Sağlık

Bebeklerde Sinir Sistemi Sağlığını Destekleyen Besinler

İnsan yaşamının en önemli dönemlerinden biri olan bebeklik, beyin gelişimi ve sinir sistemi fonksiyonlarının temeli atıldığı bir evredir. Bu dönemde alınan besinler, çocuğun fiziksel ve bilişsel gelişimini doğrudan etkiler. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, beş yaş altı çocuklarda yetersiz beslenmenin, zeka gelişiminde geri kalma, öğrenme güçlüğü ve davranışsal sorunlar gibi ciddi sonuçlara yol açtığı bilinmektedir. Bu nedenle, bebeklerin sinir sistemi sağlığını destekleyen doğru besinleri almaları, gelecekteki sağlık ve mutlulukları için hayati önem taşır. Bebeklik döneminde sağlanan yeterli ve dengeli beslenme, çocuğun bilişsel yeteneklerini, motor becerilerini ve duygusal gelişimini olumlu yönde etkilerken, eksik beslenme ise öğrenme güçlüklerinden davranış problemlerine kadar geniş bir yelpazede olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Sinir sisteminin doğru gelişimi için gerekli olan besin maddeleri oldukça çeşitlidir. Bunlar arasında, beyin gelişimi için olmazsa olmaz olan doymuş yağ asitleri (özellikle DHA ve ARA), proteinler, demir, çinko, iyot ve çeşitli vitaminler (B vitaminleri, A vitamini, D vitamini, E vitamini ve K vitamini) yer alır. Örneğin, yetersiz demir alımı, anemiye yol açarak beyin gelişimini olumsuz etkiler ve çocukta dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğü gibi sorunlara neden olabilir. Benzer şekilde, çinko eksikliği bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara karşı savunmasız bırakır ve bu da beyin gelişimini olumsuz etkiler. Bu nedenle, bebeklerin beslenmelerinde bu kritik besin maddelerinin yeterli miktarda bulunmasına dikkat etmek son derece önemlidir.

Bu yazıda, bebeklerin sinir sistemi sağlığını destekleyen besinleri detaylı olarak ele alacağız. Her bir besin maddesinin önemini, bebekler için önerilen günlük alım miktarlarını ve bu besin maddelerini içeren gıda kaynaklarını açıklayacağız. Ayrıca, anne sütü ve ek gıdalar ile ilgili önemli noktalara ve bebeklerde beslenmeyle ilgili olası sorunlara değineceğiz. Amaç, ebeveynleri ve sağlık çalışanlarını bebeklerin beslenmesi konusunda bilinçlendirmek ve sağlıklı bir beyin gelişimi için gerekli adımları atmalarına yardımcı olmaktır. Bu kapsamlı rehber sayesinde, bebeklerin sağlıklı bir şekilde büyümelerini ve gelişmelerini sağlamak için gereken bilgi ve becerilere sahip olacaksınız. Unutmayın ki, sağlıklı bir başlangıç, çocuğun geleceği için en önemli yatırımlardan biridir.

Bebeklerde Beyin Gelişimi İçin Besinler

Bebeklik dönemi, beyin gelişimi için en kritik dönemdir. Bu dönemde alınan besinler, çocuğun bilişsel, duygusal ve motor becerilerinin gelişimini doğrudan etkiler. Yetersiz beslenme, öğrenme güçlükleri, davranış sorunları ve nörolojik gelişim geriliği gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, bebeklerin beslenmesinde beyin gelişimini destekleyen besinlere özel önem verilmelidir.

Yağ asitleri, özellikle omega-3 yağ asitleri (DHA ve EPA) ve omega-6 yağ asitleri (AA), beyin gelişimi için olmazsa olmazdır. DHA, beyin hücrelerinin yapısında önemli bir rol oynar ve sinir iletimini destekler. EPA ise beyin fonksiyonlarını düzenlemeye yardımcı olur. AA ise beyin gelişimini ve sinir sisteminin düzgün çalışmasını sağlar. Bu yağ asitlerinin yeterli miktarda alınması, görme keskinliği, öğrenme yeteneği ve hafıza gelişimi için hayati öneme sahiptir. Anne sütü, bu yağ asitlerinin doğal ve en iyi kaynağıdır. Anne sütüyle beslenemeyen bebeklerde ise, doktor tavsiyesiyle DHA ve ARA takviyeleri kullanılabilir. Araştırmalar, yeterli omega-3 tüketen bebeklerin bilişsel gelişimlerinin daha iyi olduğunu göstermektedir. Örneğin, bir çalışma, omega-3 takviyesi alan bebeklerin, almayan bebeklere göre IQ puanlarının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur.

Demir, beyin fonksiyonları için gerekli olan oksijenin taşınmasında önemli bir rol oynar. Demir eksikliği, konsantrasyon güçlüğü, öğrenme sorunları ve yorgunluk gibi sorunlara yol açabilir. Bebeklerin yeterli demir alımı için, demir açısından zengin besinler, örneğin, kırmızı et, yumurta sarısı, yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllar, diyetlerine dahil edilmelidir. Özellikle anne sütüyle beslenen bebeklerde, demir takviyesine ihtiyaç duyulabilir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde milyonlarca çocuk demir eksikliğinden muzdariptir ve bu durum bilişsel gelişimlerini olumsuz etkiler.

Çinko, beyin gelişimi ve bağışıklık sistemi için gerekli olan bir mineraldir. Çinko eksikliği, büyüme geriliği, iştahsızlık ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi sorunlara yol açabilir. Çinko açısından zengin besinler arasında, et, kümes hayvanları, balık, süt ürünleri ve baklagiller bulunur. Yeterli çinko alımı, bebeğin sağlıklı bir beyin gelişimi ve bağışıklık sistemi için önemlidir.

Protein, beyin hücrelerinin yapımında ve onarımında önemli bir rol oynar. Yeterli protein alımı, bebeğin sağlıklı bir beyin gelişimi için gereklidir. Protein açısından zengin besinler, et, kümes hayvanları, balık, yumurta, süt ürünleri ve baklagillerdir. Proteinin yanı sıra, karbonhidratlar ve vitaminler de beyin gelişiminde önemli rol oynar. Bu nedenle, bebeğin beslenmesinde çeşitli ve dengeli bir yaklaşım benimsenmelidir. Bebeklerin beslenme ihtiyaçları bireysel farklılıklar gösterebileceğinden, bir uzmana danışarak en doğru beslenme planını belirlemek önemlidir.

Sonuç olarak, bebeklerin beyin gelişimi için beslenmenin önemi göz ardı edilmemelidir. Anne sütüyle beslenme mümkün olduğunca uzun süre devam ettirilmeli, ve ek besinlere geçişte ise beyin gelişimini destekleyen besinler önceliklendirilmelidir. Herhangi bir beslenme sorunu veya endişesi durumunda, bir çocuk doktoruna veya diyetisyene danışmak en doğru yaklaşımdır.

Omega-3 Yağ Asitlerinin Önemi

Bebeklerin sinir sistemi gelişimi, doğum öncesi dönemden başlayarak yaşamın ilk yıllarına kadar süren karmaşık ve hayati bir süreçtir. Bu süreçte, çeşitli besin öğelerinin rolü oldukça önemlidir. Beslenmedeki eksiklikler, özellikle de omega-3 yağ asitleri açısından yetersizlikler, bebeğin sinir sistemi sağlığını olumsuz etkileyebilir. Omega-3 yağ asitleri, özellikle DHA (dokozaheksaenoik asit) ve EPA (eikosapentaenoik asit), beyin ve göz gelişimi için olmazsa olmazdır. Bu yağ asitleri, beyin hücre zarlarının yapısında yer alarak, sinir hücreleri arasındaki iletişimi ve beyin fonksiyonlarını destekler.

DHA, beyin gelişiminde en önemli omega-3 yağ asididir. Araştırmalar, yeterli DHA alımının, bilişsel fonksiyonların, özellikle hafıza, öğrenme ve dikkat gibi alanlarda iyileşmesine katkıda bulunduğunu göstermektedir. Örneğin, hamilelik ve emzirme döneminde yeterli DHA tüketen annelerin bebeklerinin, bilişsel gelişim testlerinde daha yüksek puanlar aldığı gözlemlenmiştir. Bir çalışmada, hamilelik boyunca düşük DHA seviyelerine sahip annelerin bebeklerinin, daha düşük bilişsel performans gösterdiği ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) risklerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu istatistikler, DHA’nın bebeklerin bilişsel gelişimi için ne kadar önemli olduğunu vurgular.

EPA ise, iltihabı azaltıcı etkisiyle bilinir. Bebeklerde, özellikle prematüre doğan bebeklerde, iltihaplanma sinir sistemini olumsuz etkileyebilir. Yeterli EPA alımı, bu iltihaplanmanın kontrol altında tutulmasına ve sinir sisteminin korunmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, EPA’nın ruh hali düzenlemesi ve duygusal gelişimde de rol oynadığı düşünülmektedir.

Omega-3 yağ asitlerini yeterli miktarda almak için, anne adaylarının hamilelik ve emzirme döneminde yağlı balıklar (somon, uskumru, sardalya gibi), chia tohumları, keten tohumları ve ceviz gibi omega-3 açısından zengin besinleri tüketmeleri önerilir. Ancak, bazı durumlarda, doktor tavsiyesiyle omega-3 takviyeleri de kullanılabilir. Özellikle, vejetaryen veya vegan beslenen anne adaylarında omega-3 takviyesi daha önemli hale gelebilir.

Sonuç olarak, omega-3 yağ asitleri, özellikle DHA ve EPA, bebeklerin sinir sistemi sağlığı için oldukça önemlidir. Yeterli omega-3 alımı, bilişsel gelişim, görme gelişimi ve iltihap kontrolü açısından büyük önem taşır. Anne adaylarının ve bebeklerin sağlıklı bir sinir sistemi gelişimi için omega-3 açısından zengin bir beslenme düzeni benimsemeleri ve gerekirse doktorlarıyla omega-3 takviyesi konusunda görüşmeleri önemlidir.

D Vitamini ve Sinir Sistemi

Bebeklerin sağlıklı bir sinir sistemi gelişimi, yaşam boyu sağlıkları için son derece önemlidir. Bu gelişimde birçok besin maddesi rol oynar, ancak D vitamini, genellikle göz ardı edilmesine rağmen, sinir sisteminin optimal fonksiyonu için kritik bir rol oynar. D vitamini sadece kemik sağlığı için değil, aynı zamanda beyin gelişimi, sinir iletisi ve nörolojik fonksiyonlar için de gereklidir.

D vitamini, esas olarak güneş ışığına maruz kalma yoluyla vücutta üretilir. Ancak, özellikle kış aylarında veya güneş ışığına sınırlı erişimi olan bebeklerde, yeterli D vitamini alımı sağlamak için takviyeler gerekli olabilir. D vitamini eksikliği, bebeklerde ve çocuklarda çeşitli nörolojik sorunlara yol açabilir. Araştırmalar, D vitamini eksikliğinin otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve diğer nörogelişimsel bozukluklar riskiyle ilişkili olduğunu göstermektedir. Örneğin, bir çalışmada, düşük D vitamini seviyelerine sahip bebeklerin DEHB geliştirme olasılığının daha yüksek olduğu bulunmuştur.

D vitamininin sinir sistemi üzerindeki etkileri, sinir hücrelerinin büyümesi ve farklılaşması üzerindeki doğrudan etkisinden kaynaklanır. D vitamini reseptörleri, beyin ve omurilikteki sinir hücrelerinde bulunur ve bu reseptörlere bağlanarak sinir hücrelerinin çoğalmasını, farklılaşmasını ve hayatta kalmasını destekler. Ayrıca, D vitamini, sinaptik plastisiteyi, yani sinir hücreleri arasındaki bağlantıların güçlenmesini ve zayıflamasını düzenler. Bu süreç, öğrenme ve hafıza gibi bilişsel fonksiyonlar için esastır.

Ek olarak, D vitamini, nöroinflamasyonu azaltmaya yardımcı olur. Nöroinflamasyon, sinir sistemindeki iltihaplanma olup, birçok nörolojik bozukluğun patogenezinde rol oynar. D vitamini, anti-inflamatuar etkileriyle bu iltihaplanmayı azaltarak sinir sistemini korur. Örneğin, bazı çalışmalar, D vitamini takviyelerinin, multipl skleroz gibi otoimmün nörolojik hastalıklarda semptomları hafifletmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir.

Sonuç olarak, yeterli D vitamini alımı, bebeklerin sinir sisteminin sağlıklı gelişimi ve optimal fonksiyonu için çok önemlidir. Güneş ışığına maruz kalmanın yanı sıra, özellikle risk altında olan bebekler için D vitamini takviyeleri düşünülmelidir. D vitamini seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve eksikliğin erken teşhis edilmesi, potansiyel nörolojik sorunların önlenmesine yardımcı olabilir. Bu konuda doktorunuzla görüşmek ve bebeğinizin ihtiyaçlarına uygun bir D vitamini takviyesi planı oluşturmak önemlidir. Unutmayın ki, her bebeğin ihtiyaçları farklıdır ve doğru dozaj, bebeğinizin yaşı, kilosu ve diğer sağlık durumlarına bağlı olarak değişir.

Demir Eksikliğinin Etkileri

Bebeklerde demir eksikliği anemisi, sinir sisteminin gelişimini ve işleyişini ciddi şekilde etkileyen yaygın bir beslenme sorunudur. Yetersiz demir alımı, beyin gelişiminde gecikmelere, bilişsel yeteneklerde azalmaya ve davranışsal sorunlara yol açabilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünya genelinde milyonlarca bebek demir eksikliğinden etkilenmektedir ve bu durum, özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunudur. Demir, beyindeki nörotransmitterlerin sentezi ve miyelin kılıfının oluşumu için hayati önem taşır; bu nedenle eksikliği, sinir sisteminin normal fonksiyonlarını tehdit eder.

Demir eksikliğinin bebeklerde en belirgin etkilerinden biri bilişsel gelişimde gerilemedir. Çalışmalar, demir eksikliği olan bebeklerin, yaşıtlarına göre daha düşük IQ puanlarına sahip olduğunu ve dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü ve hafıza problemleri yaşadığını göstermektedir. Bu durum, okul başarısını olumsuz etkileyebilir ve uzun vadede akademik ve mesleki başarıyı sınırlayabilir. Örneğin, bir araştırma, demir takviyesi alan bebeklerin, almayanlara göre daha iyi dil becerilerine ve daha gelişmiş problem çözme yeteneklerine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu fark, erken dönemde demir takviyesinin önemini vurgular.

Demir eksikliği ayrıca davranışsal sorunlara da yol açabilir. Etkinlik düzeyinde azalma, artan huzursuzluk, aşırı uyku hali ve dikkat dağınıklığı gibi belirtiler gözlemlenebilir. Bazı bebeklerde ise hiperaktivite, saldırganlık ve duygusal dengesizlik gibi daha ciddi davranışsal problemler ortaya çıkabilir. Bu durum, hem bebek hem de ailesi için önemli zorluklar yaratabilir ve sosyal uyumu olumsuz etkileyebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile bu davranışsal sorunların büyük ölçüde önlenebileceği veya hafifletilebileceği unutulmamalıdır.

Motor becerilerde gecikme de demir eksikliğinin bir diğer önemli sonucudur. Demir, kas gelişiminde ve koordinasyonunda önemli rol oynar. Eksikliği, ince ve kaba motor becerilerin gelişimini geciktirebilir ve bebeklerin oturması, emeklemesi veya yürümesi gibi temel motor gelişim aşamalarında sorunlar yaşamasına neden olabilir. Bu gecikmeler, çocuğun bağımsızlığını ve sosyalleşmesini etkileyebilir. Bu nedenle, bebeklerde demir seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve gerektiğinde demir takviyesi verilmesi büyük önem taşır.

Sonuç olarak, bebeklerde demir eksikliği, sadece anemiye değil, aynı zamanda sinir sisteminin gelişimi ve fonksiyonu üzerinde kalıcı ve ciddi etkilere yol açabilir. Erken teşhis, uygun beslenme ve gerektiğinde demir takviyesi ile bu olumsuz etkilerin büyük ölçüde önlenmesi mümkündür. Bu nedenle, bebeklerin demir seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve demir açısından zengin besinlerle beslenmesi, sağlıklı bir sinir sistemi gelişimi için hayati önem taşır. Ebeveynlerin ve sağlık çalışanlarının bu konuda bilinçli olmaları ve gerekli önlemleri almaları gerekmektedir.

Sağlıklı Sindirim ve Sinir Sağlığı

Bebeklerin gelişimi için sağlıklı bir sindirim sistemi kadar sağlıklı bir sinir sistemi de son derece önemlidir. Bu iki sistem birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve biri diğerini doğrudan etkiler. Bağırsak mikrobiyotasının (bağırsak florasının) beyin fonksiyonları üzerindeki etkisi giderek daha fazla anlaşılmakta ve bu ilişki bağırsak-beyin ekseninin temelini oluşturmaktadır. Sağlıklı bir sindirim sistemi, besin maddelerinin emilimini optimize ederken, bu besin maddeleri sinir sisteminin gelişimi ve işleyişi için gereklidir.

Örneğin, probiyotikler, bağırsakta bulunan yararlı bakteriler, sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir ve sinir iletimini etkileyen nörotransmitterlerin (örneğin serotonin) üretimini destekler. Araştırmalar, probiyotik alımının bebeklerde kolik ve irritabl bağırsak sendromu gibi sindirim sorunlarının sıklığını azaltabileceğini göstermektedir. Ayrıca, bazı çalışmalar probiyotiklerin anksiyete ve depresyon gibi ruhsal durum bozukluklarının riskini azaltmada potansiyel rol oynadığını ileri sürmektedir. Ancak, bu alanda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Omega-3 yağ asitleri, özellikle DHA (dokozahekzaenoik asit) ve EPA (eikosapentaenoik asit), beyin gelişimi ve fonksiyonu için elzemdir. Bu yağ asitleri, sinir hücrelerinin zarlarının yapısında bulunurlar ve sinir iletimini düzenlerler. Anne sütü, bebekler için mükemmel bir Omega-3 kaynağıdır ve DHA ve EPA’nın yetersiz alımı, bilişsel gelişimde gecikmelere ve davranış sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, özellikle anne sütü ile beslenmeyen bebeklerde, Omega-3 takviyelerinin önemi büyüktür. Birçok çalışma, yeterli miktarda Omega-3 tüketiminin bebeğin bilişsel gelişimi ve görme yeteneği üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermiştir.

Prebiyotikler, bağırsakta bulunan yararlı bakterilerin büyümesini destekleyen besinlerdir. Sebzeler, meyveler ve tam tahıllar gibi birçok besin prebiyotik açısından zengindir. Prebiyotiklerin tüketilmesi, bağırsak mikrobiyotasının dengesini koruyarak sindirim sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlar ve dolaylı olarak sinir sistemi sağlığını da destekler. Örneğin, inülin ve frukto-oligosakkaritler (FOS) gibi prebiyotikler, bağırsakta bulunan yararlı bakterilerin çoğalmasını teşvik eder ve bağırsak geçirgenliğini azaltarak inflamasyonu önler. Bağırsak geçirgenliğinin artması, sinir sistemi iltihabına da neden olabilir.

Sonuç olarak, bebeklerde sağlıklı bir sindirim sistemi ve sağlıklı bir sinir sistemi birbirini destekler ve optimum gelişim için gereklidir. Probiyotikler, Omega-3 yağ asitleri ve prebiyotikler açısından zengin bir beslenme, bebeklerin sindirim ve sinir sistemlerinin sağlıklı bir şekilde gelişmesine katkıda bulunur. Ancak, her bebeğin beslenme ihtiyaçları farklı olduğundan, bir uzmana danışarak bebeğinizin beslenmesini planlamanız önemlidir. Özellikle takviyelerin kullanımı konusunda mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz.

Bu çalışmada, bebeklerde sinir sistemi sağlığını destekleyen besinler üzerine odaklanarak, erken çocukluk döneminde beyin gelişimi için kritik öneme sahip besin öğelerini ve bunların etkilerini inceledik. Araştırmamız, doğum öncesi ve sonrası dönemde yeterli ve dengeli beslenmenin, bebeğin sinir sisteminin optimum şekilde gelişmesi için olmazsa olmaz olduğunu göstermiştir. DHA (dokozahekzaenoik asit) ve ARA (arakidonik asit) gibi omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin, beyin gelişiminin yapı taşları olarak önemi vurgulanmıştır. Ayrıca, kolin, demir, çinko, iyot ve B vitaminleri gibi mikronutrientlerin de sinir sistemi işlevleri için gerekli olduğu tespit edilmiştir.

Çalışmamız, anne sütünün bebekler için en ideal besin kaynağı olduğunu teyit etmiştir. Anne sütünde bulunan, sinir sistemi gelişimi için gerekli olan tüm besin öğelerinin optimal dengesi, bebeklerin sağlıklı bir sinir sistemi gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Emzirmenin teşvik edilmesi ve ek gıdalara geçişin doğru zamanda ve doğru şekilde yapılması, bebeğin sinir sistemi sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir. Yanlış beslenme alışkanlıklarının, öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi sorunlara yol açabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Geleceğe yönelik olarak, kişiselleştirilmiş beslenme yaklaşımlarının önemi giderek artacaktır. Bebeğin genetik yapısı, yaşam tarzı ve sağlık durumu göz önünde bulundurularak, ihtiyaçlarına özel beslenme planları oluşturulması, sinir sistemi sağlığının daha etkin bir şekilde desteklenmesini sağlayacaktır. Besin takviyelerinin kullanımı, doktor kontrolünde ve ihtiyaç durumunda değerlendirilmelidir. Ayrıca, anne adaylarına ve ebeveynlere doğru beslenme konusunda eğitim verilmesi, sağlıklı beyin gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Bu eğitimler, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının edinilmesi ve yanlış bilgilerden kaçınılması açısından hayati önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, bebeklerde sinir sistemi sağlığının korunması, doğum öncesinden başlayarak özenli bir beslenme planlaması ve düzenli takip ile mümkün olmaktadır. Bu konudaki çalışmaların devam etmesi ve daha kapsamlı araştırmalar yapılması, bebeklerin sağlıklı ve mutlu bir geleceğe sahip olmaları için büyük önem taşımaktadır. Gelecekteki araştırmalar, belirli besin öğelerinin sinir sistemi gelişimi üzerindeki uzun dönemli etkilerini incelemeye ve kişiselleştirilmiş beslenme stratejileri geliştirmeye odaklanmalıdır.

ÖNERİLER

Sağlık

Kulak Çınlamasının Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Kulak çınlaması, tıbbi adı tinitus olan ve dışarıdan bir ses kaynağı olmaksızın kulakta veya başta algılanan bir ses olarak tanımlanır.
Sağlık

Beyin Sağlığını Destekleyen Besinler

Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hayati organıdır. Düşünme, öğrenme, hatırlama, hareket etme ve duygularımızı düzenleme gibi tüm yaşam fonksiyonlarımızın kontrol