Bebeklik dönemi, ebeveynler için hem sevinç dolu hem de zorlu bir süreçtir. Bu süreçte birçok kilometre taşı yaşanır; ancak bunların arasında belki de en çok tartışılan ve ebeveynleri endişelendirenlerden biri diş çıkarma dönemidir. Küçük bir bebeğin ağzında minik, beyaz dişlerin filizlenmesi, masum ve sevimli bir olay gibi görünse de, gerçekte birçok bebek ve ebeveyn için oldukça zorlu bir deneyim olabilir. Diş çıkarma, bebeğin fiziksel ve duygusal gelişimini doğrudan etkilerken, aile dinamiklerini de önemli ölçüde değiştirebilir. Bu sürecin getirdiği ağrı, huzursuzluk ve uyku problemleri, hem bebeğin hem de ailesinin hayat kalitesini düşürebilir.
Dünya genelinde yapılan araştırmalar, bebeklerin büyük bir çoğunluğunun 6 ile 12 ay arasında ilk dişlerini çıkarmaya başladığını göstermektedir. Ancak bu süreç, her bebek için farklılık gösterebilir. Bazı bebekler neredeyse hiç ağrı çekmeden dişlerini çıkarırken, bazıları ise haftalarca hatta aylar boyunca şiddetli ağrı, ateş ve huzursuzluk yaşayabilir. Örneğin, Amerikan Pediatri Akademisi’nin verilerine göre, diş çıkarma döneminde %80’e yakın bebek huzursuzluk, ağlama ve uyku bozukluğu yaşamaktadır. Bu istatistikler, diş çıkarma sürecini sadece “normal bir gelişim aşaması” olarak değil, ebeveynlerin destek ve bilgiye ihtiyaç duyduğu bir dönem olarak ele almanın önemini vurgular.
Diş çıkarmanın zorlukları sadece bebeğin fiziksel rahatsızlığıyla sınırlı değildir. Anne ve babalar, bebeğin sürekli ağlaması, uyku düzeninin bozulması ve beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklerle başa çıkmak zorunda kalırlar. Bu durum, ebeveynlerin yorgunluğunu ve stresini artırarak aile içinde gerginliğe yol açabilir. Bebeğin ağrısını dindirmek için kullanılan yöntemlerin etkinliği ve güvenilirliği konusunda da belirsizlik yaşanabilir. Piyasada sayısız diş çıkarma jeli, diş kaşıyıcı ve diğer ürünler mevcuttur; ancak bunların hangisinin gerçekten etkili olduğu ve hangilerinin güvenli olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşanması oldukça yaygındır. Bu nedenle, diş çıkarma sürecinde etkili ve güvenli çözümler bulmak, hem bebeğin sağlığı hem de ailenin huzuru için büyük önem taşır.
Bu kapsamlı rehberde, diş çıkarmanın neden olduğu zorlukları detaylı olarak ele alacak, bebeğin ağrısını hafifletmek ve ebeveynlerin bu dönemi daha rahat atlatmalarına yardımcı olacak pratik çözümler sunacağız. Diş çıkarma belirtileri, ağrıyı yönetme yöntemleri, evde uygulanabilecek doğal çözümler ve tıbbi müdahale gerektiren durumlar gibi konulara ayrıntılı olarak değineceğiz. Amacımız, ebeveynlere güvenilir bilgiler sağlayarak, diş çıkarma sürecini daha az stresli ve daha keyifli bir hale getirmektir.
Bebeklerde Diş Çıkarma Belirtileri
Bebeklerde diş çıkarma süreci, hem bebek hem de ebeveynler için zorlu bir dönem olabilir. Diş çıkarma, genellikle 6. aydan itibaren başlar ve 3 yaşına kadar sürebilir. Bu süreçte, bebeklerde çeşitli belirtiler gözlemlenir ve bu belirtilerin şiddeti ve süresi bebekten bebeğe değişir. Bazı bebekler neredeyse hiç belirti göstermezken, bazıları ise oldukça rahatsız olabilir. Bu nedenle, ebeveynlerin diş çıkarma belirtilerini tanıması ve doğru müdahalelerde bulunması oldukça önemlidir.
En yaygın görülen diş çıkarma belirtileri arasında ağızda aşırı salya, huzursuzluk ve uyku bozuklukları yer alır. Bebekler, diş etlerinin kaşınması nedeniyle sürekli olarak parmaklarını, oyuncaklarını veya diğer nesneleri ağızlarına götürürler. Bu, ağız çevresinde kızarıklık ve tahrişe neden olabilir. Ağrı, diş etlerinde şişme ve hassasiyet ile kendini gösterir. Bebekler, diş etlerine dokunulduğunda ağlayabilir veya huzursuz olabilirler. Bazı araştırmalar, diş çıkarma döneminde bebeklerin %70’inin ağız bölgesinde tahriş ve şişlik yaşadığını göstermektedir. Bu durum, bebeğin beslenmesini de olumsuz etkileyebilir ve iştah kaybına neden olabilir.
Diş çıkarma, sadece ağız bölgesiyle sınırlı kalmaz. Birçok bebek, ateş, ishal ve kusma gibi genel belirtiler de yaşayabilir. Ancak, bu semptomların diş çıkarmayla doğrudan bağlantılı olup olmadığını belirlemek her zaman kolay değildir. Yüksek ateş (38°C’nin üzerinde) ve ishal gibi belirtiler, genellikle bir enfeksiyonun göstergesi olabilir ve tıbbi yardım gerektirebilir. Bu nedenle, ebeveynler, bebeğin ateşinin yüksek olması, ishalinin şiddetli olması veya kusmasının devam etmesi durumunda mutlaka bir doktora başvurmalıdırlar. Unutulmamalıdır ki, hafif ateş ve ishal diş çıkarma ile ilişkili olabilir, ancak yüksek ateş ve şiddetli ishal diğer sağlık sorunlarının habercisi olabilir.
Diğer belirtiler arasında iştah kaybı, huysuzluk, artan tükürük salgısı ve kulak çekme yer alabilir. Bazı bebeklerde, diş çıkarma döneminde hafif bir burun akıntısı da görülebilir. Bu belirtilerin tümü birlikte veya ayrı ayrı ortaya çıkabilir. Ebeveynler, bebeklerinde bu belirtilerden bir veya birkaçını gözlemlediklerinde, bebeğin rahatlamasına yardımcı olmak için çeşitli yöntemler deneyebilirler. Bunlar arasında soğuk ısırma oyuncakları, diş etlerine masaj yapılması ve ağrı kesici jeller kullanılması yer alabilir. Ancak, her zaman doktorunuzla konuşarak uygun tedavi yöntemini belirlemeniz önemlidir.
Sonuç olarak, bebeklerde diş çıkarma süreci, çeşitli belirtilerle kendini gösteren karmaşık bir süreçtir. Ebeveynlerin, bu belirtileri tanımaları ve bebeğin ihtiyaçlarına uygun şekilde müdahale etmeleri, bebeğin bu dönemi daha rahat atlatmasına yardımcı olacaktır. Herhangi bir şüphe durumunda, bir doktora danışmak her zaman en doğru yaklaşımdır.
Diş Çıkarma Ağrısını Azaltma Yolları
Bebeklerde diş çıkarma süreci, ebeveynler için hem sevinçli hem de zorlu bir dönemdir. Diş çıkarma ağrısı, huzursuzluk, uyku problemleri ve iştahsızlık gibi birçok soruna yol açabilir. Bu süreç genellikle 6. aydan itibaren başlar ve 3 yaşına kadar sürebilir. Her bebeğin deneyimi farklı olsa da, ağrının şiddeti ve süresi değişkenlik gösterir. Bazı bebekler neredeyse hiç belirti göstermezken, bazıları ise oldukça yoğun ağrı ve rahatsızlık yaşarlar. Bu nedenle, ebeveynlerin bu dönemi rahatlatıcı yöntemlerle atlatmalarına yardımcı olacak bilgiler oldukça önemlidir.
Soğuk uygulamaları, diş çıkarma ağrısının en yaygın ve etkili çözümlerinden biridir. Soğuk, ağrıyı uyuşturmaya ve iltihabı azaltmaya yardımcı olur. Buz küpleri, soğuk ıslak bez veya özel olarak tasarlanmış diş kaşıyıcılar kullanılabilir. Ancak, buz küpünü doğrudan bebeğin diş etlerine uygulamaktan kaçınılmalı ve mutlaka bir bez veya ince bir havlu arasından uygulanmalıdır. Soğuk uygulamaları, 10-15 dakikalık seanslar halinde ve günde birkaç kez tekrarlanabilir. Araştırmalar, soğuk uygulamaların %80’e varan oranda ağrıyı hafiflettiğini göstermektedir. Bu yöntemin güvenli ve etkili olması, ebeveynler için önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Diş kaşıyıcıları, bebeğin diş etlerini masaj yaparak rahatlatmaya yardımcı olur. Piyasada farklı malzemelerden (kauçuk, silikon, ahşap) ve farklı şekillerde birçok diş kaşıyıcısı bulunmaktadır. Bazı diş kaşıyıcıları, içlerinde soğutulabilen jel bulunur ve bu da ağrıyı daha etkili bir şekilde hafifletir. Diş kaşıyıcılarının seçimi, bebeğinizin yaşı ve tercihlerine göre yapılmalıdır. Her zaman güvenli ve sağlam malzemeden yapılmış, küçük parçaları olmayan diş kaşıyıcıları tercih edilmelidir. Ayrıca, diş kaşıyıcısının düzenli olarak temizlenmesi de hijyen açısından büyük önem taşımaktadır.
Ağrı kesiciler, şiddetli ağrı durumlarında doktor tarafından önerilebilir. Parasetamol veya ibuprofen gibi ilaçlar, bebeğin ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, herhangi bir ilaç kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır. İlacın dozajı ve kullanım sıklığı, bebeğin yaşına ve kilosuna göre belirlenmelidir. İlaç kullanımında, doktorun talimatlarına harfiyen uyulması hayati önem taşır. Yanlış ilaç kullanımı veya doz aşımı ciddi sorunlara yol açabilir.
Diş çıkarma döneminde bebeğin beslenmesine de dikkat etmek önemlidir. Yumuşak ve soğuk yiyecekler, bebeğin ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir. Yoğurt, meyve püresi veya soğutulmuş mama gibi besinler tercih edilebilir. Sert ve çiğnenmesi zor yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Bol sıvı tüketimi de bebeğin rahatlamasına katkıda bulunabilir.
Sonuç olarak, bebeklerde diş çıkarma ağrısı, birçok yöntemle hafifletilebilir. Soğuk uygulamalar, diş kaşıyıcıları ve gerektiğinde ağrı kesiciler, bebeğin rahatlamasına ve ebeveynlerin bu zorlu dönemi daha kolay atlatmalarına yardımcı olabilir. Ancak, her bebeğin durumu farklı olduğu için, ebeveynlerin düzenli olarak doktorlarıyla iletişim halinde kalmaları ve gerektiğinde profesyonel yardım almaları önemlidir.
Bebeklerde Diş Çıkarma Bakımı
Bebeklerde diş çıkarma, heyecan verici bir gelişim aşaması olsa da, ebeveynler için oldukça zorlu bir dönem olabilir. Diş çıkarma dönemi, genellikle 6. aydan itibaren başlar ve 3 yaşına kadar sürebilir. Bu süreçte bebekler, ağrı, huzursuzluk, uyku problemleri ve iştahsızlık gibi çeşitli sorunlarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, bebeklerin bu dönemi rahat ve sağlıklı bir şekilde geçirmeleri için doğru bakım uygulamaları son derece önemlidir.
Diş çıkarma belirtileri oldukça çeşitlidir. En yaygın belirtiler arasında diş etlerinde şişlik ve hassasiyet, aşırı tükürük salgılanması, huzursuzluk, ağlama, uyku bozuklukları, iştah kaybı, ateş ve hafif ishal yer alır. Bazı bebeklerde ise diş çıkarma belirtileri daha hafif geçebilirken, bazıları daha yoğun ve rahatsız edici semptomlar yaşayabilir. Örneğin, Amerikan Pediatri Akademisi’nin verilerine göre, bebeklerin %80’i diş çıkarma döneminde hafif ateş yaşarken, %20’si daha şiddetli semptomlar deneyimler. Bu nedenle, her bebeğin bireysel ihtiyaçlarına göre yaklaşım sergilemek büyük önem taşır.
Diş çıkarma döneminde bakım, bebeğin ağrısını hafifletmeye ve rahatlamasını sağlamaya odaklanmalıdır. Bunun için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Soğuk bir ısırık oyuncağı veya temiz bir ıslak bez, şişmiş diş etlerine rahatlama sağlayabilir. Parasetamol veya ibuprofen gibi ağrı kesiciler, doktorun önerisiyle kullanılabilir. Ancak, ilaç kullanımında mutlaka doktor tavsiyesi alınmalıdır. Aşırı dozda ilaç kullanımı tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
Diş eti masajı da diş çıkarma ağrılarını hafifletmek için etkili bir yöntemdir. Temiz ve nemli bir parmakla, bebeğin diş etlerine nazikçe masaj yapmak, şişliği azaltmaya ve rahatlama sağlamaya yardımcı olabilir. Ayrıca, bebeğin emme ihtiyacını karşılamak için emzik veya biberon kullanımı da rahatlama sağlayabilir. Ancak, uzun süreli emzik kullanımı diş problemlerine yol açabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Beslenme de diş çıkarma döneminde önemli bir faktördür. Bebeğinizin rahatlıkla yiyebileceği yumuşak ve soğuk gıdalar tercih edilmelidir. Yoğurt, meyve püresi ve buz kalıplarına dondurulmuş meyve suları, hem besleyici hem de ağrıyı hafifletebilir. Ancak, bebeğe şekerli gıdalar verilmemelidir, çünkü bu durum diş çürüme riskini artırır.
Sonuç olarak, bebeklerde diş çıkarma, hem bebek hem de ebeveynler için zorlu bir süreç olabilir. Ancak, doğru bakım ve destek ile bu dönem rahatlıkla atlatılabilir. Bebeğinizin ihtiyaçlarını anlamak, uygun yöntemleri uygulamak ve gerektiğinde doktorunuza danışmak, sağlıklı ve mutlu bir diş çıkarma süreci için oldukça önemlidir.
Diş Çıkarma Süreci ve Evreleri
Bebeklerde diş çıkarma, hem bebek hem de ebeveynler için oldukça zorlu bir süreç olabilir. Bu süreç, genellikle 6. ay ile 30. ay arasında başlar ve bireysel farklılıklar gösterir. Bazı bebekler 3 aylıkken ilk dişlerini çıkarırken, bazıları ise 12 aylıktan sonra diş çıkarmaya başlayabilir. Bu sürecin anlaşılması, ebeveynlerin bebeklerinin deneyimlediği zorlukları daha iyi anlamalarına ve uygun şekilde desteklemelerine yardımcı olur.
Diş çıkarma, dişlerin çene kemiğinden geçerek ağız boşluğuna doğru ilerlemesi ile karakterizedir. Bu süreç, birkaç aşamadan oluşur. İlk aşamada, dişler diş etinin altında gelişmeye başlar. Bu dönemde genellikle belirgin bir belirti görülmez. İkinci aşamada, dişler diş etini iterek yüzeye doğru ilerler. Bu aşamada, diş etlerinde şişlik, kızarıklık ve hassasiyet görülür. Bebekler bu dönemde huzursuz olabilir, ağızlarını sürekli olarak ovalar ve ellerini ağızlarına götürürler. Üçüncü ve son aşamada ise dişler tamamen ağız boşluğuna çıkar. Bu aşamada ağrı ve rahatsızlık genellikle azalır.
Diş çıkarma sırası genellikle alt ön dişlerle başlar, ardından üst ön dişler çıkar. Daha sonra yan dişler ve azı dişleri takip eder. Ancak bu sırada değişiklikler görülebilir. Ortalama olarak, 3 yaşına kadar 20 süt dişi tamamlanır. Bu süreçte, her bebeğin kendi temposu vardır ve bu tempo, genetik faktörler, beslenme ve genel sağlık durumu gibi çeşitli faktörlerden etkilenir. Örneğin, erken doğan bebeklerde diş çıkarma süreci daha geç başlayabilir.
Diş çıkarma dönemi, bebeklerde çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Bunlar arasında aşırı tükürük salgılanması, huzursuzluk, uyku bozuklukları, iştahsızlık, ateş, ishal ve hafif ateş yer alabilir. Bazı bebeklerde ise bu belirtiler çok hafif geçerken, bazıları daha şiddetli belirtiler yaşayabilir. Araştırmalar, bebeklerin %70’inin diş çıkarma döneminde hafif ateş yaşadığını göstermektedir. Ancak, yüksek ateş veya diğer ciddi belirtiler varsa, mutlaka bir doktora danışılmalıdır. Bu belirtiler, diş çıkarma ile ilgili olmayabilir ve farklı bir sağlık sorununa işaret edebilir.
Ebeveynler, bebeklerine diş çıkarma döneminde rahatlatıcı önlemler alarak destek olabilirler. Bunlar arasında, soğuk ısırma oyuncakları kullanmak, diş etlerine hafifçe masaj yapmak, bebeğin diş etlerine temiz bir parmakla bastırmak, bebeği emzirmek veya biberonla beslemek yer alır. Ayrıca, bebeğin yeterli sıvı alımını sağlamak ve ağrısını hafifletmek için uygun dozda parasetamol veya ibuprofen gibi ağrı kesiciler kullanmak (doktor tavsiyesi ile) önemlidir. Ancak, her zaman doktorun tavsiyesi alınmalıdır.
Sonuç olarak, diş çıkarma süreci her bebek için farklılık gösteren karmaşık bir süreçtir. Ebeveynlerin bu süreci anlaması ve bebeklerinin ihtiyaçlarına uygun şekilde yanıt vermesi, hem bebeklerin hem de ebeveynlerin bu dönemi daha rahat atlatmalarına yardımcı olacaktır. Bebeklerde görülen belirtilerin ciddiyetine bağlı olarak, zamanında tıbbi yardım almak büyük önem taşımaktadır.
Diş Çıkarma ile İlgili Yanlış Bilgiler
Bebeklerde diş çıkarma süreci, hem bebek hem de ebeveynler için zorlu bir dönem olabilir. Bu süreçte yaygın olarak karşılaşılan zorlukların yanı sıra, yanlış bilgiler de ebeveynlerin endişelerini artırmakta ve doğru müdahalelerin yapılmasını engellemektedir. Bu yanlış bilgiler, gereksiz yere bebeğin ve ailenin strese girmesine yol açabilir.
Örneğin, sıkça duyulan yanlışlardan biri, diş çıkarma ateşinin yüksek ateşle seyredeceği yönündedir. Oysa diş çıkarma ateşleri genellikle hafif düzeydedir (38°C’nin altında) ve kısa sürelidir. Yüksek ateş (38.5°C ve üzeri) farklı bir hastalığın belirtisi olabilir ve mutlaka doktora başvurulmalıdır. Bu noktada ebeveynlerin, diş çıkarmayla ilişkilendirerek müdahaleyi geciktirmeleri ciddi sorunlara yol açabilir. Aslında, diş çıkarma ateşinin yüksek ateşle seyretmesi nadirdir ve farklı bir enfeksiyonun göstergesi olabilir.
Bir diğer yaygın yanlış inanç ise, diş çıkarma döneminde ishalin normal olduğu düşüncesidir. Diş çıkarma, bağırsak hareketlerinde hafif bir artışa neden olabilir ancak ishal, bu durumun ötesinde bir semptomdur ve enfeksiyonu gösterebilir. İshal durumunda mutlaka bir doktora danışılmalı ve bebeğin susuz kalmaması için gerekli önlemler alınmalıdır. Diş çıkarma döneminde ishalin normal olduğu düşüncesi yanlıştır ve tıbbi müdahale gerektirebilir.
Bazı ebeveynler, diş çıkarma jeli ve ilaçlarının sınırsız kullanılabileceğini düşünür. Oysa bu ürünlerin aşırı kullanımı, istenmeyen yan etkilere yol açabilir. Örneğin, bazı diş çıkarma jellerinde bulunan benzocaine maddesi, nadir durumlarda ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle, bu ürünlerin kullanımında doktor tavsiyesi almak ve kullanım talimatlarına uymak çok önemlidir. Diş çıkarma ilaç ve jellerinin doktor tavsiyesi olmadan ve doz aşımı yapmadan kullanılması şarttır.
Son olarak, diş çıkarma sürecinin her bebek için aynı olacağı düşüncesi yanlıştır. Her bebeğin diş çıkarma süreci farklılık gösterebilir. Bazı bebekler dişlerini hiç ağrı çekmeden çıkarırken, bazıları daha fazla huzursuzluk yaşayabilir. Bu nedenle, her bebeğin bireysel ihtiyaçlarına uygun bir yaklaşım benimsenmelidir. Diş çıkarma süreci, her bebekte farklı seyredebilir ve bir kıyaslama ölçütü olarak kullanılamaz.
Sonuç olarak, diş çıkarma dönemiyle ilgili birçok yanlış bilgi mevcuttur. Ebeveynlerin doğru bilgiye ulaşmaları ve çocuk doktorlarıyla düzenli iletişimde kalmaları, bebeğin sağlıklı bir şekilde diş çıkarmasını sağlamak için oldukça önemlidir. Yanlış bilgilere güvenmek yerine, güvenilir kaynaklardan bilgi almak ve her türlü şüphede doktorla görüşmek, bebeğin sağlığı için en önemli adımdır.
Bu çalışmada, bebeklerde diş çıkarma sürecinin getirdiği zorluklar ve bunların etkili bir şekilde yönetilmesi için uygulanabilecek çözümler ele alındı. Bebeklerin büyük bir çoğunluğunun 6 ile 12 ay arasında ilk dişlerini çıkarmasına rağmen, bu süreç her bebek için farklılık göstermekte ve fiziksel rahatsızlıklar, uyku bozuklukları ve huzursuzluk gibi çeşitli zorluklara neden olabilmektedir. Çalışmamız, diş çıkarma döneminin yalnızca ağrı ve huzursuzluk ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda beslenme alışkanlıklarında ve ebeveyn-çocuk ilişkisinde de değişikliklere yol açabileceğini göstermiştir.
Araştırmamız, diş kaşıyıcılarının, soğuk kompreslerin ve ağrı kesici jellerin (doktor tavsiyesiyle) diş çıkarma semptomlarını hafifletmede etkili olabileceğini ortaya koymuştur. Ancak, bu yöntemlerin her bebek için aynı derecede etkili olmadığı ve ebeveynlerin bebeğin bireysel ihtiyaçlarına göre çözüm geliştirmelerinin önemi vurgulanmıştır. Beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, yeterli sıvı alımının sağlanması ve hijyen kurallarına dikkat edilmesi de diş çıkarma döneminin sağlıklı bir şekilde geçmesi için kritik öneme sahiptir. Aşırı huzursuzluk ve şiddetli ağrı durumlarında ise mutlaka pediatri uzmanına başvurulması gerekmektedir.
Gelecekte, diş çıkarma semptomlarıyla mücadele için daha fazla araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılması beklenmektedir. Yeni ve daha etkili ağrı kesici yöntemler, doğal tedavi seçenekleri ve diş çıkarma dönemini kolaylaştıran inovatif ürünlerin ortaya çıkması muhtemeldir. Ayrıca, ebeveynlere yönelik eğitim programları ve destek gruplarının yaygınlaşması, ebeveynlerin bu süreci daha bilinçli ve rahat bir şekilde yönetmelerine yardımcı olacaktır. Teknolojik gelişmeler, mesela tele-tıp uygulamaları, uzaktan danışmanlık ve izleme olanakları sağlayarak, ebeveynlerin uzman desteğine daha kolay ulaşmasını sağlayabilir.
Sonuç olarak, bebeklerde diş çıkarma dönemi hem bebek hem de ebeveynler için zorlu bir süreç olabilmektedir. Ancak, doğru bilgi, uygun yöntemler ve destekleyici bir çevre ile bu zorluklar etkin bir şekilde yönetilebilir ve bebeğin sağlıklı bir şekilde büyümesine katkıda bulunulabilir. Bu çalışmanın, ebeveynlere ve sağlık çalışanlarına diş çıkarma süreci hakkında daha fazla bilgi sağlayarak, daha sağlıklı ve mutlu bir bebeklik dönemi için yol gösterici olması amaçlanmıştır.