrı kesiciler, anti-inflamatuar ilaçlar), fizik tedavi, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerini içerir. Konservatif tedaviler başarısız olursa, ameliyat gerekebilir. Ameliyat, genellikle sinirleri serbest bırakmak ve ağrıyı azaltmak için yapılır. Ancak, ameliyat her zaman gerekli değildir ve çoğu bel fıtığı vakası konservatif tedavi yöntemleriyle başarıyla tedavi edilir.

Bel fıtığının önlenmesi için, düzenli egzersiz, sağlıklı bir kiloyu koruma, doğru vücut mekaniği ve ergonomik çalışma ortamları önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı, bel fıtığı riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Erken tanı ve uygun tedavi, ağrıyı azaltmada ve uzun vadeli sakatlık riskini en aza indirmede çok önemlidir. Hastaların, durumlarını yönetmek ve ağrılarını kontrol altına almak için doktorlarıyla yakın iş birliği içinde çalışmaları gerekmektedir.

Gelecek trendler, minimal invaziv cerrahi tekniklerinin ve gelişmiş ağrı yönetimi stratejilerinin artan kullanımını içerebilir. Regeneratif tıp alanındaki gelişmeler, hasarlı disklerin onarımına yönelik yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine yol açabilir. Ayrıca, yapay zeka ve makine öğrenmesi, bel fıtığının daha doğru teşhisi ve kişiselleştirilmiş tedavi planlarının geliştirilmesi için kullanılabilir. Araştırma, yeni tedavi yöntemlerini keşfetmeye ve mevcut tedavilerin etkinliğini iyileştirmeye odaklanmaya devam edecektir. Bu gelişmeler, bel fıtığı olan kişilerin yaşam kalitelerini iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, bel fıtığı karmaşık bir durumdur, ancak doğru teşhis ve tedavi ile çoğu hasta önemli ölçüde iyileşme sağlayabilir. Önleyici tedbirler almak ve uygun tıbbi bakım almak, uzun vadeli sağlık ve yaşam kalitesi için çok önemlidir.

ÖNERİLER

Sağlık

Kulak Çınlamasının Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Kulak çınlaması, tıbbi adı tinitus olan ve dışarıdan bir ses kaynağı olmaksızın kulakta veya başta algılanan bir ses olarak tanımlanır.
Sağlık

Beyin Sağlığını Destekleyen Besinler

Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hayati organıdır. Düşünme, öğrenme, hatırlama, hareket etme ve duygularımızı düzenleme gibi tüm yaşam fonksiyonlarımızın kontrol