Sağlık

Migren Atağını Tetikleyen Faktörler ve Kaçınma Yöntemleri

Migren, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren yaygın bir nörolojik hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık %15’i migrenden muzdarip olup, kadınlar erkeklerden yaklaşık üç kat daha fazla etkilenmektedir. Bu rakamlar, migrenin sadece şiddetli baş ağrılarından ibaret olmadığını, aynı zamanda iş gücü kaybına, sosyal hayatta kısıtlanmaya ve önemli ekonomik yükümlülüklere yol açan ciddi bir sağlık sorunu olduğunu göstermektedir. Migren atakları, şiddet ve süresi bakımından kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterirken, yaşamı felç edebilecek kadar yoğun ve sakatlayıcı olabilir. Bu nedenle, migrenin altında yatan mekanizmaları anlamak ve atakları tetikleyen faktörleri belirlemek, etkili bir tedavi ve yönetim stratejisi geliştirmek için son derece önemlidir.

Migren atağını tetikleyen faktörler oldukça çeşitlidir ve bireyler arasında büyük farklılıklar gösterir. Bazı kişilerde belirli besinler (örneğin, yaşlanmış peynirler, işlenmiş etler, çikolata), alkol tüketimi, kafein yoksunluğu veya aşırı kafein tüketimi atakları tetiklerken, diğerlerinde stres, uyku düzensizlikleri, hormonal değişiklikler (özellikle kadınlarda adet dönemi öncesi), hava durumu değişiklikleri (örneğin, ani barometrik basınç düşüşleri), parlak ışıklar, yüksek sesler ve koku gibi çevresel faktörler rol oynar. Bazı durumlarda, migren atakları belirli ilaçların kullanımı sonucu da ortaya çıkabilir. Bu faktörlerin hepsi, bireyde farklı yoğunluk ve kombinasyonlarda etkili olabilir, bu da migren yönetimini kişiselleştirmenin önemini vurgular.

Bu kapsamlı incelemede, migren atağını tetikleyen yaygın faktörleri ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. Her bir tetikleyiciyi ayrıntılı olarak inceleyerek, migren atağını önlemek veya şiddetini azaltmak için kullanılabilecek etkili kaçınma yöntemlerini ve yaşam tarzı değişikliklerini tartışacağız. Çalışmamız, migrenden muzdarip bireylere ve sağlık uzmanlarına, migren yönetimi konusunda daha iyi bir anlayış ve pratik stratejiler sunmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, mevcut bilimsel literatürün ışığında, migren ataklarının önlenmesi ve yönetimi için güncel ve kanıta dayalı öneriler sunacağız. Bu bilgiler, migrenle yaşayan bireylerin yaşam kalitelerini iyileştirmelerine ve daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olacaktır.

Migren Tetikleyicileri Nelerdir?

Migren, şiddetli baş ağrıları, bulantı ve kusma ile karakterize tekrarlayan bir baş ağrısı bozukluğudur. Dünyada milyonlarca insanı etkileyen migrenin tetikleyicileri kişiden kişiye değişmekle birlikte, belirli faktörlerden kaçınmak atakların sıklığını ve şiddetini azaltmada yardımcı olabilir. Migren ataklarını tetikleyen faktörler oldukça çeşitlidir ve bunların tam olarak anlaşılması kişisel migren yönetimi için kritik önem taşır.

Beslenme, migren tetikleyicilerinin önemli bir bileşenidir. Bazı yiyecekler ve içecekler, özellikle işlenmiş gıdalar, yapay tatlandırıcılar, şeker, kafein, alkollü içecekler (özellikle kırmızı şarap) ve fermente gıdalar migren ataklarını tetikleyebilir. Örneğin, bir çalışmada katılımcıların %30’unun peynir tüketiminden sonra migren yaşadığı belirtilmiştir. Bu, peynirdeki tiramin adlı bileşenin migren ataklarını tetikleyebilmesiyle açıklanabilir. Bununla birlikte, herkeste aynı etkiyi göstermediğini unutmamak önemlidir. Kişisel gıda günlüğü tutmak ve tetikleyici gıdaları belirlemek için beslenme alışkanlıklarını dikkatlice incelemek faydalı olacaktır.

Çevresel faktörler de migren ataklarını tetikleyebilir. Parlak ışıklar, yüksek sesler, güçlü kokular (parfüm, boya, temizlik ürünleri gibi) ve hava değişiklikleri (özellikle ani sıcaklık düşüşleri veya nem artışları) yaygın tetikleyiciler arasındadır. Ayrıca, hava kirliliği ve sigara dumanı da migreni tetikleyebilir. Baş ağrısı yaşayan kişilerin bu faktörlerden mümkün olduğunca kaçınmaları önerilir. Örneğin, güneş gözlükleri ve kulak tıkacı kullanmak, güçlü kokulardan uzak durmak ve hava durumunu takip etmek yardımcı olabilir.

Stres, migrenin en sık bildirilen tetikleyicilerinden biridir. Kronik stres, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini artırabilir. Stres yönetimi teknikleri, örneğin yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri ve düzenli egzersiz migren ataklarını önlemeye yardımcı olabilir. Düzenli uyku düzeni de önemlidir. Uykusuzluk veya aşırı uyku, migren ataklarını tetikleyebilir. Yeterli ve kaliteli uyku almak migren yönetimi için önemli bir adımdır.

Hormonal değişiklikler, özellikle kadınlarda, migren ataklarının sıklığını etkileyebilir. Menstrüasyon dönemi, hamilelik ve menopoz gibi hormonal değişiklikler migren ataklarını tetikleyebilir. Bu dönemlerde dikkatli olmak ve olası tetikleyicilerden kaçınmak önemlidir. İlaçlar da migren ataklarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Bazı ilaçlar, özellikle bazı ağrı kesiciler, migren ataklarını tetikleyebilir. Bu nedenle, herhangi bir ilaç kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.

Sonuç olarak, migren tetikleyicileri kişiden kişiye değişir ve belirli tetikleyicileri belirlemek için dikkatli bir gözlem ve kayıt tutma gereklidir. Yukarıda belirtilen tetikleyicilerden kaçınmak ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmak, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmada önemli rol oynar. Migreniniz varsa, bir sağlık uzmanına danışarak kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturmanız önemlidir.

Migrenden Nasıl Korunabilirsiniz?

Migren, milyonlarca insanı etkileyen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren şiddetli bir baş ağrısı türüdür. Migren ataklarının sıklığı ve şiddeti kişiden kişiye değişse de, birçok faktör bu atakları tetikleyebilir. Neyse ki, bu tetikleyicileri belirleyerek ve onlardan kaçınarak, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini önemli ölçüde azaltmak mümkündür. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık %15’i migrenden etkilenmektedir ve kadınlar erkeklerden daha yüksek oranda migren yaşamaktadır.

Beslenme alışkanlıkları migren ataklarını tetikleyen önemli bir faktördür. Bazı yiyecekler, özellikle işlenmiş gıdalar, yapay tatlandırıcılar, kafein, alkol ve yaşlandırılmış peynirler gibi tiramin içeren gıdalar migren ataklarını başlatabilir veya şiddetlendirebilir. Örneğin, kırmızı şarap ve çikolata sıklıkla migren tetikleyicisi olarak gösterilir. Bu nedenle, sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni benimsemek ve potansiyel tetikleyicileri belirleyip diyetten çıkarmak oldukça önemlidir. Günlük düzenli ve yeterli miktarda su tüketimi de migren ataklarını önlemeye yardımcı olabilir.

Uyku düzensizlikleri de migren ataklarını tetikleyen bir diğer önemli faktördür. Hem yetersiz uyku hem de aşırı uyku migreni tetikleyebilir. Düzenli bir uyku programı oluşturmak ve her gece 7-8 saat uyumaya özen göstermek migren riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Uyku kalitesini artırmak için yatmadan önce rahatlatıcı aktiviteler yapmak, karanlık ve sessiz bir ortamda uyumak ve düzenli egzersiz yapmak faydalı olabilir.

Stres, migrenin en yaygın tetikleyicilerinden biridir. Kronik stres, vücudu sürekli gergin tutarak migren ataklarını artırabilir. Stres yönetimi teknikleri öğrenmek, yoga, meditasyon veya derin nefes egzersizleri yapmak stres seviyelerini düşürmeye ve migren ataklarını önlemeye yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz de hem stresi azaltır hem de genel sağlığı iyileştirerek migren riskini düşürür.

Hormonal değişiklikler, özellikle kadınlarda, migren ataklarını tetikleyebilir. Adet döngüsü, gebelik ve menopoz gibi dönemlerdeki hormonal dalgalanmalar migren sıklığını ve şiddetini artırabilir. Bu dönemlerde kendinizi daha iyi tanımak ve olası tetikleyicilerden kaçınmak önemlidir. Doktorunuzla hormonal değişikliklerin migren üzerindeki etkisini görüşmek ve uygun önlemleri almak faydalı olabilir.

Çevresel faktörler de migren ataklarını tetikleyebilir. Parlak ışıklar, yüksek sesler, güçlü kokular ve hava değişiklikleri migren ataklarını başlatabilir. Bu faktörlerden kaçınmak veya onlara karşı önlem almak (örneğin, güneş gözlüğü takmak, kulak tıkacı kullanmak) migren ataklarını önlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme, vücudun bu tür tetikleyicilere karşı direncini artırabilir.

Sonuç olarak, migrenden korunmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, potansiyel tetikleyicileri belirleyip onlardan kaçınmak ve stres yönetimi tekniklerini öğrenmek çok önemlidir. Eğer sık sık migren atakları yaşıyorsanız, bir doktora danışarak uygun tedavi yöntemlerini belirlemek ve migreninizi kontrol altına almak önemlidir. Unutmayın, migren yönetimi kişiye özeldir ve sizin için en etkili yöntemleri bulmak zaman alabilir.

Migren Atağını Önleme Yolları

Migren, şiddetli baş ağrıları, genellikle mide bulantısı ve kusma ile birlikte gelen, milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir nörolojik rahatsızlıktır. Migren ataklarını önlemek, yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Bu, tetikleyicilerden kaçınmak ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmak anlamına gelir. Dünya genelinde kadınların %15’inin ve erkeklerin %7’sinin migrenden muzdarip olduğu tahmin edilmektedir. Bu istatistikler, migrenin yaygınlığını ve etkili önleme stratejilerinin ne kadar önemli olduğunu vurgular.

Migren ataklarını tetikleyen en yaygın faktörler arasında belirli yiyecekler ve içecekler yer alır. Örneğin, yaşlanmış peynirler, işlenmiş etler, alkol (özellikle kırmızı şarap), kafein ve aşırı miktarda çikolata migreni tetikleyebilir. Bu yiyeceklerdeki tiramin ve nitratlar gibi belirli bileşikler, beyindeki kan damarlarını genişleterek migren ataklarını başlatabilir. Her bireyin tetikleyicileri farklı olduğundan, bir gıda günlüğü tutmak ve hangi yiyeceklerin migren ataklarını tetiklediğini belirlemek önemlidir. Bir beslenme uzmanıyla veya diyetisyenle çalışmak, kişiselleştirilmiş bir diyet planı oluşturmada yardımcı olabilir.

Stres de migrenin önemli bir tetikleyicisidir. Kronik stres, vücudun kortizol gibi stres hormonlarını sürekli olarak salgılamasına neden olur ve bu da migren ataklarını tetikleyebilir. Stres yönetimi teknikleri öğrenmek, migren ataklarını önlemenin önemli bir yoludur. Bunlar arasında yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri ve düzenli egzersiz yer alır. Araştırmalar, düzenli egzersizin migren sıklığını ve şiddetini azaltabileceğini göstermiştir. Haftada en az 150 dakika orta şiddette aerobik egzersiz yapılması önerilir.

Uyku düzensizlikleri de migren ataklarını tetikleyebilir. Hem uykusuzluk hem de aşırı uyku, migren riskini artırabilir. Düzenli bir uyku programı oluşturmak ve günde 7-8 saat uyumak önemlidir. Uyku hijyenine dikkat etmek, yatmadan önce kafein ve alkol almaktan kaçınmak ve karanlık ve sessiz bir ortamda uyumak da yardımcı olabilir. Hormonal değişiklikler, özellikle kadınlarda, migren ataklarını tetikleyebilir. Menstrüasyon döngüsü, hamilelik ve menopoz gibi dönemlerde migren ataklarında artış görülebilir. Hormonal doğum kontrol yöntemleri de migreni etkileyebilir. Bu konuda bir doktorla görüşmek faydalı olacaktır.

Çevresel faktörler de migren ataklarını tetikleyebilir. Parlak ışıklar, yüksek sesler, güçlü kokular ve hava değişiklikleri gibi faktörlerden kaçınmak önemlidir. Hidrasyon da önemli bir faktördür. Vücudun susuz kalması migren ataklarını tetikleyebilir, bu nedenle bol su içmek önemlidir. Sonuç olarak, migren ataklarını önlemek için yaşam tarzı değişiklikleri yapmak, tetikleyicilerden kaçınmak ve stres yönetimi teknikleri öğrenmek önemlidir. Bu önlemler, migren sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir ve yaşam kalitesini artırabilir.

Migren Günlüğü Tutmak

Migren, milyonlarca insanı etkileyen şiddetli ve sakatlayıcı bir baş ağrısı türüdür. Migren ataklarının sıklığını, şiddetini ve süresini azaltmak için, tetikleyicileri belirlemek ve onlardan kaçınmak çok önemlidir. Bu noktada, migren günlüğü tutmak son derece etkili bir yöntemdir. Günlük tutmak, desenleri belirlemenize, tetikleyicilerinizi anlamanıza ve böylece gelecekteki atakları önlemenize yardımcı olur.

Bir migren günlüğü, belirli bir zaman dilimi boyunca (örneğin, bir ay veya üç ay) her gün yaşadığınız migren ataklarını kaydetmenizi sağlar. Kaydetmeniz gereken bilgiler arasında baş ağrısının başlama zamanı ve süresi, ağrının şiddeti (1’den 10’a kadar bir ölçekte), ağrının yeri ve türü (vurucu, zonklayıcı vb.), ilişkili semptomlar (bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı hassasiyet, görsel aura), kullanılan ilaçlar ve bunların etkinliği yer alır. Ayrıca, günlük yaşamınızdaki aktiviteler, yiyecekler, içecekler, uyku alışkanlıklarınız, stres seviyeleriniz ve çevresel faktörler gibi potansiyel tetikleyicileri de kaydetmeniz önemlidir. Örneğin, belirli bir gıdanın (kırmızı şarap, yaşlanmış peynir gibi) migren atağını tetiklediğini fark edebilirsiniz.

Örneğin, bir kişi düzenli olarak migren günlüğü tuttuğunda, her cuma akşamı arkadaşlarıyla dışarı çıktığında migren yaşadığını fark edebilir. Bu, alkol tüketiminin veya gecikmiş uyku düzeninin tetikleyici olabileceğini gösterir. Başka bir örnek olarak, belirli bir hava koşulunun (örneğin, düşük barometrik basınç) migreni tetiklediğini tespit edebilir. Bu bilgileri kullanarak, kişi migren ataklarını önlemek veya şiddetini azaltmak için önlemler alabilir. Örneğin, cuma akşamları alkol tüketiminden kaçınabilir veya düzenli bir uyku programına uyabilir.

Araştırmalar, migren günlüğü tutmanın migren yönetiminde etkili olduğunu göstermektedir. Bir çalışmada, migren günlüğü tutan kişilerin, günlüğü tutmayan kişilere göre tetikleyicilerini daha iyi belirledikleri ve migren ataklarını daha etkili bir şekilde yönettikleri bulunmuştur. Ancak, günlüğün etkili olabilmesi için düzenli ve doğru bir şekilde tutulması gerekir. Kayıtların eksik veya tutarsız olması, desenleri belirlemeyi zorlaştırabilir ve yanlış sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, her gün günlüğü güncellemek ve mümkün olduğunca detaylı bilgiler kaydetmek önemlidir.

Sonuç olarak, migren günlüğü tutmak, migren ataklarını tetikleyen faktörleri belirlemek ve bunlardan kaçınmak için güçlü bir araçtır. Düzenli ve doğru bir şekilde tutulduğunda, migren yönetiminde önemli bir rol oynayabilir ve hayat kalitenizi iyileştirebilir. Bir migren günlüğü başlatmak için bir defter ve kalem veya bir akıllı telefon uygulaması kullanabilirsiniz. Önemli olan, kendinize uygun bir yöntem seçmeniz ve tutarlı olmanızdır.

Stres Yönetimi ve Migren

Migren, milyonlarca insanı etkileyen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren bir nörolojik bozukluktur. Migren ataklarının tetikleyicileri kişiden kişiye değişse de, stres en yaygın tetikleyicilerden biridir. Araştırmalar, stresin migren ataklarının sıklığını ve şiddetini artırdığını göstermektedir. Örneğin, Amerikan Migren Vakfı’nın verilerine göre, migren hastalarının büyük bir çoğunluğu stresli bir dönemden sonra migren atağı yaşadıklarını bildirmektedir.

Stresin migreni tetikleme mekanizması karmaşıktır. Stresli durumlar vücutta fizyolojik değişikliklere neden olur. Bunlar arasında kortizol gibi stres hormonlarının seviyelerinde artış, kas gerginliği ve uyku düzensizlikleri yer alır. Bu değişiklikler beyindeki kimyasal dengenin bozulmasına ve migren ataklarının başlamasına yol açabilir. Ayrıca, stres, migrenin diğer tetikleyicilerini, örneğin uykusuzluğu veya düzensiz beslenmeyi, daha olası hale getirebilir.

Stresin migren üzerindeki etkisini azaltmak için etkili stres yönetimi teknikleri kullanmak çok önemlidir. Bu teknikler arasında derin nefes egzersizleri, progresif kas gevşetme, yoga ve meditasyon yer alır. Derin nefes egzersizleri, vücuda oksijen akışını artırarak ve kalp atış hızını yavaşlatarak stresi azaltabilir. Progresif kas gevşetme ise, vücuttaki kas gerginliğini hedefleyerek gevşemeyi sağlar. Yoga ve meditasyon ise hem bedensel hem de zihinsel rahatlama sağlayarak stresi azaltmaya yardımcı olur. Düzenli egzersiz de endorfin salınımını artırarak stresi azaltmada ve genel ruh halini iyileştirmede etkilidir.

Stres yönetimi tekniklerinin yanı sıra, düzenli bir uyku düzeni kurmak, dengeli beslenmek ve kafein ve alkolden uzak durmak da migren ataklarını önlemeye yardımcı olabilir. Bu faktörler stresle birlikte migreni tetikleyebilir veya mevcut migreni daha da kötüleştirebilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, vücudun strese daha iyi dayanmasını sağlar ve migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmaya katkıda bulunur.

Profesyonel yardım almak da önemli bir adımdır. Bir terapist veya danışman, stres yönetimi stratejileri geliştirmenize ve stresle başa çıkma mekanizmalarınızı güçlendirmenize yardımcı olabilir. Ayrıca, migren ataklarını yönetmek için ilaç tedavisi de düşünülebilir. Doktorunuz, sizin için en uygun tedavi planını belirlemenize yardımcı olacaktır. Unutulmamalıdır ki, migren tedavisi kişiye özeldir ve etkili bir yönetim için farklı yaklaşımların birleştirilmesi gerekebilir.

Sonuç olarak, stres, migren ataklarını tetikleyen önemli bir faktördür. Ancak, etkili stres yönetimi teknikleri ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmak mümkündür. Profesyonel destek almak, bu süreçte büyük fayda sağlayacaktır. Migrenle mücadele eden bireyler, stres yönetimi konusunda uzmanlaşmış bir sağlık uzmanıyla görüşerek kişiselleştirilmiş bir plan geliştirmelidir.

Bu çalışma, migren atağını tetikleyen faktörler ve bunlardan kaçınma yöntemleri üzerine kapsamlı bir inceleme sunmuştur. Araştırmamız, stres, uyku düzensizlikleri, hormonal değişiklikler, belirli yiyecek ve içecekler, çevresel faktörler (ışık, ses, koku) ve fiziksel aktivite değişiklikleri gibi çok çeşitli tetikleyicilerin migren başlangıcında önemli rol oynadığını göstermiştir. Her bireyin tetikleyicilerine karşı hassasiyeti farklılık gösterse de, bu faktörlerin bilincinde olmak ve bunlardan kaçınmak, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmada kritik öneme sahiptir.

Çalışmamız, migren yönetiminde bireysel yaklaşımın gerekliliğini vurgulamıştır. Günlük tutma, tetikleyici gıda ve içeceklerin belirlenmesi, stres yönetimi teknikleri (yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri), düzenli uyku düzeni, yeterli su tüketimi ve düzenli fiziksel aktivite gibi önleyici stratejiler, migren ataklarının kontrol altına alınmasında etkili yöntemler olarak ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra, ilaç tedavisi, özellikle sık ve şiddetli migren atakları yaşayan bireyler için önemli bir seçenektir ve doktor gözetimi altında uygulanmalıdır.

Gelecek araştırmaların, genetik yatkınlık ile çevresel faktörler arasındaki etkileşimin daha detaylı incelenmesine odaklanması gerekmektedir. Kişiselleştirilmiş tıp yaklaşımıyla, bireyin genetik yapısına ve yaşam tarzına göre özelleştirilmiş migren yönetim stratejileri geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, yapay zeka ve büyük veri analizi gibi teknolojik gelişmelerin, migren ataklarını tahmin etmek ve önlemek için yeni yöntemlerin geliştirilmesinde kullanılabileceği öngörülmektedir. Dijital sağlık uygulamaları ve giyilebilir sensör teknolojileri, bireylerin kendi migren ataklarını izlemelerini ve tetikleyicileri belirlemelerini kolaylaştırarak, daha etkili bir yönetim stratejisi geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, migrenin çok faktörlü bir hastalık olduğu ve etkili yönetimin, tetikleyicilerin belirlenmesi, yaşam tarzı değişiklikleri ve gerektiğinde ilaç tedavisi gibi çok yönlü bir yaklaşımı gerektirdiği vurgulanmalıdır. Gelecekteki araştırmalar ve teknolojik gelişmeler, migren hastalarının yaşam kalitesini iyileştirmek ve bu rahatsızlığı daha etkili bir şekilde yönetmek için yeni fırsatlar sunacaktır. Migren yönetimi alanında sürekli gelişen bilgi ve teknolojinin takip edilmesi, bireyler ve sağlık profesyonelleri için büyük önem taşımaktadır.

ÖNERİLER

Sağlık

Kulak Çınlamasının Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Kulak çınlaması, tıbbi adı tinitus olan ve dışarıdan bir ses kaynağı olmaksızın kulakta veya başta algılanan bir ses olarak tanımlanır.
Sağlık

Beyin Sağlığını Destekleyen Besinler

Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hayati organıdır. Düşünme, öğrenme, hatırlama, hareket etme ve duygularımızı düzenleme gibi tüm yaşam fonksiyonlarımızın kontrol