Sağlık

Baş ağrısı hangi hastalıkların belirtisi olabilir?

Baş ağrısı, insanlık tarihi boyunca en yaygın şikayetlerden biri olmuş ve hemen hemen herkesin hayatında bir noktada deneyimlediği bir rahatsızlıktır. Hafif bir sızıdan dayanılmaz bir ağrıya kadar değişen şiddetlerde ortaya çıkabilen baş ağrıları, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir, iş verimliliğini düşürebilir ve sosyal aktivitelere katılımı sınırlayabilir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun neredeyse yarısı yılda en az bir kez baş ağrısı çekmektedir ve bu rakamın önemli bir kısmını migren ve gerilim tipi baş ağrıları oluşturmaktadır. Ancak, bu yaygınlığın altında yatan önemli bir gerçek, baş ağrısının sadece basit bir rahatsızlık değil, birçok farklı altta yatan hastalığın bir belirtisi olabileceğidir. Bu nedenle, baş ağrısının nedenini anlamak ve doğru teşhisi koymak büyük önem taşımaktadır.

Baş ağrılarının nedenleri oldukça çeşitlidir ve basit bir stres veya uykusuzluktan, sinüs enfeksiyonu, göz yorgunluğu gibi daha spesifik rahatsızlıklara, hatta beyin tümörü, anevrizma gibi ciddi ve hayati tehlike oluşturabilecek durumlara kadar geniş bir yelpazede yer alabilir. Örneğin, şakak bölgesinde şiddetli, ani başlayan ve kusma ile birlikte görülen bir baş ağrısı, subaraknoid kanama gibi acil tıbbi müdahale gerektiren bir durumun işareti olabilir. Benzer şekilde, kronik ve giderek artan şiddetteki baş ağrıları, beyin tümörü veya diğer nörolojik hastalıkların bir belirtisi olabilir. Bu nedenle, baş ağrısının nedenini belirlemek için sadece semptomlara bakmak yeterli değildir; detaylı bir tıbbi öykü alınması, nörolojik muayene yapılması ve gerekirse ileri tetkikler (MR, BT gibi) uygulanması şarttır.

Bu çalışmada, baş ağrısının olası nedenlerini ve hangi hastalıkların belirtisi olabileceğini detaylı bir şekilde ele alacağız. Migren, gerilim tipi baş ağrıları, küme baş ağrıları gibi yaygın baş ağrısı tiplerinin yanı sıra, daha az yaygın ancak daha ciddi olan subaraknoid kanama, beyin tümörü, menenjit, sinüs enfeksiyonları ve göz problemleri gibi durumların baş ağrısı ile olan ilişkilerini inceleyeceğiz. Her bir durumun semptomlarını, teşhis yöntemlerini ve tedavi seçeneklerini açıklayarak, baş ağrısı yaşayan bireylerin doğru tanı ve tedaviye ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Ayrıca, ne zaman bir doktora başvurulması gerektiği konusunda önemli bilgiler sağlayarak, potansiyel olarak hayatı tehdit eden durumların erken teşhisine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Unutulmamalıdır ki, burada verilen bilgiler tıbbi tavsiye niteliği taşımamakta olup, her türlü sağlık sorunu için mutlaka bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.

Baş Ağrısının Yaygın Nedenleri

Baş ağrısı, dünya nüfusunun büyük bir bölümünün deneyimlediği son derece yaygın bir şikayettir. Gerilim tipi baş ağrıları ve migrenler en sık görülen tiplerdir. Ancak, baş ağrısı birçok farklı hastalığın belirtisi olabileceğinden, nedenini belirlemek için dikkatli bir değerlendirme gereklidir. Baş ağrısının altında yatan nedenin teşhis edilmesi, uygun tedavi planının oluşturulması için hayati önem taşır.

Gerilim tipi baş ağrıları, genellikle başın her iki tarafında sıkıştırma veya baskı hissi olarak tanımlanır. Hafif ila orta şiddette olabilir ve saatler veya günler sürebilir. Stres, uykusuzluk, kötü duruş ve kas gerginliği gibi faktörler tetikleyici olabilir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, yetişkinlerin %90’ından fazlası hayatlarının bir döneminde gerilim tipi baş ağrısı yaşamıştır. Bu rakam, gerilim tipi baş ağrılarının ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir. Tedavisi genellikle ağrı kesiciler, yaşam tarzı değişiklikleri ve stres yönetimi tekniklerini içerir.

Migrenler, genellikle şakak bölgesinde veya başın bir tarafında ortaya çıkan, şiddetli, atımlı ağrılarla karakterizedir. Ağrıya genellikle bulantı, kusma ve ışığa veya sese karşı hassasiyet eşlik eder. Migrenlerin genetik bir bileşeni olduğu düşünülmektedir ve kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Tetikleyiciler arasında belirli yiyecekler, stres, uykusuzluk, hormonal değişiklikler ve hava durumu değişiklikleri sayılabilir. Migren tedavisi, ağrı kesiciler, triptanlar gibi özel ilaçlar ve yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir. Kronik migren yaşayan kişilerin %10’undan fazlası, günlük yaşamlarını önemli ölçüde etkileyen günlük migren atakları yaşamaktadır. Bu rakam, migrenin yaşam kalitesi üzerindeki ciddi etkisini göstermektedir.

Baş ağrısına neden olabilecek diğer durumlar arasında sinüs enfeksiyonları, diş problemleri, göz gerginliği, yüksek tansiyon, beyin tümörleri ve menenjit yer alır. Sinüs enfeksiyonları, başın ön tarafında ağrıya neden olabilirken, diş problemleri genellikle ağrının çene veya yüz bölgesinde hissedilmesine neden olur. Göz gerginliği, başın ön tarafında veya göz çevresinde ağrıya yol açabilir. Yüksek tansiyon, şiddetli ve ani baş ağrılarına neden olabilir. Beyin tümörleri ve menenjit gibi daha ciddi durumlar ise genellikle şiddetli, sürekli ve diğer belirtilerle birlikte görülen baş ağrılarına neden olur. Bu durumlarda acil tıbbi müdahale gereklidir.

Özetle, baş ağrısının birçok farklı nedeni vardır ve şiddeti, süresi ve eşlik eden belirtiler teşhiste önemli rol oynar. Tekrarlayan veya şiddetli baş ağrıları yaşayan kişilerin, altta yatan bir sağlık sorununu ekarte etmek için bir sağlık uzmanına danışmaları önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, baş ağrısıyla ilişkili komplikasyonların önlenmesinde ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde hayati önem taşır.

Migren ve Gerilim Tipi Baş Ağrıları

Baş ağrısı, dünyanın en yaygın sağlık şikayetlerinden biridir ve pek çok farklı hastalığın belirtisi olabilir. Migren ve gerilim tipi baş ağrıları, en sık görülen iki tür baş ağrısı olup, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilirler. Bu iki tür baş ağrısı arasında belirgin farklılıklar olmakla birlikte, bazen birbirleriyle karıştırılabilirler. Dolayısıyla, doğru teşhis ve tedavi için uzman bir doktora danışmak oldukça önemlidir.

Migren, şiddetli, genellikle tek taraflı ve atımlı bir ağrı ile karakterizedir. Ağrı genellikle birkaç saatten birkaç güne kadar sürebilir. Migren atakları sırasında bulantı, kusma, ışık ve sese karşı hassasiyet (fotofobi ve fonofobi) gibi semptomlar da görülebilir. Bazı kişilerde migren ataklarından önce aura adı verilen görsel, duyusal veya motor bozukluklar yaşanabilir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık %15’ini etkileyen migren, kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. Migrenin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler, stres ve çevresel faktörler gibi birçok faktörün rol oynadığı düşünülmektedir.

Gerilim tipi baş ağrıları ise, genellikle iki taraflı, sıkıştırıcı veya gerginlik hissi şeklinde ortaya çıkan, daha hafif şiddette baş ağrılarıdır. Ağrı genellikle saatler veya günler sürebilir ve genellikle bulantı veya kusmaya neden olmaz. Işık ve sese karşı hassasiyet de migrene kıyasla daha az yaygındır. Gerilim tipi baş ağrıları, stres, uykusuzluk, kötü duruş ve kas gerginliği gibi faktörlerle ilişkilidir. Dünya popülasyonunun büyük bir bölümünü etkileyen gerilim tipi baş ağrıları, genellikle migrenden daha yaygındır ve yaşam boyu en az bir kez gerilim tipi baş ağrısı yaşayan kişilerin oranı oldukça yüksektir. Bazı çalışmalar, yetişkin nüfusun %78’inin en az bir kez gerilim tipi baş ağrısı yaşadığını göstermektedir.

Migren ve gerilim tipi baş ağrıları arasında ayrım yapmak önemlidir çünkü tedavi yaklaşımları farklıdır. Migren tedavisinde, ağrı kesiciler, triptanlar gibi spesifik ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri kullanılır. Gerilim tipi baş ağrıları için ise, genellikle ağrı kesiciler, stres yönetimi teknikleri, düzenli egzersiz ve iyi uyku alışkanlıkları önerilir. Erken teşhis ve doğru tedavi, baş ağrılarının sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir ve yaşam kalitesini iyileştirebilir. Baş ağrılarınız sıklaşıyorsa, şiddetleniyor veya günlük aktivitelerinizi etkiliyorsa, mutlaka bir nöroloğa veya genel pratisyen hekime başvurmanız önemlidir.

Sonuç olarak, baş ağrısı birçok farklı nedenden kaynaklanabilir ve migren ile gerilim tipi baş ağrıları en yaygın olanlarıdır. Bu iki baş ağrısı türü arasında belirgin farklılıklar olsa da, doğru teşhis ve tedavi için mutlaka bir sağlık uzmanına danışmak gerekmektedir. Uzman hekim, baş ağrınızın türünü belirleyecek ve size en uygun tedavi planını oluşturacaktır. Kendinizi tedavi etmeye çalışmak yerine, tıbbi yardım almak önemlidir.

Ciddi Baş Ağrısı Belirtileri

Baş ağrısı, çoğu insanın hayatında zaman zaman yaşadığı yaygın bir şikayettir. Ancak, bazı baş ağrıları ciddi altta yatan bir hastalığın belirtisi olabilir ve tıbbi müdahale gerektirir. Bu nedenle, baş ağrınızın şiddetini, sıklığını ve özelliklerini dikkatlice takip etmek önemlidir. Ciddi baş ağrısı belirtileri, genellikle ani başlangıçlı, şiddetli ve alışılmadık özellikler gösterir.

Ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı (Thunderclap headache), en endişe verici belirtilerden biridir. Bu tür baş ağrısı, saniyeler veya birkaç dakika içinde maksimum şiddete ulaşır ve normal baş ağrılarına benzemez. Bu durum, subaraknoid kanama, beyin anevrizması gibi hayati tehlike arz eden durumların belirtisi olabilir. Anevrizma, beyindeki bir kan damarının zayıflaması ve şişmesidir ve yırtılması halinde ölümcül olabilir. Subaraknoid kanama vakalarının yaklaşık %1’inin ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı ile ilişkili olduğu tahmin edilmektedir. Bu tür bir baş ağrısı yaşayan kişiler derhal tıbbi yardım almalıdır.

Baş ağrısı ile birlikte ateş, sert boyun, kusma, bilinç bulanıklığı, konuşma güçlüğü, görme bozukluğu, uyuşukluk veya güçsüzlük gibi belirtiler de ciddi bir sağlık sorununu gösterebilir. Bu belirtiler, menenjit (beyin ve omurilik zarlarının iltihabı), ensefalit (beyin iltihabı), beyin tümörü veya inme gibi ciddi durumlarla ilişkili olabilir. Menenjit özellikle çocuklarda ve gençlerde yaygın olup, hızlı bir şekilde hayati tehlikeye yol açabilir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl milyonlarca menenjit vakası bildirilmektedir.

Baş ağrısının yeri, şiddeti ve eşlik eden belirtiler de önemli ipuçları sağlayabilir. Örneğin, göz arkasında veya şakaklarda şiddetli, zonklayıcı bir baş ağrısı migren belirtisi olabilir, ancak şiddetli, sürekli ve artan bir baş ağrısı beyin tümörü gibi daha ciddi bir sorunu işaret edebilir. Ayrıca, ağrı başlangıcından önce veya sonra görülen görme bozuklukları, konuşma problemleri veya uyuşmalar da dikkat edilmesi gereken önemli belirtilerdir. Örneğin, geçici ama belirgin görme kaybı, inme riski taşıyan kişilerde önemli bir uyarı işareti olabilir.

Sonuç olarak, her baş ağrısı önemsiz değildir. Yukarıda belirtilen belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, hemen bir doktora başvurmalısınız. Erken teşhis ve tedavi, ciddi sağlık sorunlarının önlenmesi veya etkilerinin azaltılması açısından son derece önemlidir. Kendinizi gözlemleyin, belirtilerinizi kaydedin ve olası bir acil durum için her zaman hazırlıklı olun.

Nadir Görülen Baş Ağrısı Türleri

Baş ağrısı, çoğu insanın hayatında zaman zaman yaşadığı yaygın bir şikayettir. Ancak, bazı baş ağrısı türleri oldukça nadir görülür ve ciddi altta yatan tıbbi durumların belirtisi olabilir. Bu nadir baş ağrılarının teşhisi ve tedavisi zor olabilir, çünkü semptomları yaygın baş ağrılarına benzeyebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi, komplikasyon riskini azaltmak için kritik öneme sahiptir.

Klastrojenik baş ağrısı (Küme baş ağrısı), şiddetli, tekrarlayan ve genellikle göz çevresinde yoğunlaşan baş ağrıları ile karakterizedir. Bu ağrılar genellikle kümeler halinde gelir, yani belirli bir süre boyunca her gün veya birkaç gün boyunca birkaç hafta veya ay sürer, ardından uzun bir remisyon dönemi izler. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür. Tam olarak neden olduğu bilinmese de, genetik yatkınlık ve beyindeki belirli nörotransmiterlerin dengesizliği ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Dünya nüfusunun yaklaşık %0.1’ini etkilediği tahmin edilmektedir.

Hemikrani paroksismal, şiddetli, tek taraflı ve genellikle göz çevresinde yoğunlaşan baş ağrıları ile karakterize başka bir nadir baş ağrısı türüdür. Klastrojenik baş ağrılarından daha kısadır, genellikle birkaç dakika sürer ve çok sık tekrarlar. Kadınlarda daha sık görülür. Tedavide ilaçlar etkili olmaktadır, ancak kesin nedeni henüz bilinmemektedir.

Sunucu baş ağrısı (Thunderclap headache), ani başlangıçlı ve şiddetli bir baş ağrısıdır. Bu tür bir baş ağrısı, beyin kanaması, subaraknoid kanama veya diğer ciddi nörolojik durumlar gibi yaşamı tehdit eden bir durumun belirtisi olabilir. Sunucu baş ağrısı yaşayan herkes hemen tıbbi yardım almalıdır. Çünkü zamanında müdahale hayati önem taşır. Bu tür baş ağrıları nadirdir, ancak potansiyel sonuçları nedeniyle en endişe verici olanlardan biridir.

Santral sinir sistemi iltihabı ile ilişkili baş ağrıları, menenjit veya ensefalit gibi beyin ve omurilik zarlarının iltihaplanmasıyla ilişkili olabilir. Bu baş ağrıları genellikle şiddetlidir ve ateş, boyun sertliği ve diğer nörolojik semptomlarla birlikte olabilir. Bu durumlar acil tıbbi müdahale gerektirir.

İdiopatik intrakraniyal hipertansiyon (IIH), beyindeki basıncın anormal derecede yüksek olduğu bir durumdur. Bu durum, şiddetli baş ağrılarına, görme bozukluklarına ve diğer nörolojik semptomlara neden olabilir. Genellikle genç kadınlarda görülür ve nedeni tam olarak bilinmemektedir. Obezite ve bazı ilaçlar risk faktörleri arasında yer almaktadır.

Nadir baş ağrısı türlerinin teşhisi, ayrıntılı bir tıbbi öykü, fizik muayene ve görüntüleme testleri (örneğin, BT taraması veya MRI) gerektirir. Tedavi, altta yatan nedene bağlı olarak değişir ve ağrı kesicilerden cerrahiye kadar çeşitli seçenekleri içerebilir. Herhangi bir sıra dışı veya şiddetli baş ağrısı yaşarsanız, hemen bir doktora görünmeniz önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, uzun vadeli sağlık sonuçlarınızı önemli ölçüde iyileştirebilir.

Baş Ağrısı Hangi Hastalıkların Belirtisi Olabilir?

Baş Ağrısı Tedavi Yöntemleri

Baş ağrısı, dünya nüfusunun büyük bir bölümünü etkileyen yaygın bir şikayettir. Migren, gerilim tipi baş ağrısı ve küme baş ağrısı gibi çeşitli türleri vardır ve her birinin kendine özgü tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Ancak, baş ağrısı aynı zamanda daha ciddi altta yatan sağlık sorunlarının da bir belirtisi olabilir, bu nedenle doğru teşhis ve tedavi çok önemlidir. Baş ağrınızın nedenini belirlemek için bir doktora danışmanız şiddetle tavsiye edilir.

Gerilim tipi baş ağrısı, en yaygın baş ağrısı türüdür ve genellikle başın her iki tarafında sıkışma veya baskı hissi olarak ortaya çıkar. Tedavi genellikle yaşam tarzı değişiklikleriyle başlar. Bunlar arasında düzenli egzersiz, yeterli uyku, stres yönetimi teknikleri (yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri) ve düzenli beslenme bulunur. İbuprofen veya parasetamol gibi reçetesiz satılan ağrı kesiciler de semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz yapan bireylerde gerilim tipi baş ağrısı sıklığının %20 oranında azaldığına dair çalışmalar mevcuttur.

Migren, şiddetli, genellikle tek taraflı, atış şeklinde ağrıya neden olan daha şiddetli bir baş ağrısı türüdür. Migren atakları genellikle bulantı, kusma ve ışığa veya sese karşı hassasiyetle birlikte görülür. Migren tedavisi, ağrı kesiciler, triptanlar (migren ataklarını durdurmak için özel olarak tasarlanmış ilaçlar) ve beta blokerler gibi ilaçları içerebilir. Bazı kişiler için biyofeedbak, akupunktur ve botulinum toksini enjeksiyonları gibi alternatif tedavi yöntemleri de etkili olabilir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık %15’i migrenden etkilenmektedir.

Küme baş ağrısı, şiddetli ve tekrarlayan baş ağrıları atakları ile karakterizedir. Bu ataklar genellikle gözün arkasında veya tapınaklarda yoğun ağrıya neden olur ve birkaç hafta veya ay boyunca sürer. Küme baş ağrısı tedavisi, oksijen tedavisi, triptanlar ve kalsiyum kanal blokerleri gibi ilaçları içerebilir. Ağrı ataklarının sıklığını azaltmak için önleyici tedavi de düşünülebilir. Küme baş ağrılarının kadınlarda erkeklere göre daha az görüldüğü bilinmektedir.

Baş ağrısı, sinüs enfeksiyonları, yüksek tansiyon, beyin tümörleri ve menenjit gibi çeşitli ciddi tıbbi durumların bir belirtisi olabilir. Bu nedenle, sık veya şiddetli baş ağrıları yaşıyorsanız, özellikle ağrı yeni başlamışsa, baş ağrısına eşlik eden diğer semptomlar mevcutsa (ateş, boyun sertliği, görme değişiklikleri, konuşma güçlüğü vb.) veya ağrı kesicilere yanıt vermiyorsa, hemen bir doktora danışmalısınız. Erken teşhis ve tedavi, daha ciddi komplikasyonların önlenmesine yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, baş ağrısı tedavisi, baş ağrısının türüne ve şiddetine bağlıdır. Yaşam tarzı değişiklikleri ve reçetesiz satılan ağrı kesiciler hafif baş ağrıları için yeterli olabilirken, daha şiddetli veya sık baş ağrıları için tıbbi müdahale gerekli olabilir. Herhangi bir baş ağrısı endişeniz varsa, kesinlikle bir sağlık uzmanına danışmalısınız.

Bu çalışmada, baş ağrısının çeşitli hastalıkların bir belirtisi olabileceği incelenmiştir. Baş ağrısı, oldukça yaygın bir şikayet olup, birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Migren, gerilim tipi baş ağrısı ve küme baş ağrısı gibi primer baş ağrıları, baş ağrısının en yaygın nedenleri arasındadır. Ancak, baş ağrısı aynı zamanda sinüs enfeksiyonları, menenjit, beyin tümörü, subaraknoid kanama ve hipertansiyon gibi ciddi sistemik hastalıkların da bir belirtisi olabilir.

Baş ağrısının nedenini belirlemek için, hastanın öyküsü, fizik muayene ve ek tetkikler (örneğin, beyin tomografisi, manyetik rezonans görüntüleme) gereklidir. Baş ağrısının şiddeti, süresi, yeri, eşlik eden belirtiler (bulantı, kusma, görme bozukluğu, ateş vb.) ve tetikleyiciler (stres, uykusuzluk, belirli yiyecekler vb.) gibi faktörler tanı için önemlidir. Klinik değerlendirme, baş ağrısının altta yatan nedenini belirlemede ve uygun tedaviyi planlamada hayati önem taşır.

Bu çalışmanın gösterdiği gibi, baş ağrısı basit bir rahatsızlıktan hayati tehlike arzeden bir duruma kadar değişen geniş bir yelpazede hastalıkların belirtisi olabilir. Bu nedenle, herhangi bir şiddet düzeyinde tekrarlayan veya şiddetlenen baş ağrıları mutlaka bir sağlık uzmanına bildirilmelidir. Erken tanı ve tedavi, ciddi komplikasyonların önlenmesinde önemli bir rol oynar. Özellikle ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı, ateş, boyun sertliği, görme bozuklukları, konuşma zorluğu gibi belirtilerle birlikte görülüyorsa, acil tıbbi müdahale gereklidir.

Gelecek trendler açısından, baş ağrısı tedavisinde kişiselleştirilmiş tıp yaklaşımının önemi artacaktır. Genetik faktörlerin, çevresel faktörlerin ve yaşam tarzı faktörlerinin baş ağrısı gelişimindeki rolü daha iyi anlaşıldıkça, daha hedefli ve etkili tedavi stratejileri geliştirilecektir. Dijital sağlık teknolojileri, baş ağrılarının uzaktan izlenmesi ve yönetimi için yeni fırsatlar sunmaktadır. Yapay zeka tabanlı teşhis araçları, baş ağrılarının daha hızlı ve doğru bir şekilde değerlendirilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, önleyici stratejiler, örneğin sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ve stres yönetimi teknikleri, baş ağrılarının önlenmesinde giderek daha önemli bir rol oynayacaktır.

ÖNERİLER

Sağlık

Kulak Çınlamasının Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Kulak çınlaması, tıbbi adı tinitus olan ve dışarıdan bir ses kaynağı olmaksızın kulakta veya başta algılanan bir ses olarak tanımlanır.
Sağlık

Beyin Sağlığını Destekleyen Besinler

Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hayati organıdır. Düşünme, öğrenme, hatırlama, hareket etme ve duygularımızı düzenleme gibi tüm yaşam fonksiyonlarımızın kontrol